9 Dağcının Dyatlov Geçidi'ndeki Gizemli ve Trajik Ölümünün Sırrını Bilim İnsanları Çözdü!

1959'da Ural Dağları'nda 9 genç gizemli bir biçimde ölmüştü, bu trajik olay nihayet aydınlandı.

Önce daha evvel bu gizemli olaya dair efsaneyi duymamış olanlara bir özet geçelim.

Ural Teknik Üniversitesi'nden 9 öğrenci, 28 Ocak 1959'da Ural Dağları'nda bir gezi için yola çıkıyor ancak rota gezi için en zorlu koşullara sahipti. Tecrübeli ekibin lideri İgor Dyatlov'un önderliğinde dondurucu soğukla mücadele ederek iki haftalık serüvene başladılar.

Bin türlü zorluk, mücadele sonunda ekibin geziyi tamamlaması gereken 12 Şubat gelip çattığında...

Son durak olan Vizhai'de onlardan telgraf bekleyen spor kulüplerine hiçbir haber ulaşmadı. Haber verme görevi grubun lideri Dyatlov'daydı, ondan da ses soluk yoktu. Basit bir gecikme olduğunu düşünen spor kulübü işi ciddiye almasa da bekleyiş uzadıkça arama faaliyetlerine başladılar.

Uçaklar, helikopterler günler boyunca kayıp ekibi aradı.

Arama çalışmaları sonucunda hedeflenen varış noktalarından tam 10 kilometre ötede tahrip edilmiş bir çadır bulundu. Biraz ilerlediklerinde de kamp ateşinin yanında sadece iç çamaşırları olan iki cansız bedenle karşılaştılar. Aramalar bu bölgede detaylandırıldığında çadırlar ve kamp ateşi arasında üç cansız beden daha bulundu.

 -30 derecede iç çamaşırıyla bulunan dağcıların tüm kıyafetleri parçalanmış çadırın içerisinde sapasağlam durmaktadır. Haliyle anlam verilemez. Grubun üyeleri de iki ay süren arama sonucunda sonra aynı halde bulunur.

İlginç olan şey, dağcılar kendi kıyafetlerini değil, birbirlerinin kıyafetlerini giymiştir.

Bazı darbe izleriyle karşılaşılsa da hiçbiri iz bırakmamış ve daha önemlisi hayati etki yaratacak cinsten değildir. Bazılarının gözleri, dili yerinde olmamasına rağmen hiçbirinde yara izi bile yoktur. Yani bir saldırı da olmadığı düşünülür. 

Ne olduğu ne kadar araştırılırsa araştırılsın çözülemez ancak öyle bir ipucu ortaya çıkar ki...

Ekibin kıyafetlerinde radyoaktif kalıntılar bulunur. Alanda insan ya da herhangi bir canlının izi yokken bu nasıl oldu?

KGB olayı çözemeyip arşive kaldırıyor, trajik olayı anmak için grup lideri İgor Dyatlov'un adı olayın vuku bulduğu geçide veriliyor.

O yıldan bu yana bilim insanları bu konuyu araştırmayı sürdürdü çünkü buradaki gizem öyle basitçe geride bırakılacak cinsten değildi, dokuz can almıştı.

 ETH Zürich'te jeoteknik mühendisi olan Alexander Puzrin, o günlerde gerçekleşen bir depremin geçitte yaşanan olayları tetikleyebileceği ve bir anda çığ yaratmış olabileceğini anlatan bir çalışma yayınladı. Kendisi Dyatlov Geçidi olayını bilmediği için bu olay özelinde bir çalışması yoktu, Johan Gaume ile kolları sıvadılar, yeni bir teori ve model oluşturmaya başladılar.

Dyatlov Geçidi'ndeki yerel araziyi modellediler, buradaki karın yarattığı sürtünme değerlerini ve eğim açılarını hesapladılar...

Bir simülasyon yarattılar ve kar levhası hareketi sonrası oluşan çığ dinamiklerinin insan vücudu üzerindeki etkisini soruşturdular.

Gizemli trajik olayın sır perdesini aralamak için öyle detaylı formüller ve modellemelerden faydalanıldı ki artık orada ne olduğuna dair en sağlam teoriyi oluşturacak noktaya geldiler.

Olan şuydu, bölgenin düzensiz topoğrafyası çadır kurmaya uygun değildi. Çadır kurulduktan sonra bölgedeki rüzgarın yarattığı kar birikmesi levha salınımına katkıda bulundu ve ufak çaplı bir deprem yaşandı.

Çadırlar rampa görevi gördüğü için parçalanmadı ancak ekip üyeleri o kadar şanslı değildi.

Otopsi sonuçlarıyla da uyuşan biçimde kaçmaya çalışırlarken bir dizi yaralanma yaşandı ve ekip etrafa savrularak yaşamını yitirdi. Yani neden farklı yerlerde oldukları, giyinik oldukları anlaşıldı. Bir kısmı hipotermi, birkaç kişi de yaraları sebebiyle yaşamını yitirdi. Peki, radyoaktif izler neden olmuştu?

Ekibin kullandığı birçok kamp feneri vardı, görünen o ki içerdikleri toryum fenerler patladıktan sonra vücutlara sıçramıştı.

Kayıp gözler, diller ise yırtıcı kuşların işi olabilirdi ancak başka hiçbir yara izi olmaması bu konuyu netleştirmeye imkan tanımıyor.

İşte, gizem böyle çözüldü... Siz 60 yıllık bu trajik olayın aydınlanması hakkında ne düşünüyorsunuz?

Bu içerikler de ilginizi çekebilir!

"İki Dakika Bakıp İşime Dönerim" Diye Açıp İçeriğin Sonuna Gelene Dek Gözlerinizi Ayıramayacağınız 19 Görsel!
Türümüzün Dünyaya Hükmetmesini Sağladı, Tarımı Şahlandırdı Ancak Biz Volkanik Patlamaları Lanetliyoruz!
Taksim'in Uydu Görüntüsü Google'ın Türkiye Uzantısında Neden Bulanık da Alman Sitesinde Cam Gibi?

Popüler İçerikler

Sevgilisine Atacağı Fantezi Mesajını Yanlışlıkla Karısına Atan Ünlü Patron İcralık Oldu
"Bir Evim Varsa Onun Sayesinde": Hakan Meriçliler'den Vural Çelik Tartışmasında Gülse Birsel'e Büyük Destek!
ATM’lerde 200 TL Krizi: Fatih Altaylı’dan 5 Bin Liralık Banknot Önerisi
YORUMLAR
02.02.2021

Bir yere kadar mantıklı ama açıklanmayan bir sürü detay var o soğukta bir yırtıcı kuş olması bana çok mantıklı gelmiyo ve yabancı kaynaklarda tek bir kişide radyoaktif kıyafetler olduğu yazıyo ve bu fenerlerden bulaşabilcek düzeyde bir radyaoaktivite değil yüksek miktarda bulunuyo çünkü açıkçası bana çok mantıklı gelmedi

02.02.2021

takdiri ilahi.. biz öyle diyerek 60 yıl araştırmaktan kurtuluyoruz.

Pasif Kullanıcı
02.02.2021

İnanmıyorum çünkü kafa derisi yüzülenler falan vardı. Resmen işkence görmüş olan cesetler de var. Olayın üstünü kapatmak için yapmışlar. Bu olayla çok ilgiliyim zaman zaman da düşünürüm ve diğer detayları da biliyorum, örneğin grubun liderinin Rusya'da bir türlü sevilmeyen muhaliflerden birinin oğlu olması gibi... Daha çok ayrıntı var ve orada bulunan bir silah deneme tesisinin bu silahları bu aydın ve muhalif kesim üzerinde denemiş oldukları ortaya çıkmasın diye uydurmuşlar bunu. YALAN! Fotoğraf makinesinden çıkan bir filmde arkada görünen insan silüetine ne diceksiniz??? Takip ediliyorlardı ve kim oldukları da biliniyordu. Ayrıca KGB olayı bilerek kapattı ve bazı delilleri de ortadan kaldırdı. Bu kadar az delille bu simülasyonu yapmış olmaları yalnızca popülizm kasış.

Pasif Kullanıcı
02.02.2021

Şunu da söyleyeyim eğer deprem ve çığdan kaçıyordular ise neden hafif tepecik buldukları yerlerde saklanıyormuş gibi bulundular? Hipotermiye rağmen neden çadıra geri dönmeye çalışmadılar? Saklandıkları yerde neyin veya kimlerin gitmesini bekliyorlardı acaba? Çadır hiç bozulmamıştı ayrıca, bacası bile yerinden kıpırdamamıştı. Çadırı rampa olarak kullanan çığ bacaya bile mi dokunmamış? Ayrıca neden bacaya hiç kar girmemiş? Giren kar o soğukta erimiş mi yoksa? :D:D Kim bilir hala neyin üstünü örtmeye çalışıyorlar. Çok saçma komplo teorileri vardı ama bu en saçması olmuş hem de bilimsel kisveyle. ''Belki şurada bir depremcik ve çığ vardır. Ve yabani hayvanlar geriye kalan yemeği değil de birinin gözünü birinin dilini yemiştir'.

TÜM YORUMLARI OKU (30)