Biz kadınlar, savaş politikalarının sonuçlarını en ağır şekilde; ölerek, sevdiklerimizin ölümüne tanıklık ederek, yersiz yurtsuz kalarak; göç yollarında, geri gönderme merkezlerinde, sınırlarda, kamplarda, tacize, tecavüze, erkek şiddetine maruz bırakılarak, yoksullaşarak; fabrikalarda, atölyelerde ve bakım işleri için evlerde ucuz güvencesiz işgücü haline getirilip sömürülerek yaşadık, yaşıyoruz. Mevcut koşullarda en temel haklara bile erişemeyen göçmen-mülteci kadın ve LGBTI+'lar; kurumsallaşmış ırkçılık ve ayrımcılık nedeniyle maruz kaldıkları taciz, ayrımcılık, sömürü, tehdit, kötü muamele, fiziksel, cinsel, psikolojik, ekonomik ve tüm boyutlarıyla erkek şiddeti karşısında herhangi bir makama başvurmaktan ve şikâyetçi olmaktan büsbütün çekinir hale geliyor.
Her savaşın, yükseltilen her düşmanca söylemin ve her tür ırkçı kalkışmanın; yabancı düşmanlığını, kadın düşmanlığını, transfobiyi, homofobiyi, nefreti, erkek şiddetini ve hak gasplarını tırmandırdığını çok iyi biliyoruz. 'Buralı' veya göçmen tüm kadınlar ve LGBTI+'lar evlerde, sokaklarda, işyerlerinde, okullarda sıklıkla 'en yakınımızdaki erkekler' tarafından; tacize, tecavüze ve tüm boyutlarıyla sistematik erkek şiddetine maruz bırakılıyoruz. Fail ise evlerde babalar, kocalar, kardeşler, sevgililer, partnerler; işyerlerinde patronlar, ustabaşılar ya da birlikte çalıştığımız erkekler; mahallede komşu erkekler oluyor, ortak noktaları çoğunlukla yakınımızda olmaları. Hayatlarımızı hedef alan erkek şiddeti, ortak bir kaynaktan, erkek egemenliğinden besleniyor.
Göçmenlere ilişkin olarak gündemdeki bazı tartışmalar 'kadınların güvenliği' ekseninde yürütülürken sorunun kökeni görmezden geliniyor; her zaman olduğu gibi bugün de kadınlar ve LGBTI+'lar için evleri, sokakları, toplu taşıma araçlarını ve tüm mekânları güvensiz hale getiren esas sorunlar ve mücadele ettiğimiz koşullar konuşulmuyor.
Bu örgütün yöneticilerini Afganistan ve Pakistan'dan deli balta gibi gelen erkek sürüsünün eline teslim edelim bence.
Siktirin gidin be
bu kadar kontrolsüz kimisi illegal yollardan alınan insanı, zaten memlekette tonla problem varken devlet daha bize gereken destekleri sağlayamıyorken istemememizin nesi ırkçılık. Biz suriyeden afganistandan pakistan bilim adamı almadık türkiyeye katkı sağlayacak insan almadık. Zaten toplumsal kalitesi gün be gün düşen bir toplumuz bu insanların bize faydası mı olacak? Böyle düşündüğüm için ırkçı mıyım? Bu kafayla düşünürsek; evinde kendine bakamayan bir aileyi ele alalım. Evlerine zorla onlara bakmaları gerektiğini söyleyen başka bir aile çörekleniyor. Bu kendine zor yeten aile bu asalaklara bakmak istemediği için insanlıktan bihaber mi oluyor? Memlekette bir tane düzgün stk olmadıgını düşünürsek böyle saçma açıklamalar yapmaları gayet normal gerçi