Şimdi çoğunlukla buradan bir şeyler götürmek için geliyorlar ama o zamanlar gurbetten gelen bu hediyelerden bazılarını sizler için hatırlatıp bir nostalji yaşayalım dedik.
Şimdi çoğunlukla buradan bir şeyler götürmek için geliyorlar ama o zamanlar gurbetten gelen bu hediyelerden bazılarını sizler için hatırlatıp bir nostalji yaşayalım dedik.
Biri Almanya'dan geliyorsa mutlaka çikolata getirirdi. Getirmeyene de 'Alaman çikolatası yok mu?' diye sorulurdu. Ne varsa artık bu çikolatalarda, görür görmez halay çekmeye başlardık. Anneler bu çikolata bitmesin diye her ay bir tane kırıp verirlerdi neredeyse, o kadar kıymetli!
Almanya'dan gelirken getirilen hediyelerin en başında yer alan el kremleri, görenlerin büyülenmesini sağlayacak çekiciliktedir. Özellikle kokusu bizim burdakilere benzemez güzellikte olan bu kremler, Almanya'nın en ucuz mağazalarında satılırdı :(
Bir ara herkesin dilinde dönen 'Almancayı filmlerden öğrendim'in sebebi işte bu kasetler. O dönem VHS videoları hatırlarsınız. Herkesin evinde de olmazdı hatta. Almanya'da bir akrabanız varsa önce videoyu getirir, sonra da kasetleri. İşte bu da samimi bir bacanak ve kayınço hediyesi...
Bunu alabilmeniz için birinci dereceden yakın akraba olmanız lazım. O zamana göre bize epey bir teknoloji harikası gelen bu mikser şimdilerde elbette çok basit kalıyor. Hatırlarsanız Adile Naşit filmde Kemal Sunal'a 'Tarhana da yapiy mi bu?' diye soruyordu. O denli bir beklenti...
Almanya'nın ekonomik marketlerinde satılan bu şampuan, hediyelik olarak Türkiye'ye çok sık giriş yapmıştır. Bizde o dönem çok fazla çeşit olmadığı için oldukça değişik geliyordu. Ne tatlı şampuandın sen Das Banyo!
Bunun sükseki de hiçbir şeyde yoktu yalnız. Özellikle pikniğe falan giderken koluna takıp hava atan birisini gördüyseniz mutlaka Almanya'da bir akrabası vardır. Şimdi arasanız zor bulursunuz; hepsi retro oldu.
Şampuanın ve çikolatanın yanına konulan hediyelerden biri de bu kahveler. Kalbinizi kırmak gibi olmasın ama bu kahve de Almanya'nın en ucuz marketlerinde satılıyordu. Yine de misafir gelince ikram ederseniz epey bir havanı oluyordu.
Baktıkça 'Vay be, nerden nereye' diyebileceğiniz bu alet, zamanının en büyük teknolojik ürünü. Şimdi neredeyse fotoğraf makinesi bile kullanmıyoruz çünkü cep telefonlarımız var. Almanya'da yaşayan birinden en çok istenen ürünler listesinin başındadır kendisi.
Cepten çıkartıldığı anda büyük bir şekil yapılmasını sağlayan Almanya hediyesi. Genellikle 'Ooo ver bakalım bi mavi' denilerek istendiği görülmüştür.
Not: Sigara sağlığa zararlıdır!
Bu bıçak setleri çok nadiren açılıp kullanılır, genellikle de anneler çocuğunun çeyizine kaldırırdı. Evinizde turuncu saplı küçük meyve bıçakları bulursanız kesin bir Almanya geçmişi vardır.
Yok artık, kalmadı bunlardan. Bir zamanların en güzel kokulu şeylerinden biriydi bunlar. Bitse bile şişesi atılamayan, burnun dibine sokularak koklanan harika bir hediyeydi.
Genellikle bunu Almanya'dan gelen akraba takar. Siz de sanırsınız ki Almanya'da herkes öyle dolaşıyor. Eğer kendisi bir hediye getirmeyi unuttuysa bu şapkayı da size hatıra olarak bırakabilirdi.
Genellikle annelerimize gelen bu hediye, kız çocukları için bir oyun unsuruydu. Kullanma teşebbüsü ise anneden gelen bir sağ terlik atağı ile son bulurdu. 20 yıl kullanılmayıp öylece duran makyaj setleri var.
Ne zamanlardı ama...Siz o dönemde bu hediyelerden almış mıydınız?
Bilmem kaç çeşit kırtasiye malzemesi bulunan o fermuarlı çantayı unutmuşsunuz :)
Kahve ve krema bize duzenli gelirdi ☕
Sigara'dan vardı bizim evde. Vitrinde dururdu. Asla açılmadı. Kayboldu tabi sonradan. Kim hacıladı bilmiyorum. Bıçaklardan da her yaz düzenli gelir. Türkiyede bıçak mı yok anlamıyorum ki. Bir de özellikle istiyorlar gelirken getir diye.