18 Haziran 1937’de Başbakan İsmet İnönü Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak’ın da katıldığı Bakanlar Kurulu toplantısında Dersim için ‘Islahat Programı’nı açıkladı. Programa göre, Dersim’e yol, köprü, okul, kışla yapılacak, askerlik ve vergi işleri düzene konulacak, ağalık, derebeylik, şeyhlik kökünden kaldırılacak, zorbaların malları devlete geçecek, halka toprak, ziraat aletleri ve tohumluk verilecekti. Dersim’i haydut yatağı durumuna getirenler, Batı illerine nakledilecek, orada iskân edilip, namuslu, eğitilmiş vatandaşlar haline getirileceklerdi. Dersim tamamen boşaltılacak ve burada Bakanlar Kurulu’nun izni olmadan kimse oturmayacak ve yerleşmeyecekti. İnönü’nün açıkladığı önlemler arasında “Türklerin yoğun olduğu yerlerde kız ve erkek yatılı okulları açılarak Dersim’den beş yaşını doldurmuş kız ve erkek çocukların okutulup büyütülmesi, bunların kendi aralarında evlendirilerek, kendi ana ve babalarından kalan mallar ve mülklerin içinde birer Türk yuvası haline getirilmesi’ de vardı. (Kaynak: Taraf)
Olaylar 1937 yılında bir köprünün yakılması ile başladı. Genelkurmay belgelerinde olay şöyle geçiyordu: 'İlk olay, Pah bucağı ile Kahmut bucağını birbirine bağlayan Harçik deresi üzerindeki tahta köprünün 20/21 Mart 1937 gecesi Demenan ve Haydaranlılar tarafından yıkılması ve köprü ile Kahmut arasındaki telefon hattının tahrip edilmesiyle başladı.' (Kaynak: Radikal)
Mayıs ayında Dersim ahalisinin üstüne uçaklardan bir bildiri dağıtıldı. Bildiriler Genelkurmay yayınına göre 'Türkçe, Osmanlıca harflerle, mahalli lisanda' yazılmıştı: 'Sizi ayaklandırmaya çalışan zavallıları Cumhuriyet hükümetine teslim ediniz veyahut onlar kendileri teslim olmalılar. Bu takdirde cümleniz masum kalacaksınız. Teslim edilenler veya kendiliğinden teslim olanlar dahi Cumhuriyetin adil muamelesinden başka hiçbir şey görmeyeceklerdir. Aksi takdirde, yani dediklerimizi yapmazsanız, her tarafınızı sarmış bulunuyoruz. Cumhuriyetin kahredici orduları tarafından mahvedileceksiniz.'
1937 yılında Devlet aşiretlerden silahlarını hükümete teslim etmesini talep etti. Bahar ayı boyunca dağ taş silah aranarak toplanmaya başlanmıştı. Askerler ise bir baskından endişe ediyordu. Nitekim Genelkurmay'a göre 'Hemen hemen her gün eşkıyanın şu veya bu karakola baskın yapacağı haberleri alınıyordu. Birkaç kez Elazığ'da bulunan uçak bölüğünce; eşkıyanın toplandığı yerler, özellikle bu ayaklanmayı görünürde perde arkasından yönettiği bilinen Seyit Rıza'nın evi ve civarı havadan bombalandı. '
Nihayet 26 Nisan 1937 tarihinde 'Sin bucağının Hozat'la irtibatının dağ yolu ile yapılmasını sağlamak maksadı ile açılan ve mevcudu 36 sabit jandarmadan ibaret olan Askisor karakolu saat 20.00'den itibaren 100 kadar eşkıya tarafından kuşatıldı. Alınan diğer haberlerden de anlaşıldığına göre; bu gece eşkıyanın gruplar halinde Sin ve Kahmut bölgelerine baskın yapmaları bekleniyordu. Bir gün önce Uzuntarla bölgesinde toplandığı haber alınan eşkıya 26/27 Nisan gecesi saat 23.00'te 80 kişilik bir kuvvetle Harçik suyunun doğusunda ve Pah kuzeyinde bulunan 9'uncu Seyyar Jandarma Taburu Süvari Bölüğü'ne taarruza başladı ve sabaha kadar eşkıya ile bölük arasında çok yakın mesafede ve çok şiddetli müsademe devam etti. Bölük bu saldırıyı ancak iki mangası ile karşılayabilmişti.'
Bu noktadan sonra devlet tüm gücüyle bölgeye girdi. Artık 'tenkil' yani yok etme harekatından bahsediliyordu. Aynı tarihlerde Seyit Rıza da yardım için İngiliz Dış İşleri Bakanlığı'na başvuruyordu. 'Dersim Generali' olarak Seyit Rıza'nın imzaladığı ve 1987 yılında ortaya çıkan mektupta Seyit Rıza yardım istese de bu yardımı bulamayacak ve mektubuna cevap tutuklandıktan sonra gelecekti. (Kaynak: Radikal)
10 Eylül 1937 tarihinde Başbakan İnönü Birinci Dersim Harekatı'nın bilançosunu şöyle açıkladı: “Şimdi size, Tunceli’ndeki vaziyetin bugünkü halini arz etmek isterim. Cumhuriyet’in imar ve ıslah programına muhalefet eden, nüfusları az olmakla beraber, altı aşirettir. Bugün bu altı aşiretin ne kadar adamı varsa, bunlar reisleriyle beraber faaliyet imkanından tamamen mahrum bırakılmıştır. (…) Buna göre 1 subay 28 er ve bir bekçi şehit 4 subay 46 er ve bir bekçi de yaralıdır. İsyana iştirak eden zavallılardan zayiat ise 265 maktul ve 20 yaralıdır. 27 kişi yakalanmış ve 849 kişi de teslim olmuştur. Bilerek bilmeyerek muhalefet yoluna sapıp kanın şiddetli tedibatına maruz kalmış olarak hayatlarını kaybedenler hakkında da Büyük Millet Meclisinin teessürlerini ve bunun diğer vatandaşlara ibret olmasını temennileri ifade ediyorum.' (Kaynak: Radikal)
17 Kasım tarihinde Mustafa Kemal Atatürk bölgeye giderek bir köprü açılışı yaptı. 15 -18 Kasım tarihleri arasında Seyit Rıza ve 6 kişi idam edildi. Mahkeme 75 yaşındaki Seyit Rıza'yı idam edebilmek için yaşını küçültmüş, 17 yaşındaki oğlunu idam edebilmek içinse yaşını büyütmüştü.