İddiaya göre, Fatma Karakuş 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı gösterilerine dahil edilmedi. Karakuş'un arkadaşları halaylar çekip eğlenirken, küçük kız annesiyle birlikte bir köşede kutlamaları izledi.
Sabah'tan Arzu Kaya'ya konuşan baba Karakuş, şunları söyledi:
'Katılmak isteyip istemediğimizi sorup, ücretli olduğunu söyledi. Ben de katılacağımızı ancak dans gösterisi koreografisinin kızıma uygun olup olmadığını sordum. Değilse de ona uygun hazırlanmasını rica ettim. 'Çocuk dışlanmış gibi olmasın' dedim. Dans hocasıyla görüşüp haber vereceğini söyledi. Dans hocasında da 'bize uygun koreografi yapamıyor musunuz, ufak dokunuşlarla bunu halledebilirsiniz, çok zor bir şey değil' dedim. 'Koreografiyi bozamıyoruz, bu şekilde kalacak' dedi. Böyle yapmalarının sıkıntılı olduğunu, geçmişte yaşanmış örnekleri olduğunu ve dışlanmış algısı olduğunda hoş olmayacağını söyledim. Başka bir öğretmenin öğrencisini kenara bıraktığında çok tepki topladığını da hatırlattım. 'Sizin kıza çiçek atma görevi vereceğiz sadece' dediler. Bir ara öğretmeni gelmiş eşimin yanına, 'siz çekilebilirsiniz' demiş. Sonra baktım eşim kenarda duruyor, çocuğun arkadaşları orada oyun oynuyor. Eşime 'gidelim' dedim. Biz gittikten sonra durumu fark eden veli öğretmene şikayet etmiş. Okuldan bizi çağırdılar. Ben de 'ne bekliyordunuz' dedim. Ayrıldım okuldan. Bu artık kırıcı oluyor, rencide edici bir hareket. Milli Eğitim Müdürlüğü'ne de şikayetimizi yapacağız.''
Bu ülkede engelli olmak, engelli ebeveyni olmak çok ama çok zor. Geçenlerde bir tekerlekli sandalyedeki çocuğu 2 kişi sandalyesinden tutarak merdivenlerden metroya indirdik. Bir çok metrobüs durağının asansörleri faal değil. Ebeveynler ölse kalan çocuklarla ilgilenecek bir devlet kurumu yok..neler neler.
Bizim öğretmenlerimiz çok sever engelli,fakir,görünüşü güzel olamayan öğrencilerin topluma kazandırmamayı (dürüst öğretmelerimiz tenzih ederim )
Keşke bütün insanlık “hepimiz birer engelli adayıyız” lafını benimsese de böyle şeyler artık yaşanmasa