Seçim sürecinde Cumhurbaşkanın çizdiği tablonun, halkın nazarında hoş karşılanmadığı anlaşıldı.
Sonuçta halk bir noktada ülkenin gidişatına 'dur' demeyi bildi. Parlamenter sisteme inancını da ortaya koymuş oldu.
Ülkedeki seçmenler, kimi politikacıların aksine 'barış' konusunda ne denli samimi olduğunu verdikleri oylarla göstermiş oldu.
Ortaya çıkan sonuca bakıldığında, seçmenin mesajının bu yönde olduğu açıkça gözüküyor.
HDP'nin seçim başarısında şüphesiz onun rolü yadsınamaz. Esprili karakteri ve zeki söylemleri sayesinde, halkın güvenini kazanmayı bildi.
HDP'nin barajı aşması, gelişmiş hiçbir demokraside örneği bulunmayan %10'luk baraj sisteminin, ortadan kaldırılması için gereken imkanı sunmuş oldu.
Halk tek adam yönetimine 'hayır' diyerek fıskiyeyi kırdı. Gökçek de nihayet aradığı yanıtı buldu ve merakını giderdi. Ancak Arınç'ın hakkında açıklayacağı 100 dosyanın mahiyeti halen belirsizliğini koruyor. Malum bugün günlerden 8 Haziran. Hatırlatalım dedik.
Hukukçulara göre, adı yolsuzlukla anılan isimlerin, Yüce Divan'a sevki için hükümetin kurulmasını beklemeye gerek yok. Meclis, Başkanlık Divanı oluşur oluşmaz çalışmaya başlayabilir.
Sonuçlara bakılınca, seçmenin ekonomi konusunda muhalefet partilerinin getirdiği yenilikçi söylemlere tam bir güvenoyu vermese de, kapıyı aralık bıraktığı söylenebilir. Ancak mevcut yönetimin de sınıfta kaldığı bir gerçek.
Halk, ülkenin taşına toprağına, ağacına kuşuna, kimin düşman olduğu nihayet anladı.
Gazetecilikten başka her şeyi yapıp, mükafat olarak bol sıfırlı maaşlarla krallar gibi yaşayan güruh artık ne yapar bilemiyoruz.
Emeği geçen herkese teşekkür etmek gerek. Sonuçta 'ne yapsak çalarlar' şeklindeki efsane yerle yeksan oldu.
İsim vermeyelim, zaten dikkatli okurlar hemen kimlerden bahsettiğimizi anlamışlardır. Ancak bazıları için artık yolun sonu göründü diyebiliriz.
Seçmen bu sonuçlarla,Türkiye'nin normalleşmesinin önünü açmış oldu. Geçtiğimiz 13 yılda artık günlük hayatın bir parçası haline gelen, yasadışı dinlemeler, tutuklama dalgaları ve 'şok, şok, şok' operasyonlar dönemi de sona erdi.
Yapılan çeşitli anketlerde, yargıya güven oranının yerlerde süründüğü bilinen bir gerçekti. Seçim sonucunda ortaya çıkan meclis aritmetiği, halkın restorasyon isteğini açıkça ortaya koymuş oldu.
2 milyon Suriyelinin kimsesiz ve biçare halde şehirlerimizde hayatta kalma savaşı veriyor olması zaten tepki alan bir durumdu. Bu seçimle, AKP'nin dış politikada izlediği yolun, seçmen tarafından onaylanmadığı da ortaya çıkmış oldu.
77 seçimlerindeki %41,92'lik oy oranı yine aşılamadı. Ancak %38'in üzerine çıkarak, sol bu seçimde yükselişe geçtiğini ispatladı.
Seçmen Türgev'e ve faaliyetlerine şerh koymuş oldu. Dahası Milli Eğitim'in üzerine düşen gölgeyi de onaylamadığını gösterdi.
Böylelikle halkın duyarsızlığıyla ilgili bir önyargı daha yıkılmış oldu.