Bir anne için hayattaki en değerli varlığı çocuklarıdır. Bütün hayatlarını çocukları için yaşayan, hakkını ödeyemeyeceğimiz insanların başındadır annelerimiz. Haliyle bir anne için de hayattaki en zor an yavrusunu kaybettiği andır. Ancak hayat bizleri bazen öyle bir yere getirir ki en büyük üzüntülerimizin içinden de bir umut, bir mutluluk çıkabilir.
Oğlunun anısını yaşatmak için koluna O'nun dövmesini yaptırır ancak başka bir şey daha yapar ki bu kendi de dahil birçok kişinin hayatını değiştirir.
Clark, o çocuklardan birisi olan 4 yaşındaki Jordan ile de geçtiğimiz günlerde duygu yüklü bir buluşma gerçekleştirdi. Jordan 18 aylık iken, Lukas'ın hayatını kaybetmesi sonrasında onun kalbini alarak hayata döndü. Heather Clark da 2.5 yıl sonra ayarlanan bir organizasyonda steteskop ile Jordan'ın kalbini, yani oğlu Lukas'ın kalbini dinledi.
'Duyduğum ses çok güçlüydü. Lukas'ın orada benimle olduğunu hissettim. Hayatına Jordan ile birlikte devam ediyor, buna şüphem yok. Benim için organ bağışlama kağıtlarını imzalamak çok zor bir seçimdi. O öldükten sonra organları ile yapabilceğim hiçbir şey yoktu, bunu biliyorum ancak kağıtları imzaladıktan sonra tam anlamıyla farkettim ki Lukas gitmişti.'
' Lukas, Jordan'a yaşaması için bir şans verdi ve eminim ki Lukas bizi yukarıda bir yerde izliyor ve Jordan'a hayatı dolu dolu yaşaması için en iyi dileklerini sunuyor.
' Karşılaştığımız zaman ona hiçbir şey söylemeyi düşünmüyordum. Sadece sarılmak istiyordum ancak sarıldıktan sonra her şey değişti.'
'Bu hissettiklerimi anlatmak çok zor. Kendi yasını tutarken başka bir aileyi düşünmüş olması... Biz artık bir aileyiz, arkadaşız, ailelerimizi birleştirdik' diyen Gonzales aslında durumu çok iyi özetlemiş. Özetle; hayatımız bize emaneten verilmiş ve zamanı geldiğinde ayrılacağımız bir beden var. Biz öldüğümüzde birilerini yaşatmak için, organlarımızı bağışlayalım...
Dünyanın en aciz insanı çocuğa el kaldıran insandır. Pardon insan mi dedim ?
Ulan köpek sevgiline sinirlenip 7 aylık çocuğa şiddet uygulamak ne?
Helal olsun diyorum başka da bir şey demiyorum.