Bu içerik kedi ve köpekleri kısırlaştırmak istemeyenler için özel olarak hazırlanmıştır. Aslında kısırlaştırmanın, kısırlaştırmamaktan daha iyi olduğunu 14 maddede anlattık.
Bu içerik kedi ve köpekleri kısırlaştırmak istemeyenler için özel olarak hazırlanmıştır. Aslında kısırlaştırmanın, kısırlaştırmamaktan daha iyi olduğunu 14 maddede anlattık.
Bir hayvanseverin düştüğü en büyük yanlıştır bu. Hayvanları insanmış gibi düşünmek aslında hayvanlara haksızlık olduğu kadar hakarettir de. ‘‘Aaa o kedi değil, benim oğlum’’ diyenlere küçük bir ayar verdikten sonra hayvan doğasına dönelim. Kedi ve köpeklerde annelik hayat boyu sürmemektedir. 5 ay kadar yavrusuyla ilgilenen anne zamanla yavrusundan uzaklaşmakta hatta bir süre sonra kendi yavrusu ile dahi çiftleşebilmektedir. Dolayısıyla bırakın kediniz köpeğiniz anne, baba olmasın.
Kısırlaştırma karşıtlarının en büyük koz cümlesi ile karşınızdayız. Lakin yanılıyorsunuz! Kedi köpek doğada yaşayan hayvanlardan değildir ki! Onlar yapay seleksiyona tabi olmuş doğadaki formlarından uzaklaşmış canlılardır. Kedi ve köpeğin doğasına uygun alan ne evlerdir, ne sokaklar, ne barınaklar ne de ormanlar! Ait olmadıkları bir dünyada layık olmadıkları muamelelere maruz kalan canlılardır onlar. Kısırlaştırarak en azından daha fazla kedi köpeğin dünyaya gelmesini engelleyebiliriz.
Neden diye sormak istiyorum? Sokaklarda, barınaklarda bir dünya kedi, köpek yavrusu var. Kendi kedinin, köpeğinin doğuracağı yavrudan ne bekliyorsun? 2 kafalı falan mı olacak? Ama, ama demeyin, 1. maddede ne demiştik? Onlar insan değiller, onların hayvanlıklarına saygı duyun. Hayvanınızı değil hayvanları sevin koruyun. İnanın sizin evinizdeki kedi neyse, şu anda çöp konteynerında rızkını arayan da o.
Ne güzel demek ki evde kontenjanınız var. O halde neden mevcut muhtaç bir kediyi, köpeği sahiplenmek varken illa kendi hayvanınızı doğurtmak istiyorsunuz? Kaç yavrusu olacağını bilmiyorsunuz? Doğum esnasında anne hayatının riske girip girmeyeceğini, doğacak yavruları nasıl bir kader beklediğini bilmiyorsunuz? Doğacak yavruların 10 15 yıl kadar yaşayabileceğini düşünürsek 10 15 yıl boyunca bu kadar büyük
bir yükün altına girmek istediğinizden emin misiniz? Ya da bu kadar ömrünüzün olduğundan?
İnsanlara olan bu güveninizden ben de istiyorum. İnsanlar bu kadar iyi hayvan bakıyor olsaydı; bakım evlerinde bu kadar terk edilmiş hayvan olur muydu? Sizce o hayvanları zamanında alanlar da onlara çok iyi bakacağını düşünmemiş miydi?
Adresini verir misin? İnsanlar neredeyse yalvararak buldukları hayvanlara yuva arıyorken eğer gerçekten böyle bir sokak varsa bilmek isteriz.
Bazen fazla merhamet de merhametsizliktir. Doğursun ya da doğurmasın sık yaşanan kızgınlık dönemleri kedi, köpekleri pek çok kanser riskine açık hale getirmektedir. Ayrıca hayvanı ameliyat ettirmeye kıyamıyorsunuz ama doğacakların sonrasında neler yaşayacaklarını hesap ediyor musunuz?
Cebindeki telefon kadar olmasa gerek? Kısırlaştırmak pahalı diyorsunuz ama doğacak yavruların olası hastalıkları da masraf, mama, kum giderleri de. Hem ‘‘Bakamayacaksanız sahiplenmeyin’’ sloganını duymadınız mı siz hiç?
Allah başka günah vermesin! Sanki tüm dini kuralları tam anlamıyla yerine getirebiliyoruz da hayvanımızı kısırlaştırmaya gelince günah diyoruz. Yine de değinelim. Günah olduğunu söyleyenler de var günah olmadığını söyleyenler de! Yalnız ben günah diyenlere sormak isterim: Biliyorsunuz ki öküzler kısırlaştırılmış boğalardır. Katırlar at ile eşeğin çiftleşmesi sonucu doğan çoğu kısır bireylerdir. Eee bunlar yüzyıllardır yapılırken kimse günah demiyordu da kedi, köpeğe gelince mi günah oldu ?
Zara’dan hemen bir ‘‘Hatıran yeter’’ şarkısı çalalım. Ondan kalacak onca güzel anı varken siz neden yavru diye tutturuyorsunuz ki? Yavrusu annesinin, babasının kopyası olmayacak, o da bir birey olacak. Ayrıca ölümü kabullenmek gerek. Önemli olan ona o yaşarken nasıl davrandınız, mutlu mu yaşadı. Sokakta daha bebekken, hayatı görmeden ölen yüzlerce hayvan var, ne mutlu sizinki yaşlanabilmiş, sokaktan bir tane kurtarsanız da o da sayenizde hayata tutunup yaşlanabilse fena mı olur?
Ütopyada mı yaşıyorsunuz? Yahu kısırlaştırma ile daha popülasyonlarını kontrol altına alamadık, neyin tükenmesi, bir durun. Hadi diyelim ki kedi, köpek sayısı gerçekten çok azaldı. Bunu o zaman düşünürüz. Ya üretim politikaları izlenir ya da Çin gibi ülkelerden hayvanları kurtarıp ülkemize alırız, fena mı olur?
Tam aksine kısırlaştırılan hayvanlar sakinleşir, biri yanlış anlatmış bence size. Yine kısırlaştırılan hayvanların evden kaçma ihtimalleri de azalır.
Kısırlaştırırsan değil kısırlaştırdıktan sonra beslenmesine dikkat etmezsen obez olur. Kısır olmayan hayvanlar da yine aynı şekilde beslenmesine dikkat edilmediği takdirde obezite riskiyle karşı karşıyadır.
Köpeklerde ve dişi kedilerde kısırlaştırmadan sonra herhangi bir problem pek görülmüyor. Fakat erkek kedilerde 1,5-2 yaştan önce kısırlaştırmamak gerekiyor. Erkek kedinizi tek tip beslemeden kaçınır, bol sıvı almasına dikkat eder, üşenmeden kısır hayvanların bakımını araştırır ve uygularsanız hayvanınızın sorun yaşama olasılığı da azalır. Totalde baktığımızda kısır hayvan evden kaçma eğiliminden uzaklaşır, araç altında kalma riski azalır, başka hayvanlara temas dolayısıyla hastalık kapma riski azalır, birçok kanser riski de azalır. Daha sakin ve stressiz bir hayata merhaba demesi de cabası.
Hayvan dostu gibi görünüp, aslında hayvanların iyiliği için bunu istiyormuş gibi yapıp alttan alttan art niyetini güzel belli etmişsin. Üslûbun o kadar itici ve samimiyetsiz ki vermek istediğin mesajı alacağımız varsa da almıyoruz. Kötü insanlar çoğalacağına hayvanlar çoğalsın. Hayvanların aç kalmalarını, onlara kötü muamaleyi ve tecavüzü önlemek adına "hayvanı kısırlaştırma, sayıyı azaltma" değildir çözüm; insan denilen varlığa hayvan sevgisini aşılamak, hayvanların canlı olduğunu, dünyanın sadece insanlara ait olmadığını hatırlatmaktır. Hayvan sayısını değil zararlı ve vicdansız insan sayısını azaltıp, kötülerin ceza alması için uğraşmaktır.
Bu şerefsiz kesin veteriner AQ. İşler mi kesat birader bu ne kısırlaştırma merakı ? Ayrıca üslubunu gondikliyim.
yazıdaki üslup o kadar itici ki her maddede " SANANE !" diyesim geldi. Haklı oldugu noktaları bile öyle saçma şekilde savunmuş ki batırmış iyice. sana mı sorcam kızımı kısrılaştırıp kısırlaştırmayacagımı? sen ne halt edersen et ama başkalarını kendi dogrularını dayatma!