Yaz mevsiminin tamamen bittiğini bir an önce kabullenmekte fayda var sanırım. Muhteşem anılarla geride bıraktığımız yaz aylarının yasını tutmak yerine, sürprizlerle dolu bir kışın hayalini kurarak işe başlayabiliriz. Aylardır giymediğimiz kazaklarımızı ve kabanlarımızı gün yüzüne çıkararak, yenilenmiş bir gardırobun heyecanını yaşamak da ikinci adımımız olsun.
İşte tüm bu hazırlıkları yaparken aklınızın bir köşesinde bulunması gereken bazı püf noktaları;
Böceklerin özellikle favori yiyeceği olan yünlülerinizi ve kaşmirlerinizi iyice gözden geçirin, üzerinde delik olup olmadığına dikkat edin. Herhangi bir yıpranma veya delik görmemiş olabilirsiniz fakat hemen rahatlamayın, eşyalarınızı kaldırdığınız hurcu veya dolabı da tekrar kontrol etmekte fayda var. Larva kabukları, ipeksi tüpler ve belli belirsiz kozalar güvelerin kötü habercisi olabilir. Size şüpheye düşüren en ufak bir şey farkettiyseniz, tüm kıyafetlerinizi baştan yıkamanız ya da kuru temizlemeye vermeniz en doğrusu olacaktır.
Uzun süre saklı kalmış giysilerinizin havasızlıktan, rutubet ya da küf kokmasından daha normal bir durum yok. Kuru temizleyeme vermek bir çare olabilir fakat sizin için 'vintage' tüccarlarından öğrendiğimiz farklı bir önerimiz daha var; 1 ölçü vodka ve 2 ölçü sudan oluşan karışımı sprey yardımıyla kokan kıyafetlerin üzerine, ölçüsünü kaçırmadan sıkıp biraz beklediğiniz takdirde kokunun büyük ölçüde azaldığını göreceksiniz.
Kaz tüyü kabanlarınızın, şişme montlarınızın havasının indiğini düşünüyorsanız, elinizle patır patır vurarak havasını yerine getirmeye çalışmak yerine, duştan akan 'kaynar' suyun altında bir süre bekletip kurutarak doğal şişkinliğine ulaşmasını sağlayabilirsiniz. Çok vaktim yok ve kurutucum var diyorsanız; montunuzu, temiz(!) birkaç tenis topuyla birlikte kurutucuda kısa programda çalıştırarak yine doğal şişkinliğini elde edebilirsiniz.
En sevdiğiniz çizmenizin, en sıcak tutan botunuzun deforme olduğunu giyip dışarı çıktıktan sonra fark etmek istemezsiniz diye düşünüyoruz. O zaman, kıyafetlerden sonra ayakkabıları da gözden geçirmek unutmamanız gerekenler arasında. Öncelikle tabanlarının hala sağlam bir şekilde yerinde olduğuna emin olmalısınız, sonrasında tercihen daha güvenli olmaları için kauçuk bir taban eklettirebilirsiniz alt kısmına. Şekli bozulmuş çizme ve botlarınızın ise içlerini gazete ya da peçete ile doldurup bir süre bekleterek eski formlarına kavuşmalarını sağlayabilirsiniz.
Ne nerede diye aramak, hiç giymediklerinizi sürekli gözünüzün önüne koymak yerine kıyafetlerinizi giyilme sıklığına ve renklerine göre sınıflandırabilirsiniz. Açık renklileri ve sık giydiklerinizi dolabınızın ön tarafına, koyu renklileri ve daha az giydiğiniz kıyafetlerinizi dolabın arka taraflarına istifleyerek, dolap düzeninizin daha geç bozulmasını sağlayabilir, aynı zamanda saatlerce giysi arama derdinden kurtulabilirsiniz. Ek olarak; kürklerinizi (sahte olup olmaması önemli değil) güneş almayan, serin yerde muhafaza etmeniz önerilir.
Kışlıklara göre yazlık kıyafetlerin bakımının daha kolay olduğu düşünülse de, yanlış depolamayla bu durumu zorlaştırmanız mümkün. Narin ve açık renkli kıyafetlerinizi, temiz olduğuna emin olsanız bile üzerindeki parfüm yağlarının ve kokularının iyice giderilmesi için yıkayıp depolamak faydalı olacaktır, aksi takdirde beklenmedik sarı lekelerle karşılaşabilirsiniz. ikinci dikkat edilmesi gereken unsur ise, plastik torbalar. Kolay ve az yer kaplayan bir depolama şekli olsa da, oldukça sağlıksız ve aynı zamanda böceklenmeye ve tozlanmaya elverişli. En doğru muhafaza yöntemi; nem ve toz almadığına emin olduğunuz bir depolama alanı.