Türkçe'nin kültür tarihimizdeki serüveni tarih kitaplarında aktarıldığı kadar keskin sınırlarda hayat bulmamış olabilir mi? Sınırları çizerken aceleci davranmamamız gerektiğini ve Türkçe'ye duyduğunuz saygıyı artıracak metinleri birlikte keşfedelim.
Türkçe'nin kültür tarihimizdeki serüveni tarih kitaplarında aktarıldığı kadar keskin sınırlarda hayat bulmamış olabilir mi? Sınırları çizerken aceleci davranmamamız gerektiğini ve Türkçe'ye duyduğunuz saygıyı artıracak metinleri birlikte keşfedelim.
Yaygın olarak Türkçe'de Latin alfabesiyle yazılan ilk metnin 1800'lü yıllara tekabül ettiği düşünülürdü. Yani resmi düzenlemeler öncesinde de yer yer kullanılan alfabenin kökenleri son 20 yılda yoğun şekilde araştırıldı.
Bu evrim sürecinde dile katılan yeni kelimeler, kavramlar birer zenginliğe dönüşürken 1928'de Latin alfabesine geçiş öncesi bu denemelerin tarih sahnesinde ilk olarak hangi yıllarda gerçekleştiği merak edildi.
11 yıl boyunca Osmanlı'da esir olan Georgievits birçok savaşa şahit olmuş, toplum yapısının işleyişini de tecrübe etmiş. Bu esnada 3 kez kaçmaya çalışmayı da ihmal etmemiş, çabaları sonuç verdiğinde 1538'de önce Kudüs'e sığınıp ardından Roma'ya, oradan da Antwerp'e gitmiş.
Ölümüne dek Türk gelenekleri ve Türkler üzerine çokça eser üreten Georgievits'in kitabı günümüzde yakın tarihte ortaya çıkmış olsa da Avrupa'da büyük etki uyandırmış, Türklerin nasıl yaşadığının ilk ağızdan anlatıldığı kıymetli bir eser olarak değerlendirilmişti.
Türk - Ne habar scizum (sizin) girlerden? (yerlerden)
Hristiyan - Hits (hiç) nesle bilmezom tsaa (sana) dimege.
Türk - Gioldassum (yoldaşın) varmı tsenumle? (seninle)
Hristiyan - Ioch, (yok) ialanuz (yalnız) geldum.
Türk - Benumle gelurmitsun?
Hristiyan – Irachmider (ırak mıdır) tsenum (senin) utaghom? (otağın)
Hristiyan - Gel ghusteriuere (gösteriver) Allaha tseuertson. (seversen)
Türk - Kalch (kalk) iocharı dur yukarıdır bonda. (bu da)
Hristiyan - Hanghi taraftan der (taraftandır) bilmezum.
Türk - Tsag (sağ) eline bacha (baka) ghun (gün) doghutsine (doğusuna)
Hristiyan - Bir buch (bu) evv (ev) atsarghibi (eser) gurunur (görünür) omider? (o mıdır?)
Hristiyan - Stambola giderum tsultanum. (sultanım)
Türk - Ne issum (işin) var bu memleketten?
Hristiyan - Bezergenlik ederum, Affendi.
Hristiyan - Allaha tsmarladoch (ısmarladık) tseni. (seni)
Ben oraa (oraya) gitmezom.
Türk - Bree, neden korkartson? (korkarsın) Nitcie (nice) gelmetson?
(gelmezsin)
Hristiyan - Benum ialum (yolum) oraa (oraya) deghelder.
Türk - Vargeth (var git) tsagloga (sağol) eier (eğer) gelmeson.
Yaklaşık 200 sayfalık eser gündelik olayları Georgievits'in duyduğu haliyle, algıladığı dil kurallarıyla bir araya getirmesiyle oluşturulduğu için bize garip gelen kimi köklü kavramlar olması hayli normal.
Yine benzer bir diğer diyalog da 1790'larda İtalyan bir yazar tarafından oluşturulan farklı bir kaynakta görülür.
Türkçe ve zenginliklerle dolu tarihi bizleri şaşırtmaya devam ediyor, halen tarihin ışık tutamadığımız sayfaları olduğunu varsayarsak daha çok şaşıracağız!
ergonomi bilen insanlar icin latin alfabesi buyuk nimet buyuk kolaylik. hem kendi dilini cok daha kolay ogreniyorsun anliyorsun hem de dunyanin geneliyle ayni sembolleri kullandigin icin diger dilleri okurken zorlanmiyorsun. bazi bolgelerde ufak tefek şive lehçe ağız farklari olsa da konusulan Türkçe yuzyillardir hep ayni. arap sevici gericilere bakmayin latin harflere gecmek insanimiz icin en faydali yeniliklerden olmustur ve iyi ki olmustur, o saflar Türkçe degisti saniyor Türkçe hep ayniydi ve hep ayni kalacak
Kaliteli bir içerik tebrikler.
İşin püf noktası : Dilimiz aslında hep aynı. Elbet 500 sene önceye gitsek mis gibi de anlaşırız.