5 Madde ile Deutsche Welle ve Gençlik ve Spor Bakanlığı Arasındaki 'Röportaj Krizi'

Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç'ın Alman yayın kuruluşu Deutsche Welle’ye verdiği röportaj krize neden oldu. DW, röportaj sonrası program kayıtlarına bakanlık tarafından el konulduğunu açıklamış ve bu durumu kınamıştı. Bakanlık ise dün yaptığı açıklama ile kasetlere el konulmadığını, Almanya'daki 'yetkilendirme' kuralının yerine getirildiğini ifade etti. Neler yaşandı, kim ne dedi, yetkilendirme nedir? 

Al Jazeera Türk mercek altına aldı. Gelin kriz sürecine yakından bakalım...

Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, Conflict Zone programının sunucusu Michel Friedman'ın sorularını yanıtladı. 

DW'nin açıklamasına göre 5 Eylül tarihinde Ankara'daki Bakanlık binasında gerçekleştirilen ve işlenecek konuların önceden Bakanlığa bildirildiği röportajın yapılmasının ardından Bakan Kılıç, bant kaydının yayımlanmamasını istedi ve bantlara el konuldu.

Bakanlık ise olayın duyulmasından hemen sonra internet sitesinden basın açıklaması yaptı ve ‘Kayıtlara el konulduğu’ ifadesinin gerçeği yansıtmadığı belirtildi.

Al Jazeera'nın haberine göre röportaj krizi şöyle gelişti:

1- Ne soruldu?

Fotoğraf: DW

DW, Friedman'ın Bakan Kılıç'a temmuz ayında engellenen darbe girişimi, darbe girişimi sonrası kitlesel görevden almalar ile tutuklamalar, Türk basınının içinde bulunduğu durum ve kadının Türk toplumundaki konumu ile ilgili sorular sorduğunu söyledi.

Röportaj sırasında, Akif Çağatay Kılıç'tan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu konularla ilgili olarak söylediklerine açıklık getirmesi de rica edildi.

2- 'Söyleşinin ardından herhangi bir gerginlik yaşanmadı'

Fotoğraf: DW

DW'ye göre söyleşinin tamamlanmasının ardından Bakan Kılıç Michel Friedman ile vedalaştı. Herhangi bir gerginlik yaşanmadı.  

Ancak Bakan KIlıç'ın odadan ayrılmasının ardından Bakanlık Basın Sözcüsü, DW'nin söyleşiyi yayımlayamayacağını söyledi.

Söyleşide işlenecek konuların önceden Bakanlığa iletildiğini söyleyen DW, Friedman ve ekibinin bu kararı protesto etmesi üzerine televizyon için hazırlanan kayıtlara Bakanlık görevlileri tarafından el konulduğunu, ekibe video kaydını teslim etmeden Bakanlık binasından çıkamayacaklarının bildirildiğini ifade etti.

3- DW Genel Müdürü açıklama yaptı: 'Hukuk devleti ve demokrasi ilkeleriyle ilgisi yoktur'

Türk görevlilerin davranışını kınayan DW Genel Müdürü Peter Limbourg, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

'Bu Türkiye'deki basın özgürlüğünün bir kez daha apaçık şekilde ihlal edilmesi demektir. Burada yaşanan Türk yönetimi tarafından yapılmış bir zorlamadır. Bunun hukuk devleti ve demokrasi ilkeleriyle ilgisi yoktur. Bir bakanın kendi rızasıyla söyleşi verdikten sonra sorulan sorular hoşuna gitmediği için söyleşinin yayınlanmasını bu şekilde önlemeye kalkışması kabul edilemez. Türk tarafından video kayıtlarımızın derhal teslim edilmesini talep ediyor ve atılabilecek hukuki adımları inceliyoruz.'

4- Bakanlık: ‘Yayınlanmamasıyla ilgili tasarrufumuz, Almanya'daki 'yetkilendirme' kuralının yerine getirilmesidir’

Olayın basına yansımasının ardından resmi internet sitesinden açıklama yapan Gençlik ve Spor Bakanlığı, 'kayıtlara el konulduğu' ifadesinin gerçeği yansıtmadığını belirtti ve açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“Bant kaydı olarak gerçekleştirilen röportaj sırasında sunucu tarafından 'Maksadını aşan ifadeler ve ithamlar' kullanılması üzerine ilgili televizyon yetkililerine söz konusu röportajın yayınlanmaması talebimiz iletilmiştir. Talebimiz üzerine röportajın yayınlanmamasıyla ilgili tasarrufumuz, söz konusu medya kuruluşunun yayın merkezi olan ülkede hassasiyetle uygulanmakta olan 'Authorization/Yetkilendirme' kuralının yerine getirilmesidir.'

5- Peki 'yetkilendirme' nedir?

Almanya'daki röportajla ilgili yetkilendirme kuralı, sık sık gündemde. Alman Gazeteciler Federasyonu 2010'da getirdiği bir ilkeyle, röportaj yapılan kişinin gazeteciyle birlikte röportajın ortak yazarı olduğunu, yayınlanacak kopyada teknik olarak ortak yetkili olduğunu vurguladı. Ancak bu yetkilendirme 'röportajda yer alan olgular ve dile ait yanlışların düzeltilmesi'yle sınırlandırıldı. 

Benzer bir röportaj krizi 2015'te emisyon yolsuzluğu sırasında NPR'den Ben Knight ile Volkswagen'in Genel Müdürü Matthias Müller'in röportajında yaşanmıştı.  Müller, emisyon yolsuzluğu için 'teknik hata' deyince, Volskwagen'in basın birimi kendisinden bu röportajı çekmesini istedi. Çünkü, şirket bilerek araçların emisyon ölçüm cihazlarında hata yapıldığını kabul etmişti. 

Aynı şekilde, Alman Ekonomi Bakanı Wolfgang Schauble, 12 Ocak'ta Süddeutsche Zeitung gazetesine 1 saatlik röportaj verdi. 

Bakan, röportaj yayınlanmadan önce bir cümlede geçen 'olacak' ifadesinin 'olabilir' şeklinde değişitirlmesini talep etti. Gazeteyle Schauble'nin ofisi arasında üç gün süren e-posta trafiği yaşandı ve ifade değiştirildi.

Al JazeeraDW TürkçeGençlik ve Spor Bakanlığı

Popüler İçerikler

Apar Topar Çıkarılmışlardı: Kızılcık Şerbeti'nde Giray ve Heves Ayrılığının Gerçek Nedeni Ortaya Çıktı
Türkiye'de 9.05'te Hayat Durdu! Atatürk'e Saygı Duruşu!
18 Yaşındaki Şampiyon Balerin Eylül Sıla Ilgaz, Aile Evindeki Odasında Ölü Bulundu
YORUMLAR

Tebrikler zorbalığımızı bütün dünyaya göstermişiz

07.09.2016

yani sunucunun röportajın dışına çıkıp bakana sormaması gereken(kendi yasaları olarak) soruyu sorması sonra nerde basın özğürlüğü sikmişim öyle özgürlüğü eğer ikimiz 1 liraya 1 lira anlaşma imzalıyorsak sen benden 2 lira alamazsın

İşiniz gücünüz dış ilişkileri germek. Bi bu eksikti.

07.09.2016

"Maksadını aşan ifadeler ve ithamlar' 20-30 yıllık adam sırf maksadını aşan ifade kullandı diye 2 birbirine yakın ülke arasında kriz mi çıkarcak, sizde bizimi sikiyonuz amk

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ