Yüzmeyi erken yaşta öğrenmek önemlidir. Peki Dünya'da bunu nasıl yapıyorlar?
Yüzmeyi erken yaşta öğrenmek önemlidir. Peki Dünya'da bunu nasıl yapıyorlar?
Çocuklar ister kurs almış olsun ister sadece arkadaşlarından, ebeveynlerinden öğrenmiş olsun yüzme öğrenmeleri için öncelikle aileden yüzme bilen biri ile suya girerler. Suyu derinliği, sudan nasıl çıkılacağı, nasıl yüzmesi gerektiği gibi belli başlı bilgilerin çocuğa verilmesinin ardından ebeveyn takibinde bir süre havuzda, denizde çırpınır. İlk başlarda belki can simidi, kolluk, vb. şeylerden yardım alan çocuk en geç 2. gün bunları bırakır ve havuzda tek başına takılmaya başlar. Bu andan itibaren ailesi çocuğa hiç karışmaz. Çocuk suya atlar, zıplar, ters yüzer, arkadaşları ile boğulmalı şakalar yapar. Hatta bazen o kadar endişelenirsiniz ki ailesi ortalarda görünene kadar çocuğa siz göz kulak olma ihtiyacı hissedersiniz. Ama hissetmeyin, Rus çocukları iki günlük kursun ardından alabalık gibi yüzecek, suyun tadını çıkaracaktır.
Çocuğu suya fırlatma ekolünden gelirler. Boğulacaksan büyük denizde boğul ve yüzme büyük denizde öğrenilir anlayışlarının yılmaz bekçileridir. Onlara göre çocuğun neredeyse boğuluyor oluşu yüzme öğrenmesi için şarttır ve gerçekten boğulmadıkça müdahale etmezler. Çocuklar gerek okulda, gerekse de evlerinin arka bahçelerinde sürekli alıştırma yaptıkları içindir ki küçük yaştan itibaren yüzme konusunda tecrübe kazanırlar. Bir Amerikalı çocuğuna yüzme için ihtiyaç duyduğu her şeyi alır. Havuzda, denizde tam donanımlı şekilde yüzen bir çocuk görürseniz bilin ki o çocuk Amerikalıdır. Yüzmekten keyif alan çocukların başını çeker Amerikalı çocuklar.
En teknik sınıf yine her zaman olduğu gibi Almanlardır. Çocuklarına yüzmeyi teorik olarak mükemmel izah eder ve bu teoriyi pratiğe dökmeleri için harikulade imkanlar sunarlar. Ebeveynleri çocuğun yüzmeye tam hakim olduğundan emin olana kadar onları yalnız bırakmaz. Ama bu çocukları bunalttıkları anlamına gelmez. Sadece göz ucu ile takip ederler ve müdahaleye her zaman hazırdırlar. Ancak bunu çocuk hiç hissetmez, Almanların temel düsturu 'Sana güveniyoruz'dur. Çocuklar teorik ve pratik olarak harika birer yüzücüdür ve genelde havuzda oynamaktan çok yüzen çocuklar Almandır.
En ilgisiz grup Fransızlardır. Çocuğu tamamen kendi haline bırakıp, kenarda şarap içmeyi tercih ederler. Hatta bazen çocuk boğulma tehlikesi geçirdiğinde çocuğu kurtaran cankurtarandan başkası değildir. Çünkü ebeveyn güneşlenmektedir. Yine de altyapısı olan Fransız çocukları denizin, havuzun en özgür çocuklarıdır. Ailelerinin onlara 'fazla açılma' dediğini duyamazsınız.
Kolluk taktığı halde, can simidine girmiş halde yüzen ve hemen yanında ise bir ebeveynin refakat ettiği çocuk Türk çocuğudur. Türk çocuğunun yüzme öğrenmesine izin verilmez çünkü su yüzmek için değil boğulmak içindir.