Hislerin, duyuların, duyguların çalışmaz ve dünyadan isteksiz bir şekilde soğumalar ve kopmalar başlayabilir. Bu sefer yeryüzüne-dünyaya topraklanamaz, ayağını bastığın yeri bilemez ya da tanıyamaz olabilirsin.
Oysa ki, kalbine izin verdiğinde kalbin der ki : “Gel şu dünyayı sevelim, ateşimizle yepyeni topraklar zeminler üretelim.”
Kalbi iyi çalışanın, sevgiyle çalışanın, ince bağırsakları da bu sefer doğru neşeyi üretir. Neşenin içerisinde kahkaha vardır, kabul vardır, tatlar ve lezzetler vardır. O, içimizdeki çocukluktur.
Çocukluğu güzelce kucaklayan, kabul eden, bu sefer yetişkinliğe yani toprağa geçer. Ayağını yere sağlam basan, köklenen, kökleyen; hayatın tatlarını, pankreası ile çok iyi alabilecek bir hal ile güzel kan üretir. Dalağında, kemik iliğinde, bir sürü yerlerde ürettiği faydayla bedene hayat, can verirken; hayatındaki diğer insanlara da sevgi, neşe, üretkenlik katar.
Takibinde metal başlar. Metal babadır, otoritedir, alışveriştir.
keyifle okudum❤️ gelelim kendi adıma çıkarımlarıma; Kontrolcülüğü bırakmadığıma göre sağlıklı bir toprak henüz oluşmamış demekki .. Suyumuz da güzel ama arada soğuyor yaşadığımız hayat masallardaki gibi degil böyle bir ülkede,böylesine iki yüzlü insanların olduğu ortamda araya korku ve endişe girmeden soğumaması da imkansız zaten.. ama her aldığım nefesi de sonsuz şükürle sonuna birakabiliyorum cicek açmaya devam o vakit 🌸