5 Elementin Doğası

Bedenimizin ve dünyamızın doğası 5 elementten oluşur. Aslında 4 elementtir ancak ortadaki merkez ile birlikte 5 olur. Kalbiniz, ateşiyle bütün bedeninizi ısıtır, sevgiyle sevinçle ışıldar. Ve eğer güzel yanarsa, bir kül bırakır. O külüyle toprağı; dalağını, mideni, pankreasını oluşturur.

Eğer sağlıklı bir toprak oluştuysa ayağını yere sıkı basarsın ve kontrolcülüğü bırakırsın. Ve kıymetli bir toprağın içerisinde, kıymetli mineraller-elementler oluşur.

Bu oluşan elementler aslında akciğerin, kalın bağırsağın, cildindir. Burada eğer otoriteyle-sistemle-doğru kural koyma ile barışırsan, hayatını prensiplerle yönetip, kolay alıp kolay bırakabilirsen, hayat içinde akarsın. Metal erir, suya dönüşür; su akar ağacı besler. Hayatı, dünyayı besler. 

Bazen ateşi sınırlandırır, bazen de toprağa yön verir. Ve sen ne zaman güzel bir şekilde hayat içinde akarsan, sevgiyle ve sevinçle coşarak akan bir nehir olursan; bir taraftan ağaçları, doğayı besleyip yemyeşil yapar, anbean yeni doğumlar meydana getirirsin. Ve en önemlisi hem toprağı beslersin, hem ateşi beslersin.

Eğer ateşini, sevincini ve neşeni besleyen güzel bir su isen, bu sefer hayat senin için çok tatlı ve lezzetli bir dünyaya dönüşür. Ama oraya bu suyu donduracak korkuyu, endişeyi koyarsan, bu sefer hayat soğur.

Hislerin, duyuların, duyguların çalışmaz ve dünyadan isteksiz bir şekilde soğumalar ve kopmalar başlayabilir. Bu sefer yeryüzüne-dünyaya topraklanamaz, ayağını bastığın yeri bilemez ya da tanıyamaz olabilirsin. 

Oysa ki, kalbine izin verdiğinde kalbin der ki : “Gel şu dünyayı sevelim, ateşimizle yepyeni topraklar zeminler üretelim.” 

Kalbi iyi çalışanın, sevgiyle çalışanın, ince bağırsakları da bu sefer doğru neşeyi üretir. Neşenin içerisinde kahkaha vardır, kabul vardır, tatlar ve lezzetler vardır. O, içimizdeki çocukluktur. 

Çocukluğu güzelce kucaklayan, kabul eden, bu sefer yetişkinliğe yani toprağa geçer. Ayağını yere sağlam basan, köklenen, kökleyen; hayatın tatlarını, pankreası ile çok iyi alabilecek bir hal ile güzel kan üretir. Dalağında, kemik iliğinde, bir sürü yerlerde ürettiği faydayla bedene hayat, can verirken; hayatındaki diğer insanlara da sevgi, neşe, üretkenlik katar.

 Takibinde metal başlar. Metal babadır, otoritedir, alışveriştir.

Almayla vermeyi dengeleyen için; nefesi almak ve nefesi bırakmak vardır. Her aldığın nefesi sonuna kadar bırakabiliyorsan, her aldığın nefesle güzel bir bağlantı kurabiliyorsan, hayat senin için her an açan bir çiçek gibidir.

Bu sefer alışveriş, senin için bir tat ve lezzet olur. Bilirsin ki, sevginin dışındaki her türlü alışverişin bir karşılığı vardır: Bu bazen bir teşekkür, bir şükür, bir selamdır. Ya da karşılığında bir ödeme yaparsın. Ama her bir tanesinde alışverişi dengede tutarsın. 

Bunlarla birlikte hayata cesaretle, coşkuyla akan bir nehir gibi yumuşadığında; o metal, bir bakarsın ki toprağı da, dünyayı da, hayatı da, bitkileri de, çiçekleri de, başka insanları da müthiş bir akışın içerisinde besler. Ve o akan, sen olursun.

Akışta, akanda akan olarak buluşan olalım. 

Hoşça kalın. 

Sevgilerimle…

Instagram

Twitter

YouTube

Facebook

Web

Popüler İçerikler

Temsilcimiz Ege Karabenli İlk 10'da: Mr. World 2024 Erkek Güzellik Yarışması'nın Birincisi Belli Oldu!
Kızılcık Şerbeti'nde Yeni Doğmuş Bebeğin Başının Örtülmesi Tepki Topladı
Çiçekten Para Mı Kazanacaksın Deyip Güldüler: Şimdi Bir Kilodan 500 Bin Lira Kazanıyor
YORUMLAR
09.01.2023

keyifle okudum❤️ gelelim kendi adıma çıkarımlarıma; Kontrolcülüğü bırakmadığıma göre sağlıklı bir toprak henüz oluşmamış demekki .. Suyumuz da güzel ama arada soğuyor yaşadığımız hayat masallardaki gibi degil böyle bir ülkede,böylesine iki yüzlü insanların olduğu ortamda araya korku ve endişe girmeden soğumaması da imkansız zaten.. ama her aldığım nefesi de sonsuz şükürle sonuna birakabiliyorum cicek açmaya devam o vakit 🌸

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ