Aslında hiç de fena fikir değil gibi...
Aslında hiç de fena fikir değil gibi...
Şehirden kaçıp şöyle köy hayatına geçip hayvancılık ile ilgilenmeyi düşünüyorsanız tam yerine geldiniz. Bu şirin civcivlerle bir çiftlik kurmaya hazır mısınız?
Hesabında farklı hayvanlar ve tarım üzerine uğraşan kişilere yer vererek aslında farklı iş kollarını ve köy hayatını da bize anlatıyor.
Bu civcivlere 45 gün boyunca bakmanız ve onları büyütmeniz gerekiyor.
30 günü doldurduklarında cinsiyetleri de belli oluyor. Sonrasındaki süreç ise seyreltme ve kesime gitme süreçleri.
Civcivler için içerinin sıcak olması gerekiyor bu sıcaklığı da yeni nesil ısı yalıtımlı panellerle sağlayabiliyorsunuz.
Özellikle son dönemde popülerleşen konteyner çiftlikler çadırlara göre daha uygun fiyatlı. Ama elinizdeki bütçe kısıtlı değilse çadır sistemini kullanarak daha büyük ve kullanışlı bir alan da inşa edebilirsiniz.
Bazı civcivler köşede sıkışmış olabiliyor ya da derece düşmüş olabiliyor. Bu yüzden de düzenli kontrol etmek için tüm çadırı boydan boya 2-3 kez gezmeniz gerekebiliyor.
Aslınca bu civcivler tamamen size ücretsiz geliyor. Burada belirli şirketler ile anlaşma yapıyorsunuz, böylece 20 bin civcivi şirket size ücretsiz şekilde temin ediyor.
Civcivlerin bakımı, büyütülmesi, alan temini gibi her şey sizde ama bu süreçte civcivlere ve yemlerine para vermemek de bütçenizi oldukça rahatlatacak bir şey tabii ki.
Yani 45 gün sonunda şirket civcivlere doğru şekilde bakıp bakmadığınızı kalan yemlerden ve hayvanların ağırlıklarından anlayabiliyor.
Eğer size verilen ortalama 3 ton yemi tamamen bitirdiyseniz ama hayvanların ağırlıkları 2 kilo 700 gram değilse size ödenecek paradan bu düşülüyor, hatta direkt ceza yazılıyor.
Yani civcivler size teslim edildikten 45 gün sonra yine şirket tarafından alınmaya geliniyor ve böylece para hesaplama kısmı başlıyor.
Yine ilaçlama kısmını şirket üstleniyor, sizin sadece genel temizliğini yapmanız ve yeni civcivler için yerleri ayarlamanız gerekiyor. Bu işe en önemli şey dezenfektan, her zaman içeriye girerken bile tulumla girmek çok önemli.
Bir civcivin hastalık kapması tüm çiftliği etkiliyor.
Eğer prim yaptıysanız bu miktar 35 bin TL oluyor. Ama bu ücret herhangi bir gideri karşılamıyor.
Elektrik aylık ortalama 2 bin, kömür ise 5 bin civarında oluyor.
Eğer fazla yem tüketip hayvanları belirlenen kiloya ulaştıramazsanız o zaman ceza kesiliyor bu da 35 bin TL'den düşülüyor. Onun haricinde daha az yem tüketirseniz o zaman bu size prim şeklinde yatıyor.
Bunu da 45 + 15 gün dinlenme ve temizlik süresine göre hesapladığımızda aylık gelir aslında 12 bin TL civarında oluyor.
Olası bir hastalık durumunu önlemek ve civcivlerin doğru ve güvenli şekilde büyümesini sağlamak. Zaten anlaştığınız şirket veya şirketler size 60 günde bir 20 bin civciv gönderiyor, böylece 15 gün boşluklarla bu işi devam ettirebiliyorsunuz.
Ama ekstra dikkat etmek ve her gün bakmak gerekiyor.
Çünkü bahar günleri ekstra kömür yakmanıza gerek olmuyor bu da aylık giderinizi düşürüyor ve daha fazla kar elde etmenizi sağlıyor.
Bir ara ciddi ciddi bu işe girmek üzere araştırma yapmış birisiyim. Burada eğer civcivlerle direk siz ilgilenmeyecekseniz 8'er saatlik vardiyalarla 3 kişiye iş vermeniz gerekiyor. Çünkü civcivleri yalnız bırakamazsınız. Şu an bir asgari ücretin işverene mailiyeti 4200 civarı. 3 çalışan ile çarpınca 12600 de aylık çalışan masrafı var. Hooop gitti bizim aylık gelir:)
Her işte para var yeter ki sen sevdiğin işi yapmaya çalış. Bu civciv işini de yaptık, burada yazanlar doğrudur, kazancı iyi hatta aldığın gibi satsan bile kârlı. Fakat hayvan sattığın için biraz zahmetli bir iş.
Yıllardır aynısını söylüyorum topraksız tarım, gelecek topraksız tarımda. Gelecek kravatlı çiftçilerde. Hatta şimdi topraksız ve güneşsiz tarım başlıyor. UV ışınları ile tarım çalışmalarında ciddi gelişmeler var. Şu an mars yolculuğu için yetişmiş sebze meyve çok ağırlık yapacağı için sadece tohum olarak astronotlara verilecek ve uzay aracının içinde bunların yetiştirilmesi sağlanacak. Hatta şu an ISS de uygulanıyor. Biz de İmamoğlu ellerini arkadan bağlamış onunla uğraşıyoruz. Yazık kafamıza