Bu yüzden de, seyircinin kabuslarının zayıflığından faydalanacak dünyanın en korkutucu filmini yapmak istediğini söyledi.
Kubrick kitabı okuyup, çok beğendi. Ve kitabı 'türünün okuduğu en dahice ve heyecan verici kitabı' olarak tanımladı.
Senaryo üzerinde çalışması için bir diğer roman yazarı Diane Johnson ile anlaştı
Jack ve Grady'nin banyoda olduğu sahne 80 kereden fazla çekildi.
Halloran'ın yatak odası sahnesi 60 kereden fazla çekildi. Oyuncu Scatman Crothers en sonunda dayanamayarak ağladı.
Wendy Torrance'ın beysbol sopasını salladığı sahne tam 127 kez çekilerek Guinness Dünya Rekorları'na girdi.
Seti baştan inşa etmek 2,5 milyon dolara mal oldu.
Jack'in daktilosunu bir mobilyanın arkasında durduğunu görüyoruz ve sonra mobilya kayboluyor.
Danny oyun oynarken halıdaki desenler yön değiştiriyor.
Jack'in mülakata girdiği ofiste pencereler var fakat bu imkansız!
Onların yerine rolü Jack Nicholson'a verdi ve 'Belki de geçmiş yıldızlar Spencer Tracy ve Jimmy Cagney ile eşdeğerdir' diye düşündüğünü belirtti.
'Boşanırken böyleydim. Stanley'e anlattım ve o da yazdı' şeklinde açıkladı.
Ayrıca Jack'in sinir krizleriyle baş edebilecek birine benziyordu.
Kubrick'in Duvall'a setteki davranış biçimi sonralarda da çok konuşuldu...
Duvall daha sonralarda film hakkında 'Oynamak zorunda olduğum en zor roldü' şeklinde açıklama yaptı.
Müziğin çoğu Polonyalı besteci Krzystof Penderecki'ye aitti.
En ilginç iddia ise Stanley Kubrick'in aslında NASA'nın yayınladığı Ay'a iniş videolarını filme aldığı teorisiydi!
Danny'nin Apollo 11 kazağı.
Hayaletli odanın numarası 237. Dünya, Ay'a 237 bin mil uzaklığında.
Oda 237'nin anahtarlığında 'ROOM NO' yazıyor ve bu da 'Moon' (Ay) kelimesinin anagramı olarak görülüyor.
Kubrick ise yönetimi bunun kan değil, paslı su olduğunu söyleyerek ikna etti.
King, Jack Torrance rolü için Jon Voight'u istiyordu.
Wendy karakterini beğenmedi: 'En kadın düşmanı karakterlerden biri. Sadece bağırmak ve aptal olmak için orada duruyor.'
Filmi 'içinde motor olmayan güzel bir araba' olarak tanımladı.
Filmde ise Jack Torrance sarı bir Beetle aracı sürüyor. Çoğu kişi bunun King'e bir gönderme olduğunu düşündü.
Kubrick'in kendisine 'Tanrı'ya inanıyor musun?' diye sorduğunu, 'Evet' şeklinde cevaplayınca 'Biliyordum!' diye bağırarak telefonu kapadığını söyledi.
Aynı cümle defalarca kez tekrar ve tekrar yazılmıştır.
Yazan kişi ise Kubrick'in asistanı Emilio D’Alessandro idi. Asistan, daktilo başında aylar harcadı.
Güzel içerik teşekkürler.