''Burası çok eski bir yapı. Şu anda tam kaç yılında yapıldığına dair net bir bilgi yok. Ama en az 400 yıllık olduğu kesin. Çünkü 1650'li yıllarda bir çizimde yer alıyor. Burası İstanbul'un en eski su yolları olan Halkalı su yollarının bulunduğu bölge. Halkalı, Mahmutbey, Bağcılar'dan gelen suların tarihi yarımadaya ulaşması için bu güzergahı kullanıyordu. Burası da Avasköy Maksemi olarak anılan bir bölge. Buradan tarihi yarımadaya özellikle, çok önemli mekanlara Topkapı Sarayı, Nuriosmaniye Cami gibi Sur içi İstanbul'una en önemli yerlerine su taşıyan, su yollarının üzerinde olan bir yapı. Burada Halkalı sularına ait, gelen sular ikiye ayrılırdı. Bu daha çok Avasköy Sebili olarak anılıyor ama, sebilden daha çok bir maksem aslında. İşte o halkalı suları buradan 2'ye ayrılırdı Süleymaniye ve Beylik suları olarak. Buradan da 2 kol halinde tarihi yarımadaya giderek belli mekanların su ihtiyaçlarını karşılardı.''
tevfik göksu meclis toplantılarında boş boş konuşacağına belediye başkanı olduğu esenlere sahip çıksın. övüne övüne gelin esenleri görün diyordu utanmadan.
Esenler'de eski bir kilise kalıntısına cam kapı ve cam malzemeden yapılar ekleyerek digital kütüphane yapıldı. Yobazların elinde olan yerde tarihe sanata farklı görüşlere ve inançlara saygı beklemeyin.
Bırakın öyle kalsın en azından bir kimliği kalır, belki 400 yıllık bir taş,, yoksa bunların restorasyonlarını biliyoruz..