Öğretmen olduğu için işi gereği çocuklara mesajlar vermek isteğini anlatan Lidar, şunları kaydetti:
'Çocuklara bu kadar fazla dilin dünyanın pek çok yerinde konuşulduğunu anlatmak lazım. Bu, çocuklardaki kardeşlik bilincini de geliştirecek. Dünyanın zannedildiği kadar büyük olmadığını gösterecektir. Farklı coğrafyalarda, farklı diller konuşan insanlar barış içinde yaşayabilir. Bu kütüphane bunun canlı bir kanıtıdır. Küçük Prens'te güzel hikayeleri olan, insanlara evrensel mesajlar veren bir çocuğun öyküsü anlatılıyor. Bütün ülkelerin kitapları burada yan yana.'
Eskişehir Anadolu Lisesi Müdürü Rifat Günday, 'Küçük Prens Kitap Müzesi' fikriyle okulda lojman ve izci evi olarak kullanılan binanın tadilatını yaptırıp Ali Lidar'ın zengin Küçük Prens koleksiyonu için müze hazırladıklarını belirterek çocukların keyif alacağı ve müzeciliğin öğrenileceği bir mekan oluşturduklarını vurguladı.
Ne kitaba ne de yazara bir sözüm var. Kitap da güzel yazar da. Ancak çok fazla abartılıyor. Sürekli aynı yazılar sosyal medyada dolanıp duruyor. Hem de yıllardır. "Yok gülü yedi mi?" Yok "güle ne oldu?" Yeter da.
'' Güzelsiniz ama boşsunuz. Kimse sizin için canını vermez. Buradan geçen herhangi bir yolcu benim gülümün size benzediğini sansa bile o tek başına topunuzdan önemlidir. Çünkü üstünü fanusla örttüğüm odur, rüzgârdan koruduğum odur, kelebek olsunlar diye bıraktığımı birkaç tanenin dışında bütün tırtılları uğrunda öldürdüğüm odur. Yakınmasına, böbürlenmesine hatta susmasına kulak verdiğim odur. Çünkü benim gülümdür o.”
Bu adam çok tanınmayan ama kendi çapında sağlam bir hayran kitlesi olan undergraund bir şair..