400 Bin Yıldızın Haritasını Çıkaran Harvard Computers'ın Kadınlardan Oluşan Ekibiyle Tanışmaya Hazır Olun!

Daha önce Harvard Computers'ı duymuş muydunuz? Hayır, Harvard'ın Cambridge kampüsündeki ikonik Widener Library'deki Apple Computers'dan bahsetmiyoruz. 40 bin yıldızın haritasını çıkaran harika bir kadın ekiple tanışmaya hazır olun. Buyurun detaylara 👇

Harvard Computers, 19. yüzyılın sonlarında ve 20. yüzyılın başlarında Harvard College Gözlemevi'nde çalışan, bir grup kadın araştırmacıydı.

Gözlemevinin erkek yöneticisi Edward Charles Pickering, gökyüzündeki tüm yıldızları belgeleme arayışında sayıları hesaplamak için kadınları işe almaya başladı. Harvard Computers'ın astronomiye katkıları 400.000'den fazla yıldızın kataloglanmasına ve haritalanmasına yardımcı oldu. Bu şekilde modern astronominin temelleri atılmış oldu.

Harvard mezunları ve eski MIT profesörü Edward Charles Pickering, 1876'da astronomi profesörü ve Harvard College Gözlemevi'nin yöneticisi olarak işe alındı.

Pickering, yıldızların ve diğer uzay nesnelerinin ne kadar parlak olduğunu ölçen fotometri çalışmasına yatırım yaptı. Bu çalışma bir yıldızın parlaklığı, büyüklüğüne, bileşimine, sıcaklığına, uzaklığına ve daha fazlasına ışık tutabilecekti. O zamanlarda oldukça yeni olan fotoğrafçılık yöntemini kullanan Pickering, gökyüzünün binlerce cam levha görüntüsünü topladı.

1875'ten önce bilimsel çalışmalar için erkek asistanlar kullanıyordu.

Ancak Pickering, yıldızların görüntülerini analiz ederken bu asistanların yavaşlığından bıkmıştı. O zamanlarda kadınlara ileri eğitim için fırsatlar sağlamanın genellikle gereksiz ve hatta zararlı olduğu düşünülüyordu. Ancak Pickering, diplomalara değil yeteneklere önem veriyordu.

Pickering'in işe aldığı ilk kadın Selina Bond'du.

Selina, evden çalışarak Pickering için rakamlar topladı. 19. yüzyılın sonlarında, birçok orta ve üst sınıf kadın eğitim gördü, ancak kolej veya akademik arayışların peşinden gitmek kadınlar için hala nadirdi. Akademi geçmişi olan destekleyici bir aile, erkekler tarafından domine edilen bu dünyaya girmenin birkaç yolundan biriydi.

Örneğin, ünlü bilim insanı Marie Curie'nin anne ve babası eğitimciydi. Kadın kolejleri o zamanlar çok kalifiye değildi. Bu nedenle fırsatlar son derece sınırlıydı. Tamamı erkeklerden oluşan Harvard'ın kardeş okulu Radcliffe 1879'da kuruldu.

Pickering, bir İskoç göçmeni ve kocası onu terk etmiş bir anne olan hizmetçisinin sayılar konusunda oldukça yetenekli olduğunu keşfetti.

Williamina Fleming, İskoçya'da bir öğretmendi ancak Boston'da hayatta kalabilmek için temizlik yapmaya başlamıştı. 1881'de Fleming, gözlemevinde çalışırken Harvard Computers'a katıldı. Yapılan işi diğer kadınlardan çabucak öğrendi. 

1885'te, spektrumlarına göre kataloglanmış binlerce yıldızı listeleyen ünlü Henry Draper yıldız kataloğunu geliştirmek için Pickering ile birlikte çalışan ekibin başındaydı.

Williamina Fleming'in gözlemevindeki kariyeri 30 yıl sürdü.

Dünya'dan yaklaşık 1500 ışık yılı uzaklığında bulunan Atbaşı Nebulasını, Fleming'in birçok keşfi arasındaydı. 1893 yılında Chicago'da yapılan Dünya Fuarı'nda yaptığı bir konuşmada, astronomide kadınları savundu ve fırsat verilirse kadınların erkeklerin başarılarıyla boy ölçüşebileceğini savundu.

Fleming'in çalışmaları, sonunda astronomik çevrelerde biraz itibar kazandığı 20. yüzyılın başlarına kadar Pickering'in adı altında toplandı.

Fleming'in günlükleri o zamandan beri inceleniyor ve Fleming'in notları, ilk kadın astronomların dünyasına ışık tutuyor.

Harvard Computers'da çalışan kadınlara saatte 25 ila 50 sent arasında ödeme yapıldı ve haftada altı gün çalıştıklar. Kazandıkları oran, aynı işi yapan bir adamın yalnızca yarısı kadardı, bu Fleming'in kendisinin de hesaplarında belirttiği bir şeydi.

'Bana, kadınların maaşlarına göre mükemmel bir maaş aldığım söylendi… Erkekler kadar benim de bakmam gereken bir evim ve bakmam gereken bir ailem olduğunu düşünüyor mu? Ve bir de bu çağ, aydınlanma çağı olarak kabul ediliyor!'

Gözlemevinde çalışan diğer kadınlar arasında, kataloğa adını veren astronom Henry Draper'ın yeğeni Antonia Maury de vardı.

1887'de Vassar Koleji'nden mezun oldu, Harvard Gözlemevi'ne katıldı ve spektroskopik çiftler veya çift yıldızlarla ilgili verileri analiz etmeye başladı. İkili bir yıldız sistemi olan Beta Aurigae'yi keşfetti. Ayrıca, Pickering'inkinden daha ayrıntılı olan ve sonunda Uluslararası Astronomi Birliği tarafından değiştirilmiş bir biçimde benimsenen yıldızlar için kendi sınıflandırma sistemini yarattı.

Ne yazık ki, Maury'nin spektroskopik ikili dosyaların yörüngelerini ve periyodlarını hesaplayan çalışmasından, Pickering'in yayınlanmış anıtsal makalesinde yalnızca kısa bir satırda bahsedildi.

Gözlemevindeki bir diğer kadın Henrietta Swan Leavitt, çalışmalarına Oberlin Koleji'nde başlamıştı, ancak 1892'de mezun olmadan önce Radcliffe'e transfer oldu.

Leavitt, mezun olduktan sonra gözlemevinde çalışmaya başladı. 1898'de, teknik olarak üniversitede bir personel pozisyonu olan Astronomik Fotoğrafların Küratörü oldu. Küçük ve Büyük Macellan Bulutları ile değişen yıldızları inceledi ve çalışmalarının çoğunu kendi adına yayınladı.

Leavitt'in 1910'larda yayınlanan çalışması, şu anda Leavitt Yasası olarak biliniyor. Sefeidler (düzenli bir parlaklık döngüsüne sahip değişken yıldızlar) için dönem-parlaklık ilişkisini keşfetti. Bu ilişki, uzak galaksilere olan mesafenin ölçülebileceği bir ölçüm sağladığı için devrim niteliğindeydi.

Annie Jump Cannon, Harvard Computers'a 1896'da katıldı.

Wellesley Üniversitesi fizik mezunu olan Cannon, Pickering'in yıldızlar için Harvard Sınıflandırma Planını oluşturmasına yardım etti. 1940'ta emekli olan Cannon, kariyeri boyunca 350.000'den fazla yıldız gövdesini sınıflandırdı. 

Oxford Üniversitesi'nden bilim alanında fahri doktora alan ilk kadındı. Ölümünden iki yıl önce, Harvard'da 'William C. Bond Gökbilimcisi' seçildi. O sırada kolejin tamamı erkeklerden oluşuyordu.

Pickering'in 1877'den 1919'daki ölümüne kadar görev yaptığı süre boyunca Harvard Computers'ta 80'den fazla kadın çalıştı.

İş, her bakımdan oldukça monotondu ve fotoğrafların hazırlanmasını ve sonraki analizleri içeriyordu. Çok az kadının teleskopu kullanmasına izin verildi; bu, onları daha fazla teorik çalışma yapmaktan büyük ölçüde alıkoyan bir gerçekti. Natasha Geiling'in 2013'te Smithsonian Magazine'de Harvard Computers'ı 'evrenin haritasını çıkaran ama yine de saygı göremeyen kadınlar' olarak adlandırdığı gibi.

Bu içerikler de ilginizi çekebilir;

Gördükten Sonra Dünyaya Bakış Açınızı Değiştirecek Her Biri Birbirinden Enteresan 17 Görsel
Soykırımlardan Savaşlara Tarihin Karanlık Sayfaları Arasında Kalmış Korkunç Olaylara Işık Tutuyoruz!
Çocukken Oynadığımız Oyuncağı Görsel Şölene Dönüştüren Performans Sanatçısının Yaptığı Şova İnanamayacaksınız!

Popüler İçerikler

Serdal Adalı, Ricardo Quaresma'ya Jübile Yaptıracağı Tarihi Açıkladı
Cübbeli Ahmet Çakarlı Araçla Geldiği Etkinlikte Şeriatı Savundu: Skandal Sözlere Tepki Yağdı!
Ali Koç, Fenerbahçe Tesislerinde Sıkıyönetim İlan Etti