4 Ocak 1948'de İngiltere'den Bağımsızlığını Kazanan Myanmar'daki Askerlerimizin Hikayesi Yüreğinizi Burkacak

Bugün 4 Ocak.  Eski adıyla Burma, yeni adıyla Myanmar'ın Büyük Britanya İmparatorluğu'ndan bağımsızlığını kazanmasının yıl dönümü. 

Asya ücralarındaki bu ülke ile Türkiye arasında pek bir benzerlik yok. İki ülke arasındaki ilişkiler de pek gelişmiş değil. 

Buna rağmen bu ülkede bugün dahi yatmakta olan emanetlerimiz var. 

Peki, nasıl mı? 

Bu içeriğimizde sizleri hüzünlü bir tarihin derinliklerinde yolculuğa çıkaracağız.

1960 senesinin ilk günlerinde, Türkiye'nin Bangkok Büyükelçiliği'nde gün oldukça sıradan başlamştı. Büyükelçilik ofisinin telefonu çaldı. Arayan Asya ücralarında keşfe çıkmış bir Türk gezgindi ve mutlaka büyükelçi ile görüşmek istediğini söylüyordu.

Sekreter hanım, telefonun o günlerde ismi Burma olan bugünkü Myanmar'dan geldiğini söyledi.   

Büyükelçi Necdet Kent, merakla telefonu açtı ve dinlemeye başladı:  'Sayın Büyükelçim, Burma'dan arıyorum. Burada ilgilenmeniz gereken bir şeyler var' 

Telefondaki genç Burma'da Türkçe isimlerle dolu mezar taşları bulduğunu söylüyordu.

Türkiye'nin Burma'da Büyükelçiliği yoktu. Tayland'daki Büyükelçi oraya da akredite konumdaydı.

Mezarlıkların bulunduğu adresi not defretine yazdı Büyükelçi.

Gelin görün ki Büyükelçi'nin Tayland'daki görev süresi bitmek üzereydi. Neyse ki Büyükelçi çok da uzak olmayan bir yere, Yeni Delhi'ye Büyükelçi olarak atandı.

Hindistan'da yeni görevine başlar başlamaz, Gezgin Genç ile telefon görüşmesi geldi aklına.  Derhal Burma yani Myanmar yönetimi ile görüşüp ziyaret izni istedi. İlk fırsatta da bu ülkenin yolunu tuttu.   

Söylenenler doğruydu. Belirtilen adreste Osmanlıca mezar taşları ve Türkçe isimler vardı. Üstelik bir değil on değil 100 değil tam 173 mezar taşı buldu Necdet Kent.

Thayet kentinde, otların ve çamurun içinde kalmış, bakımsızlıktan yok olma noktasına gelmiş 173 Osmanlıca mezar taşı!   

Şimdi herkesin aklında aynı soru vardı?  

Myanmar'da Türkçe mezarların ne işi vardı?

Türkiye’den 10 bin kilometre mesafede, Asya ücralarında bu insanların toplu ölümü nasıl gerçekleşmişti? Tarihte Osmanlı Devleti'nin bu bölgeye yaptığı bir sefer veya katıldığı bir savaş yoktu.

Acı gerçek kısa bir zaman sonra ortaya çıktı.

Birinci Dünya Savaşı'nın Güney Cephesi'nde Filistin ve Suriye'de İngilizlerle savaşan Osmanlı askerlerinin bir bölümü savaşta esir düşmüştü.   Osmanlı Devleti'nin o toz duman içinde öldü kabul edip kayıtlardan düşürdüğü bu askerlerin sayısı 12 bin civarındaydı.

Esir Türk askerleri, İngiliz İmparatorluğu tarafından gemilere doldurulup Britanya Kolonisi olan Hindistan ve Burma'ya götürülmüş; buralarda ağır koşullar altında çalıştırılmış ve hiçbirisi evlerine dönememişti.

Suriye ve Filistin çöllerine savaşmak için giden Anadolu çocukları, Asya'nın kuytu köşelerinde unutulup gitmişti. 

Esir kamplarında ağır koşullarda çalıştırılan ve varlıklarından kimsenin haberdar olmadığı bu askerler; Burma'daki esir kamplarında hayata tutunmaya çalışmış; ne yazık ki hiçbirisi başaramamıştı.

İngilizler her tutsak askere ayda 40 sigara bir sabun veriyor; 400'er kişilik ilkel barakalarda yaşatıyorlardı.

Kendi yazdıkları esprili yazılarla dergi çıkartarak, tavuk yetiştirerek hayata tutunmaya çalışan esir askerler arasından ne yazık ki intihar edenler oluyordu.

Ölen askerler, arkadaşları tarafından kampın yakınlarında bir yere gömülüyor ve oracıkta bırakılıyordu. Ölenin başına mezar taşı dikiliyor, sağ kalanlar da sıranın kendisine gelmesini bekliyorlardı.

Tutsak askerler ailelerine mektup yazmak isteseler de ilk önce İngiltere'ye gönderilen mektupların hiçbirisi Kızılay'a teslim edilmemiş ve dolayısıyla askerlerin yakınlarına ulaşmamıştı.   Burma’da Türk şehitliğinin hikayesi işte buydu.

Büyükelçi Necdet Kent, konuya ilişkin bir rapor hazırlayıp Dışişleri Bakanlığı'na gönderdi. 173 kişilik isim listesi teyit edildi. Kent'in ardından Yeni Delhi'de göreve başlayan Seyfullah Esin de işin peşini bırakmadı.

Bölgede daha geniş bir tarama yapan Esin, yeni toplu mezarlar buldu.  Durum anlaşılmıştı. İngilizlerin esir kampı kurdukları her yerde Türk askerlerinin mezarları vardı. 

Seyfullah Esin, 6 farklı şehirde toplam 4 mezarlık ve ismi teşhis edilen 760 asker tespit etti.

Aradan geçen uzun yılların ardından çalışmalar sonuç verdi. 1996 yılında Thayat şehrinde bir Türk Anıt Mezarlığı Askeri törenle açıldı. Anıt Mezarlığın kitabesine Türkçe olarak şu cümleler yazıldı:

“Birinci Dünya Harbi'nde Irak, Filistin, Suriye ve Arabistan cephelerinde, Osmanlı Devleti'nin İngilizlerle yaptığı muharebeler sırasında İngilizlere esir düşerek Burma'ya getirilen ve burada şehit düşen Türk askerlerinin aziz hatıralarına...'

Uzun uğraşlar sonucu tespit edilen ve yaptırılan anıt mezarlığın akıbeti ise ne yazık ki çok iyiye gitmedi. Myanmar'da Türk Büyükelçiliği olmadığı için uzaktan akreditasyonla idare edilen ilişkiler yeterli değildi. Mezarlığın bakımı düzenli olarak yapılamadı.

Mezarlıklar ise günümüzde büyük oranda yok oldu. 

Yalnızca Thayabet'teki Anıt mezar kısmen restore edildi.   

Ancak Myanmar'daki şehitlikte kaç asker yatıyor? İsimleri nedir? Nereliler? Hala çok eksik bilgilerle hatırlanıyor. 

Bizler de bu içeriğimizi; Arap coğrafyasında savaşıp bir daha hiç evlerine geri dönemeyen; haritada yerlerini gösteremeyecekleri, uçsuz bucaksız topraklarda bir esir kampında ölmek zorunda kalan ve uzun yıllar kimsenin aklına gelmeyen insanlarımıza adıyoruz.

İlgini çekebilir...

ABD'den Myanmar Kararı: Arakanlı Müslümanlara Karşı İşlenen Suçlar 'Soykırım' Olarak Tanındı

İlgini çekebilir...

Birinci Dünya Savaşı Hakkında Az Bilinen 10 Gerçek

İlgini çekebilir...

1. Dünya Savaşı'nın 109. Yılında Bu Savaşın En Kritik Dört Cephesi

Popüler İçerikler

Almanya’daki Saldırıyı Kim Yaptı? Noel Pazarı Saldırganının Kimliği ve Röportajı Ortaya Çıktı
Önce Meydan Okuyup Sonra R Yapmıştı: Murat Övüç "Bülentinkiler Sahte" Dediği Diva'nın Eteklerine Kapandı!
Sosyal Medyada Süren Öğretmenlik Tartışması: Az Çalışıp Çok mu Maaş Alıyorlar?