Dünyanın en küçük şehrini ya da en küçük adasını belki duymuşsunuzdur. Peki ya dünyanın en küçük ülkesinin aslında bir deniz platformu olduğunu ve resmi olarak pasaporta ve kendi para birimine sahip olduğunu biliyor muydunuz? Kendisinin ülke olduğunu iddia eden bu platform İkinci Dünya Savaşı esnasında hava saldırılarını engellemek için kurulmuş bir kaleydi. Devamı için...👇
Aslında deniz platformu olan bu ülkenin oldukça derin bir tarihi var ve geçmişte yaşanan tüm bu olaylar nedeniyle artık girerken pasaportunuzun olması gereken bir ülke durumunda. İnanamayacaksınız ama bu minik ülkenin dünya çapında altmış farklı ülkeye seyahat etmek için kullanılabilecek kendine ait pasaportu bile var!
Savaş sona erdikten sonra ise platform ne kullanıldı ne de yok edildi. Ne var ki 1960'larda bir grup girişimci DJ, bu platformu İngiliz dinleyicilere pop müzik dinletme amacıyla korsan radyo istasyonu kurmak için kullandı. Platform oldukça uzak bir yerde olduğu için İngiltere polislerinin onları yakalaması zordu. Sorun şu ki, o dönem ticari radyo diye bir şey olmadığından, kabak İngiliz radyo endüstrisini kontrolü altında tutan BBC'ye patlamıştı.
Hele ki bir İngiliz vatandaşına korsan radyo kurmak öyle ilginç gelmişti ki bu dileğini gerçekleştirmek için işe dahi koyuldu. İngiliz ordusunun eski binbaşısı ve dönemin iş insanı olan Paddy Roy Bates işini bıraktı ve İngiltere'nin Essex kentine müzik dinletmek için kendi korsan radyo istasyonunu kurdu. Radyo istasyonuna “Radio Essex” adı verildi ve 2. Dünya Savaşı'nda bizzat savaştığı 'Knock John' adlı donanma kalesine diğer adıyla deniz platformuna kendi istasyonunu kurdu.
Bu kararı İngiltere hükümeti ticari radyolara izin verdiğinde aldı çünkü bu işlerini yasal yoldan yürüteceği anlamına geliyordu. Bu nedenle 2 Eylül 1967'de deniz platformu olan Rought Towers'ı 'Sealand Eyaleti' olarak ilan etti.
Ülkenin pasaportu ise yıllar boyunca yalnızca Sealand Eyaleti’nin güvenebileceği 300 kişiye verildi.
Bu kişiler amaçlarına ulaşarak küçük bir savaş başlattılar. 1978'de Sealand deniz platformu ateşe verildi ve Paddy Roy Bates ve ailesi, Sealand Başbakanı numarası yapan Achenbach adlı bir Alman avukat tarafından rehin alındı. Birkaç paralı asker de tutan bu adam sonunda Sealand’i ele geçirmiş oldu.
Kısa bir zaman sonra Roy Bates ülkesini geri almak amacıyla deniz platformuna giderek Achenbach ve adamlarını rehin aldı. Bates'in bu girişimi Alman hükümetinin Bates ile müzakere etmek ve Achenbach’ı serbest bırakması için bir diplomat göndermesine neden oldu. Olay çözüldükten ve Achenbach Almanya'ya döndükten sonra bile Sealand'ın başbakanı olduğu iddiasını sürdürdü.
Roy Bates, Sealand'e bir diplomat gönderilmesinin, Almanya'nın Sealand'ı gerçek bir ülke olarak tanıdığı anlamına geldiğini iddia etse de uluslararası hukuk, deniz platformları gibi yapay yapıların ada olarak kabul edilemeyeceğini söylüyor.
Platform uluslararası sularda bulunduğu için İngiliz Hükümeti'nin himayesinde değil, dolayısıyla normal şartlarda devlet olarak kabul edilmesi gerekir ancak dünya çapında ne yazık ki kabul görmüş değil.
1987’deki güncellemeden sonra Sealand Britanya sularının sınırı içine girdi. Adam alzheimerdan öldü, karısı da İngiltere’de bi huzurevinde öldü. Oğlu da Suffolk’ta balıkçılık işiyle uğraşıyor.
Kimse yokki birlikte ülke kuralım 🤣🤣
s.kerler... yalandan ulkeyi.