1936'da 'The Great Ziegfeld' ve 1937'de 'The Good Earth' filmleri ile ödüle layık görüldü.
Kendisi 1940'ların sonuna kadar Amerikan sinemasının en başarılı aktrislerinden biri olarak gösteriliyordu. Amerikan Film Institute tarafından verilen Lifetime Achievement Award (Ömür Boyu Başarı Ödülü) kazanan ilk kadın olmuştur.
1 Temmuz 1916 Tokyo doğumlu İngiliz sinema oyuncusudur. Bir başka Oscar ödüllü sinema oyuncusu olan Joan Fontaine'nin ablasıdır. 1938'de Errol Flynn'le birlikte oynadığı The Adventures of Robin Hood filminde Laydi Marian rolünü canladırmış. 1 yıl sonra da tüm dünyada ün yapmış 1939 yapımı Rüzgâr Gibi Geçti filminde yardımcı kadın oyuncu olarak Melanie Hamilton rolünü canlandırmıştır.
30 yıllık sahne kariyerinde Noël Coward ve George Bernard Shaw komedilerinden William Shakespeare klasikleri Ophelia, Kleopatra, Juliet ve Macbeth'e birçok farklı karakteri canlandırdı.
Övülen güzelliği Leigh için bir tatmin duygusu yaratmaktan çok, onun tarafından kendisinin bir aktris olarak ciddiye alınmasını engelleyen bir unsur olarak görülmüştür.
Unutulmaz oyuncu henüz 12 yaşındayken 1944'te Mickey Rooney ile at sevgisi işlenen filmde rol aldı.
Eski aktris, şimdilerde Birleşik Krallık İşçi Partisi mensubu. İlk kez 1992 yılında parlamentoya giren Jackson halen Hampstead ve Kilburn seçim bölgesini temsilen parlamentodadır.
Sinema sektörünün en iyi aktörlerinden biri kabul edilen oyuncu, AFI'nın '100 yılın 100 starı' listesinde 9. sırada yer almıştır. Tracy 1930-1967 arasında 74 filmde rol almıştır.
Actor's Studio'da öğrenim görüp, kısa bir süre sahneye çıktıktan sonra, 1960'ta sinemaya geçti. Peşpeşe oynadığı filmlerle, Cat Ballou, (1965), Son Gerçek ya da Atları da Vururlar (They Shoot Horses, Don't They, 1969) ne kadar başarılı bir oyuncu olduğunu kanıtladı.
1971'de Fahişe (Klute), 1978'de Eve Dönüş (Coming Home) filmleri ona Oscar'ı getirdi.
20. yüzyılın en önemli sinema oyuncusu olarak gösterilen, Oscar ödüllü Amerikalı oyuncu, 1972'de The Godfather filmiyle aldığı Oscar'ı reddedecek kadar da asi biriydi. İkinci Oscar'ını Amerika'nın Kızılderililere karşı uyguladığı politikayı protesto etmek için ödülü almaya dahi gelmemiştir.
Aslan Yürekli Çavuş ve High Noon filmleriyle Oscar'ı iki defa kazanan oyuncuya aynı zamanda 1961 yılında Akademi Onur Ödülü verilmiştir. Amerikan Film Enstitüsü, 1999 yılında oluşturduğu '100 Yılın En Büyük Aktörleri' listesinde Gary Cooper'ı 11. sırada göstermiştir.
Kuzuların Sessizliği, Foster'ın kariyerinde bir dönüm noktası olmuştur. Yazar Thomas Harris'in romanından uyarlanan ve Foster'ın başrollerini Hannibal Lecter karakterini canlandıran Anthony Hopkins ile paylaştığı bu film, ona sadece En İyi Kadın Oyuncu ve filmin yapımcılarına da En İyi Film Oscarı kazandırmakla kalmamış, Foster'a Hollywood'un kapılarını sonuna kadar açmakla bir mihenk taşı görevi üstlenmiştir.
Dustin Hoffman’ın film dünyasının ilk dikkatini çekmesi, Mike Nichols’un “The Graduate” adlı filminde çizdiği Benjamin Braddock rolüyle oldu. O filmdeki rolüyle Oscar adaylığı aldıktan sonra ilerleyen yıllarda Midnight Cowboy, Lenny, Tootsie ve Wag the Dog gibi birbirinden ayrı kulvarlardaki filmlerdeki başarısıyla altı kez daha Oscar adaylığı aldı.
Hollywood kariyeri 1992 yılında Buffy the Vampire Slayer filmindeki ufak bir rolü ile başladı. Daha sonra ilk önemli rolü 1994 yılında The Next Karate Kid adlı filmdeki Julie Pierce adlı Sensei Miyagi'nin ilk kadın öğrencisi rolüydü. Ayrıca ''Not: Seni Seviyorum'' filmi de unutulmazlar arasında.
Oscar'ın yanı sıra iki kez Tony ödülü sahibi Amerikalı sinema ve tiyatro oyuncusu, 1951 yılında Death of a Salesman Venedik Film Festivali'nde En İyi Erkek Oyuncuya verilen Volpi Kupasını (Volpi Cup) kazanmıştır. Bu filmiyle Altın Küre de almıştır.
Hanks'in en önemli filmleri arasında, Forrest Gump, Philadelphia, Azap Yolu, Yeni Hayat, Er Ryan'ı Kurtarmak ve Yeşil Yol sayılabilir. 2006 Cannes Film Festivali, Tom Hanks'in simgebilimci profesör Robert Langdon rolünde oynadığı Dan Brown'un aynı isimli kitabından yola çıkılarak hazırlanan Da Vinci Şifresi ile açılış yapmış ve izleyenlerin beğenisini kazanmıştır.
29 Ağustos 1915 tarihinde İsveç'in Stokholm şehrinde doğdu. 1934'te sinemaya başladı, Intermezzo: A Love Story (1939) filmiyle ilgiyi çekti. Daha sonra ABD'ye giderek birçok filmde oynadı. Özellikle İngiliz yönetmen Hitchcock'un filmlerindeki rolleriyle unutulmaz oldu.
Oscar kazandığı filmler; Gaslight (1944), Anastasia (1956), Murder on the Orient Express (1974).
Daha çok karanlık temalı filmlerde bulunan aktör son yıllarda hiçbir projeye dahil olmadı. One Flew Over the Cuckoo’s Nest (1975), Terms of Endearment (1983), As Good as It Gets (1997) ona Oscar'ı kazandıran filmler.
1994 yılında Amerika Film Enstitüsünden 'Ömür Boyu Başarı Ödülü'nü alarak, bu ödülü alan en genç oyuncu unvanını kazanmıştır.
There Will Be Blood ve My Left Foot filmlerindeki performansı ile En İyi Erkek Oyuncu dalında Oscar alan oyuncu, 2013 yılında 'Lincoln' adlı filmdeki rolüyle üçüncü kez 'En İyi Erkek Oyuncu Akademi Ödülü' dalında oscar alarak bu kategoride bir ilki başardı.
1971 yılında The Playboy of Seville isimli oyun ile başladığı kariyerinde rol aldığı ilk sinema filmi 1977 yapımı Julia olmuştur. Sonraki yıl yer aldığı The Deer Hunter (1978), Streep'in rekor kıran toplam 19 Oscar adaylığının ilkini; bir sonraki yıl yer aldığı Kramer vs. Kramer(1979) ise En İyi Yardımcı Oyuncu dalında ilk Oscar'ını kazandırmıştır. 1982 yapımı Sophie's Choice ve 2011 yapımı Iron Lady filmleri ile En İyi Başrol Oyuncu dalında iki tane daha Oscar almıştır.
Amerikalı film, tiyatro ve televizyon sanatçısıydı. İnatçılığı, bağımsızlığı ve asi ruhlu kişiliğiyle tanınırdı. Hepburn'ün kariyeri, 60 yıldan fazla Hollywood başrol oyuncusu olarak yayılmıştır.
Morning Glory (1933), Beklenmeyen Misafir (Guess Who's Coming to Dinner, 1967), Kış Aslanı (The Lion in Winter, 1968), Altın Göl (On Golden Pond, 1981) kendisine o değerli heykeli kucaklatan filmleri...
Walt Disney; 59 adaylıktan 22 tanesini alarak en çok Oscar kazanan şahsiyet olarak tarihe geçti. Halen de en fazla Oscar'a aday olan kişidir.
1 ve 2 hakkında çok bir şey diyemem ama Daniel Day-Lewis, yaşayan 1 numaralı efsanedir benim için.