1984 yılında Dünyayı kasıp kavuran 'KARETEKA' oyunun yaratıcısı Amerika'lı Jordan Mechner o dönem hızla gelişen video oyun sektöründe ses getirecek bir hamle daha yapmak niyetindedir.
Amacı bu sektörde daha önce hiç denenmemişi deneyip, gerçekçi insan hareketleri ile oynanan bir oyun yaratmaktır.
Mecher'ın 1984 yılında yaptığı Karateka Oyunu'nun bir sinema filmine benzetilmesi çok hoşuna gider.
Yatırım için kardeşi ve babasını da ikna ederek yeni oyunun yapımına resmen başlar. Uzun süren eskiz çalışmalarını tamamlar ve demo karakterini yaratır.
Ancak bir oyun yaratabilmesi için halen bir hikaye fikri yoktur.
Jordan, bir gün kardeşiyle birlikte Indiana Jones 3: Son Macera filmini izler. Filmi çok beğenen Jordan'ın, film bittiğinde oyun hikayesi aklındadır.
Kahramanı tıpkı Indiana Jones gibi Bubi Tuzaklarıyla mücadele edecektir ve hemen o gece sabaha kadar oyun mekanlarının demo çizimlerini bitirir.
Oyunun yapımı tam 4 yıl sürer ve bu süreçte bir kaç kez ortaya çıkan bazı aksilikler sonucu projeden vazgeçilme aşamasına kadar gelinir.
Oyundaki ana karakteri Jordan'nın kardeşi canlandırır. Müzikleri ise babası tarafından yapılır ve oyunun kodlamasını da bizzat Jordan üstlenir.
Nihayetinde oyunun tasarımı biter ve piyasaya sürmeden önce Jordan ve kardeşi sabaha kadar oyunu oynarlar ancak Jordan bile oyunu tüm canlarını kaybetmeden bitiremez.
Sabah Jordan ana karakterini ilk kez çizdiği tahtaya;
Hero Of The Castle
Prince Of Castle
The Hero gibi bir sürü isim yazar.
Seçenekler arasında kazanan Prince of Castle olur.
Ancak Jordan'ın babasının da tavsiyesiyle daha çok anlam kazandırması için oyunun adı Prince Of Persia olur.
Prince of Persia 1989 yılında ilk önce Apple bilgisayarlar için piyasaya sunulur ve sadece 1 yıl içinde 2 Milyon kopyadan fazla satarak dönemin rekorunu kırar.
Oyun esas fırtınayı Windows tabanlı bilgisayarlar için olan versiyonu satışa çıktıktan sonra koparır ve bir sonraki yıl 3.5 milyondan fazla kopya satar.
O dönem bilgisayarlar için görülmemiş derecede iyi grafiklere ve gerçekçi bir oynanışa sahip olan oyun bilgisayarlar için tam bir devrim niteliğindedir.
Bilgisayar oyunu piyasası için kilometre taşı olan Prince of Persia, oyun dünyasını kökten değiştirir.
Öyleki 1995 yapımı Tomb Raider, Prince of Percia'dan etkilenilerek yapılır.
Beklediğinden çok daha büyük bir başarıya ulaşan Prince of Persia'nın yeni versiyonlarının yapımı için çok aceleci davranmayan Jordan Mechner, yoğun talebe en sonunda dayanamaz ve yeni oyun için kolları sıvar.
Yine uzun bir çalışma sürecinden sonra 1992 yılında beklenen devam oyunu Prince of Persia 2: The Shadow and the Flame piyasaya çıkar.
Devam versiyonuyla dünya çapında 4 milyondan fazla kopya satışına ulaşan oyun için artık gelişen bilgisayar teknolojisine ayak uydurma vakti gelmiştir.
Zira bu rakam o döneme kadar bir bilgisayar oyunun yakaladığı en büyük satış rakamıdır.
1999 yılında oyunun ilk üç boyutlu versiyonu; Prince of Persia 3D adıyla çıkar.
Prince of Persia 3D çoğu eleştirmen tarafından düşük not alıp beğenilmemesine rağmen o yıl yine yaklaşık 2,5 milyon kopya satarak beklentileri karşılamayı başarır.
Rayman, Iron Lord, F1 Racing, Far Cry ve Devil May Cry gibi efsane olmuş oyunların yapımcısı olan Ubisoft firması 2003 yılında Jordan Mechner'a tam 15 Milyon Dolar ödeyerek oyunun telif haklarını satın alır.
Bu bedel bir video oyunu için o zamana kadar ödenen en büyük telif bedelidir.
Oyunun telif haklarını rekor bedelle satın alan Ubisoft ; The Sands of Time, Warrior Within ve The Two Thrones adında oyunlardan oluşan Sands of Time üçlemesini piyasaya sürer.
Sony Play Station, Nintendo Wii ve Microsoft Xbox gibi oyun konsolları ve PC oyunları arasındaki çetin mücadelede ortaya çıkan yeni nesil FPS oyunları Prince of Persia tahtını sallamaya başlar.
Konsol ve PC savaşları arasında yıpranan Prince of Percia için Ubisoft ciddi bir atak yapar ve The Two Thrones oyununu, Nintendo Wii oyun konsolu ve Sony PSP el konsoluna Prince of Persia: Rival Swords adıyla çıkarır.
Ayrıca Ubisoft, resmi sitesinden açıkladığı yeni Prince of Persia oyununu da Cell-Shade teknolojisi ile, 2008'in son aylarında piyasaya sürer.
Mayıs 2010'da ise Sands of Time ile Warrior Within olaylarının arasında geçen Prince of Persia The Forgotten Sands çıkar ve bu kez tüm oyun platformları için aynı anda satışa çıkan Prince of Persia oyunu son büyük başarısını bu oyunla yakalar.
Bu son versiyonla oyun, Gamespot'dan 7,5 puan alıp, God of War III gibi aksiyon oyunlarının gerisinde kalsa da, oyun eleştirmenlerine göre 2008'den sonra ciddi bir toparlanma sürecine girdiği kabul edilip geçer not alır.
Özellikle 80 sonrası nesli üzerinde hatırı sayılır bir emeği bulunan Prince of Persia halen milyonlarca fanatiği bulunan efsane oyunlar arasındadır ve ilk versiyonu ile hatıralarda halen saklıdır. :)
Kısa Notlarla Prince of Persia :
Prince of Persia: The Sands of Time GameCube versiyonu Prince of Persia Mac OS versiyonunu gizli bonus olarak içermektedir.
Mac OS versiyonu Wii 'Prince of Persia: The Forgotten Sands' versiyonunda yeniden düzelenlenmiş kontoller ile extra olarak bulunmaktadır.
Prince of Persia: The Sands of Time PS2 ve Xbox versiyonu Mac OS Prince of Persia ve Prince of Persia 2 classic oyunlarını gizli bonus olarak içermektedir.
Prince of Persia SNES versiyonu geliştirilmiş grafikler ve 20 bölümden oluşmaktadır.
Bir çok efsane oyunun beyaz perde uyarlanması furyasına Prince of Persia'da katılır.
2010 Yapımı Prince of Percia : The Sands of Time beyaz perdede boy gösterir, ancak film 6,6 IMDB puanı ve genel eleştirmen yorumlarına bakılırsa vasatı aşamaz (Şahsen ben beğendim :) ).
Jake Gyllenhaal ve Gemma Arterton'un başrollerini paylaştığı film oyun dünyasında yakaladığı başarıyı yakalayamasa da, oyunun efsaneler arasındaki yerini taçlandırmıştır.
...
Zalım tuzaklar, olur olmaz yerlerden fırlayan dikenler ve sabahlamalar... Çocukluğumun efsanesi Prince of Persia iyi ki varsın :)
...
Kaynak : Wikipedia, TrGamer, Ubisoft, Gamespot, Merlinin Kazanı ve Hatıralarım :)
Ya benim ömrüm prince of persia ile geçti diyim siz anlayın keşke yeni oyunlar cıkarsa hep kendim gibi hissediyorum karakteri falan combolarını zaten anlatmaya gerek yok oynadığım oyunlar arasında birinci budur yani..
of off ne çok oynardım bu oyunu.
abimle oynardık. ben bir yerden sonra bir türlü geçememiştim. artık dikenlere mi saplanıyordum, uzuuuuunca atlayamıyor muydum, kapıya mı yetişemiyordum hatırlamıyorum. oturur abimi izlerdim oynarken. bitirmişti de. çok güzel oyundu.