İş güvenliğinin hiçe sayıldığı, insanlık onurunun ayaklar altına alındığı ve sonrasında yaşanan olaylarla hiç ders çıkarılmadığının anlaşıldığı Soma'daki maden faciasında ihmal üzerine ihmal tespit edildi ancak cezaların yetersizliği canımızı yaktı.
En az dönemin Enerji Bakanı'nın gömleği kadar çok konuşulan ve etkisi hiç bitmeyen o tekmelerden söz ediyoruz: Başbakanlık müşaviri olan Yusuf Yerkel, zırhlı makam aracını tekmeleyen madenci Erdal Kocabıyık'ı yerde defalarca tekmelemişti. Taziye için gittiği ilçede, herkesin acı içinde olduğunu bile bile, bir siyaset adamı olarak soğukkanlılığını koruyamayan Yusuf Yerkel, olayın hemen ardından da ayağı incindiği gerekçesiyle iş göremez raporu almıştı.
Erdal Kocabıyık'tan özür dilediğini ve affedildiğini iddia etmişti Yusuf Yerkel ancak madencinin sözleri olayın iç yüzünü ortaya çıkarmıştı: 'Tekme fotoğrafının yayımlanmasından sonra Soma’da kimse bana iş vermedi. Kara listeye alındım. Kaç kere yardım için telefon ettim, hiçbirine çıkmadı. Hep ‘Toplantıdayım’ dedirtti. O zaman Ankara’da görevdeydi. Ben de işsizdim. Bir yardımı olmaz mıydı? Yardım istediğimde ilgilenmedi.'
Bir anlık öfkeyle acılı madenciye tekme atan, bir anlık öfkeyle ayağı incindiği gerekçesiyle rapor alan, bir anlık öfkeyle tekmelediği madencinin iş bulamamasına seyirci kaldığı iddia edilen, bir anlık öfkeyle istifa etmeyen, bir anlık öfkeyle dört yıl sonra özür dileyen ve şimdi kendisi dışında herkesi linç kültürüyle suçlayan Yusuf Yerkel'in açıklaması hakkında siz ne düşünüyorsunuz? Yorumlarda buluşalım...
İyi de adam özür dilememiş ki sürekli sen sen sen diyerek yine karşı tarafı suçlayarak konuşmuş. Son paragrafta işte biraz ben demiş o da çok da ben olmamış yani. Mesela "Benim yüzümden bir kişi memleketinde dışlandı, aylarca belki senelerce işsiz kaldı. Ama ben normal hayatıma devam ettim. Hatta eşim TRT'ye atandı. Ben o olayın üstüne utanmadan gittim rapor aldım. Üstelik yakınını kaybetme acısıyla kurşun dahi geçirmeyen bir zırhlı aracı tekmeleyen o kişiye de kamu malına zarar vermekten dava açılmasını uzaktan seyrettim. O fakir ve sefalet dolu hayatını bir şekilde sürdürmeye çalışırken ben bunca zaman lüks ortamlarda barbekü partilerine katılıp kahkaha attım." filan deseydi samimi bulur ve Kafka'nın repliğinde olduğu gibi anlamaya çalışırdım. Yazıyı okudum hiç samimi gelmedi ve anlayamadım kusura bakmasın artık kendisi de yani!.
Açıklamasında zerre samimiyet yok. Pişmanlığını anlatmak yerine kendisini eleştirenlere aile kalkanıyla savunma yapmış. Herifin soy adı bile arapça da tekme anlamına geliyor. Dün büyük bir zevkle yerde ki bir insanı tekmeleyen bu eleman bugün de aklımızı tekmelemeye kalkışmış.
sen ve senin gibilerin yargılandığını görmeden ölmek istemiyorum.