Dünyanın en büyük otelleriyle yarışacak kadar büyük bir otel düşünün. Hatta birçok gece kulübünü bünyesinde barındırabilecek kadar geniş tasarlanmış bir otel. Eyfel Kulesi'nden biraz daha yüksek olan bu otel, 362.321 metrekare kullanılabilir alana sahip. Burası her daim turistlerin ve yerel halkın gözdesi demek isterdik fakat bu otel, 30 yıldır bir ziyaretçi bile ağırlamamış! Peki, neden? Gelin, bu ilginç oteli beraber inceleyelim.
Dünyanın en baskıcı ülkelerinden biri olan Kuzey Kore'nin başkentinde yer alan Ryugyong Oteli'nden bahsediyoruz. Bu 3000 oda kapasiteli otel, bugüne kadar hiç ziyaretçi kabul etmedi. Zaten ülkenin baskıcı yönetiminden dolayı ülkeye gelen turist sayısı da Güney Kore'ye kıyasla oldukça az.
Bunu anlamak için yıllar öncesine kısa bir yolculuk yapmamız gerekiyor. Gelin, beraber soğuk savaş yıllarına gidelim. Kuzey Kore ve Güney Kore arasındaki güç çekişmesini ve bunun otelle bağlantısını ancak bu şekilde açıklayabiliriz.
Güney Kore, soğuk savaş döneminde dış güçlerin de desteği ile dünyanın en büyük otellerinden birini inşa etmişti. Aynı zamanda 1988 yılında yapılacak olan olimpiyatlara ev sahipliği yapma amacındaydı. Kuzey Kore buna kayıtsız kalır mı? Tabii ki hayır! Bu nedenle Kuzey Kore yönetimi, dünyanın en büyük otellerinden birini inşa ederek Güney Kore'ye bir güç gösterisi yapmak istedi. Kendilerine göre uyarladıkları bir festival bile düzenledi! Ağırlayacakları 22.000 kişi içinse havaalanı genişletildi, yeni bir stadyum yapıldı ve Ryugyong Oteli'nin inşasına başlandı.
Elbette bir gökdelen inşa etmek için yeterli donanımları yoktu. Ellerinde olan betonla bu gökdeleni inşa etmekse imkânsızdı. Bu yüzden bina, her biri eğimli 3 kanattan oluşan bir yapı olarak tasarlandı.
Otelin inşası 22.000 konuğu ağırlayacakları olimpiyatlara yetişmedi. Sebep olarak birçok şey gösterilse de asıl amaç, oteli o dönemki başkanlarının doğum gününe yetiştirerek ona bir doğum günü hediyesi vermekti. Ancak ekonomik sebepler buna izin vermedi.
Otel, yapılmaya başlandıktan 16 yıl sonra bile hâlâ tamamlanamamıştı. Oteli bitirmeden yıkmak en akıllıca çözüm olsa da dünyaya güçsüz gibi görünmek istemedikleri için binayı o şekilde bırakmayı tercih ettiler. Yıllar yıllar sonra otelin yapımına devam etmeye karar verildi. Dışı, son derece lüks şekilde tasarlandı. Ancak içindeki işler hâlâ bitmemişti. Bir grup turist adı altındaki ekibin oteli gezmesine izin verildi ancak otel hiç bitecek gibi durmuyordu. 2013 yılında açılması planlanan otel, yine işlerin ters gitmesi sebebiyle açılamadı.
Birçok tersliğin ardından otelin lanetli olduğu algısı her yerde yayılmaya başladı. Kuzey Kore ise bunun gerçek olmadığını söylemekte ve oteli açmakta kararlıydı. Bu nedenle Mısırlı bir şirketle anlaştılar. Ancak uzmanlar kullanılan malzemelerin kalitesiz olduğunu dile getirdi. Kuzey Kore, 2018 yılında da bu oteli açmak için girişimlerine devam etti. Fakat otel açılmadan otelin dış yüzeyinde siyasi sloganların ve Kuzey Kore bayrağının olduğu ışık gösterileri yapılmaya başlandı. Bilindiği kadarıyla buna hâlâ devam ediliyor.
Bu otel hiç açılmadı ve dünyanın en büyük oteli olamadı. Ancak dünyanın en büyük boş binası unvanını almayı başardı. Bina, otel olarak planlansa da bu plan gerçekleştirilemediği için bir beton yapısı olarak tarih sayfalarında yerini aldı. Yapılan ışık gösterileri dışında da herhangi bir aktivitesi yok. Zaten içi hâlâ inşaat hâlinde. Belki dış ışıklandırma için harcadıkları miktarı binayı bitirmek için harcasalardı istedikleri başarıya ulaşabilirlerdi. Ancak sanıyoruz ki onlar da otelin yapılamayacağını kabul etmiş durumdalar. Piramitlerden ilham alan bu yapının lanetli olduğu söylemi ise gerçek gibi görünüyor çünkü ne olursa olsun otel hiçbir zaman açılmadı ve açılacak gibi de durmuyor!
Aziz Nesin'in "Paldır Küldür" adlı hikayesine benziyor. Bizde çok örnekleri vardır. Özellikle son 20 yılda.
Bizimkilere verin yapsınlar, 1000 odalı bir şey yaptık biz mesela.