1704 yılında 'Lilias Adie' adlı bir kadın, büyü yaptığını 'itiraf ettiği' ve 'şeytanla birlikte olduğu' gerekçesiyle kazıkta yakılma cezasına çarptırıldı. Fakat idamı gerçekleşmeden önce kendi hücresinde -muhtemelen intihar ederek- öldü. Şimdiyse günümüz teknolojisi, yüzyıllar önce büyücülükle suçlanan bu kadının yüzünü görebilmemize imkan sağlıyor.
Yüzyıl sonra arkeologlar tarafından kalıntıları yerin altından çıkarılmıştı ve geçtiğimiz günlerde de Dundee Üniversitesi'ndeki araştırmacıların kullandığı 'adli yüzü yeniden yapılandırma teknolojisi' sayesinde kadının yüzünün neye benzeyebileceğini görmüş olduk.
Bu da 18. yüzyılda çok kez yaşanmış bu korkunç olaylarda, din sömürücüsü insanlar tarafından acımasızca zulme uğratılan kadınlar için daha iyi empati kurabilmemize olanak sağlıyor.
Adie'nin görsel rekreasyonunu, Dundee Üniversitesi Anatomi ve İnsan Tanımlama Merkezi'nden adli sanatçı Christopher Rynn gerçekleştirmiş.
Adie'nin kafatası 20. Yüzyılda St. Andrews Üniversitesi Müzesi'nden kaçırılmasına rağmen sadece kafatasının fotoğrafları bile, Adie'nin yüzünü 3 boyutlu sanal heykel yöntemi ile yeniden tasarlayabilmesi için Rynn'e yetmiş.
Adie de muhtemelen diğer 'cadı'ların isimlerini vermediği için hapishanedeyken çok fazla işkence gördü. 'Adie, 'cadı toplantılarına katılan diğer kadınların isimlerini veremeyeceğini çünkü onların iyi kalpli kadın maskesi taktıklarını' söylemiş.' diyor tarihçi Louise Yeoman.
'Lilias Adie, işkencecilere sadece zaten önceden bildikleri isimleri vermiş ve bu korkunç yargılamaya diğer kadınların isimlerini vermemek için güzel bahaneler üreterek direnebilmiş.'
Bu kadınların çektiği nedir ya.
İnsanların kanıtsız inançları ve diğer insanlara çektirdikleri..Eminim o kadınların hiçbiri yapmamıştır bunu
kadının tipi bildiğin ormanda evi olan tatlışko bir şifacı ya... üzüldüm