Şimdiye kadar hepimiz distopik filmler izlemişizdir. Ama konu kitaplara gelince biraz eksik kalıyoruz...
Distopik romanlar modern toplumun sorunlarını gerçek olmayan bir dünyada ele alır. Bu kitaplar günümüz sorunlarına biraz olsa bize hatırlatıyor...
Distopik metinleri ve filmleri severler hadi okumaya...📘
Biz romanı Zamyatin'in en bilinen ve yazmış olduğu tek kitabıdır. Bir çok distopik kaynak olmuş bu roman en önemli distopik eserlerden biridir. Tek Devlet adlı bir ülkede geçer. Tek devlet tüm dünyaya yayılabilmek için bir uzay gemisi inşa eder. Burada çalışan D-503'ün günlük tutmasıyla eser anlatılır. Eserin başında hükümete hayran olan D-503, yavaş yavaş yönetildiği toplumu sorgulamaya başlar. Roman özgürlüğü kısıtlayan totaliter sistemi anlatır. Romanda insanların adı yoktur, insanlar numaralandırılmıştır. İnsanlar sürekli gözetlenir, camdan evlerde oturur ve dinlenir. İnsanlar kendi varlığından vazgeçirilerek ben kavramı öldürülür ve bizler ortaya çıkar.
Distopik romanlara ışık tutan Biz romanını mutlaka okumalısınız.
George Orwell tarafından yazılan 1984 romanı en çok okunan distopik romanlardan biridir. Eserin dili yarattığı aşırı milliyetçi ve iktidar yönetimi ve tek taraflı söylemleriyle bir bellek inşa ederken aynı zamanda da bir distopya oluşturur. Biz kitabından esinlenilerek yazılmıştır. 1984 romanı Okyanusya adlı bir ülkede geçer. Bu ülkede Büyük Bilader adlı bir lider vardır. Büyük Lider insanların bedenlerini, hareketlerini hatta düşüncelerini kontrol eder. Eserin ana karakteri ve anlatıcısı Winston, Orwell'in totaliter rejimlere bakış açısını yansıtır. Okyanusya'da hiyerarşik düzen hakimdir. Toplum üçe bölünmüştür. En düşük sınıf işçi sınıfıdır. İşçi sınıfı kötü muameleye maruz bırakıldığı, temel ihtiyaçlarının bile çok azının karşılandığı totaliter rejimlerde toplumların ne derecede yıkımlara maruz kalabileceği vurgulanmaktadır. Düşünce suçtur, düşünceler izlenir insanlar düşünmesin diye insanlar çalıştırılır. Her insan baskı makinesinden çıkmış gibidir aynı yemek, aynı kıyafet, aynı izlenme vardır. Winston bu düzene isyan eder ve aşık olur, gizlice kitap okur, değişim ister.
Distopik romanların en gözdesi 1984'ü mutlaka okumalısınız...
Fahrenheit 451, bilim kurgu, distopik romandır. Guy Montag bir itfaiyecidir. İtfaiyecilerin görevi kitapları yakmaktır. Okumak bir suçtur. Televizyonun hakim olduğu bir evren vardır ve itfaiyeciler yaptığı görevi sorgulamamaktadır. Televizyonun gelmesiyle bilim ve sanat gerilediği bu toplumda karanlık bir gelecek hakimdir. Komşusu sayesinde kitapları sevmeye başlayan Montag, düşündüğü şeyleri sorgulamaya başlar. Kağıdın yanma derecesi olan 451 Fahrenheit kitabın adı olmuştur.
Cesur Yeni Dünya, modern dünyanın distopyasıdır. Diğer distyopyalardan farklı olarak Cesur Yeni Dünyada insanların kendi kontrol mekanizmaları vardır. Aslında bu doğuştan gelmiştir. İnsanların duyguları ve düşünceleri yoktur. İnsanlar 'Kuluçka Merkezlerinde' üretilir. Ebeveyn olmak yasaktır. İnsanlar uykularında eğitilerek toplumsal düzen sağlanır. İnsanlar bir merkez tarafından üretilmesine rağmen bir hiyerarşik sınıf hakimdir. İnsan öznelliği toplumun maddi varlığına bağlıdır.
Mülksüzler yazıldığı 1968 yılının sistem eleştirisidir. Bu yılın özelliği en fazla fikir üretilen ve düşünülen yıl olmasıdır. Mülksüzler romanı iki ayrı gezegende geçmektedir. Bir gezegen yardımlaşmaya açıktır fakat diğer gezegen bugünkü sistemin hüküm sürdüğü bir ülkedir. Gezegenlerin adları yönetildiği eyleme göre adlandırılmıştır. Anarres gezegenin adı 'Anarşizmden' gelir. Diğer gezegen olan Urras kapitalist düzeni anlatır. Bu iki dünya ideal sistemden çıkıp 'Mülksüzleri' yaratmaktadır.
Kapitalist düzene isyan ediyorsanız bu kitap tam sizlik...
Otomatik Portakal 1960'lı yılların modernleşmesini ve değişimden meydana gelen sorunları anlatır. Roman 'iyilik' ve 'kötülük' kavramlarını ceza, suç ve şiddet üçlemesinden değerlendirir. Romanın anti kahramanı Alex bir çocuktur. (eski Yunanca Kanunsuz anlamını taşıyor) Arkadaş grubunun lideri olan Alex grup çatışmasının ardından kendini hapiste bulur. Hapishane ' Suçluları Yeniden Topluma Kazandırmak' için bir deney başlatır. Bu deney insanlık dışıdır ve deneye maruz kalanlar yaptığı eylemlerin adını dahi anmazlar.
S. Kubrick Otomatik Portakal kitabını sinemaya uyarlamıştır. Eğer filmini sevdiyseniz bu kitabı da çok seveceksiniz...
Dizi olarak bildiğimiz Damızlık Kızın Öyküsü aslında iyi yazılmış bir distopik eserdir. Erkeklerin egemen olduğu bir toplumda kadınların sadece doğum yapmak ve erkeklerini hoş tutmak için görüldüğü bir toplumu anlatır. Kitap bizlere erkek ve kadının eşit olduğunu anlatmaya çalışır.
Dizisine başlamadıysanız veya diziyi çok beğendiyseniz bu kitap ilginizi çekebilir.
Josef K. bir sabah ansızın tutuklanır. Evine takım elbiseli insanlar gelen Josef K. bunu anlamsız bir şaka sanır çünkü neden dolayı suçlu olduğunu bilmemektedir. Josef K. mahkemeye çıkarılmaz. Josef K. çalışabilmekte ve gezebilmektedir. Fakat tüm herkes Josef K'nin 'suçlu' olduğunu bilmektedir. Adaleti arar, kendi hakkını ister. Ama aradığı adalet ortada yoktur. Kitapta görülen bazı imgeler karakterin sıkışıp kaldığı dünyayı bize anlatır. Örneğin mahkeme salonları hep boştur ve camlar açılmamaktadır. Josef K. varoluşu idrak eder çünkü varoluş sancısını kendi içinde çekmektedir. Roman adalet sistemini eleştirmektedir.
Bu kitabın özelliği adalet sistemini sorgulaması ve adaleti ısrarla aramasıdır. Sizde adaleti arayanlardansanız bu kitap tam size göre...
Zamanın Kıyısındaki Kadın feminist bir distopyadır. Roman kendi içinde ütopya kavramını sorgulamaktadır. Romanda tek bir karakter üzerinden tüm hiyerarşik sınıflar anlatılır. Kitap kadın- erkek eşitliğini konu alır. Eser iktidarın getirdiği 'bencil insanları' eleştirir.
Kadın-erkek eşitsizliğine isyan ediyorsanız bu kitabı okumalısınız.
Eser, toplumun kötüleşmesinden ve düzenin bozukluğundan bahseder. Kitap bir adamın aniden kör olması ile başlar .Bu körlüğün sebebi ve tedavisi doktorlar tarafından bulunamaz. Kitapta çoğu kişi birden kör olur ve bu insanlar karantina altına alınır. Karantinada insanların zaman kavramı yok olur. Eser bu 'Körlük' salgını ile toplumun bozulmasını anlatır.
Pandemide geçen zaman size bu kitabı hatırlatıyorsa buyurun okumaya...