'Alo Fatih' Milli İrade Hırsızlığı Değil midir?

Milliyetçi Hareket Partisi, Ankara Arena Kapalı Spor Salonu'nda seçim kampanyasında izleyeceği yol haritasına ilişkin toplantı gerçekleştirdi.

Toplantıda konuşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 'Eski bakan Binali'nin Yüzde Ali olarak isim değiştirmesini, ihalelerden kesilen komisyonlarla rüşvet havuzu oluşturulmasını hiç hatırlamamaktadır. Başbakan boğazına kadar çamura batmıştır. Daha Bilal Erdoğan'ın Yasin El Kadılarla, Usame Kutuplarla ilgili çevirdiği dolaplar tüm sefahatiyle ortaya çıkmamıştır. Milletin kesesine kene gibi yapışanların maskesi elbette düşecektir. Başbakan ve hükümeti rüşvet illetine tutulmuş, hırsızlığa gömülmüş, Türk milletini soyup soğana çevirmiştir. Türk milletini hırsızların elinden almalıyız. Hükümete sesleniyorum, Ekmek Bedir'in, su Hıdır'ın, yiyin kudurun, için kudurun. Ama süreniz doluyor, hesap gününüz yaklaşıyor. Milletin kahrı sizleri bekliyor, Milliyetçi Hareket'in tokadı sizin için kalkıyor' dedi. Birlik beraberlik ve sağduyu çağrısı yapan Bahçeli, 'Morg bekçisi dediler. Şehit istismarcısı dediler. Kavgacı, hayvan, satır bıçakçı, Irkçı, kafatasçı dediler. Bu sözler yıllardır mal mülk, para pul şan şöhret, koltuk statü peşinde koşan 'İdris suretindeki iblislerin' ağızından duyulmuştur' diye konuştu. Bahçeli'nin bu sözleri üzerine salonda bulunanlar, hep bir ağızdan 'Vur de vuralım. Öl de ölelim' sloganı attı.

'SİCİLİ KADAR KALBİ DE BOZUK OLANLAR'

Bahçeli, 'Bunlar ki camiye gidince, el açan kiliseye gidince mum yakan riyakar ve iki yüzlü bedbahtlardır. Bunlar ki, müşrik görünümlü müşriklerdir. Hoşgörüye düşmanlık bunlardadır. Kardeşliğe tahammülsüzlük bunlardadır. Yalancılık, yolsuzluk bunların sıfatındadır. Lafta ileri demokrat, gerçekte ileri otokrat yüzeyde özgürlükçü altta baskıcı, dün milli görüşçü bugün ABD'ci, peşmergeci terörist bakıcısı olan bunlardır. Ülkeyi kamplara, milleti 36 etnik bölmeye ayıran, ayırmaya kalkışan, sicili kadar kalbi de bozuk olanlar bizimle ilgili ne yorum yaparsa yapsın herhangi bir kıymeti olmayacaktır' dedi.

'ESKİ BAKAN BİNALİ'NİN YÜZDE ALİ OLARAK İSİM DEĞİŞTİRMESİ'

Bahçeli, 'Korku senaryoları üretmektedir. Nedense ayakkabı kutularına giren 4.5 milyon dolarla ilgili yorum yapmaktadır. Yandaş iş adamlarının millete küfürlerini eski bakan Binali'nin yüzde Ali olarak isim değiştirmesini, ihalelerden kesilen komisyonlardan, rüşvet havuzu oluşturmasını hiç hatırlamamaktadır. Başbakan boğazına kadar çamura batmıştır. Daha Bilal Erdoğan'ın, Yasin El Kadılarla, Usume kutuplarla ilgili çevirdiği dolaplar tüm sefahati ile ortaya çıkmamıştır. Milletin kesesine kene gibi yapışanların maskesi elbette düşecektir. Başbakan ve hükümeti rüşvet illetin tutulmuş, hırsızlığa gömüşmüş. Türk milletini soyup soğana çevirmiştir' diye konuştu.

'KIZIL ELMAMIZ TURAN'A VARMAKTIR'

45 yıl boyunca parti olarak bir çok güçlüğe göğüs gerdiklerini ifade eden Bahçeli şöyle konuştu: 'Normal olmayan bunu yaparken dini değerlerimizi istismar ederek yapmaları ve putperest mantığıyla devamlı yalan söylemeleridir. Biz 45 yılda nice zorluk gördük, bugünküler bize vız gelecektir. Biz 45 yılda nice Nemrut, nice Yezid, nice gölgesi boyundan büyük talihsiz simalar tanıdık, bugünküler bize ufak gelecektir. Malumunuz, 45 yıl fani hayatta büyük bir süredir. 1969'da dünyaya gözlerini açan bir vatan evladı bugün 45 yaşını doldurmuştur. Türk siyasetinden kimler gelmiş, kimler geçmiş, fakat Milliyetçi Hareket Partisi'nin büyüme grafiği benzerlerine kıyasla hiç tersine dönmemiştir. 45 yıl önceki siyasi hayatın ana aktörleriyle, şimdikiler arasındaki derin uçurum, kapatılamayacak farklılık çok fazladır. O günlerde gündemde olan siyasi partilerin çoğu silinmiş gitmiştir. Kaynağımız Türk ve İslam değerleridir. Kızıl Elmamız Turan'a varmaktır. Yükümüz ağır, ancak bir o kadar da mübarektir.'

'ÖNÜMÜZDEKİ 52 GÜNLÜK SÜRE HER TÜRLÜ TEHLİKEYE AÇIKTIR'

30 Mart yerel seçimlerinin sorunsuz geçmesi temennisinde bulunan Bahçeli, 'Suyu yokuşa akıtma merakında olanlar kalabalıklaşmıştır. Türkiye'nin siyasi atmosferi pamuk ipliğine bağlıdır. 30 Mart'a yaklaştıkça provokasyonların, tahminleri dahi alt üst edecek vahim olayların yoğunlaşacağı anlaşılmaktadır. Bir ayağı kıyıda, diğer ayağı çukurda olan Başbakan Erdoğan Türkiye'yi korku tüneline sokmuş, korkunç şüphelerin yörüngesine çekmiştir. Önümüzdeki 52 günlük süre her türlü tehlikeye açıktır. Ülke olarak böylesi dönemleri aynısıyla darbe dönemlerinin öncesi ve sonrasında yaşadık. Fark ediyoruz ki, 30 Mart'ı kana, kavgaya ve krize tahvil etmeye çalışan çevreler iktidarın kolaylaştırıcı ve teşvik edici tutumundan cesaret almaktadır' ifadelerine yer verdi.

'TÜRKİYE CADI KAZANINA DÖNMÜŞTÜR'

Gündemdeki olaylarla birlikte Türkiye'nin cadı kazanına döndüğünü ifade eden Bahçeli sözlerini şöyle sürdürdü: 'Devletin onuru çiğnenmiştir. Milletin saygınlığı ayağa düşürülmüştür. İçerideki sorunlara ilave olarak dış politika da çatır çatır göçmüştür. Artık ne bir komşumuzdan, ne de bölgede yan yana duracağımız bir ülkeden bahsetmek imkansızdır. Üç tarafımız denizlerle, dört tarafımız hasım ülkelerle çevrelenmiştir. Küresel mihrakların yarattığı AKP canavarı ne var ne yok kırmakta, bölmekte, çalmakta, dağıtmakta ve yutmaktadır. Ne yazık ki aziz vatanımızın bağrına zilletin pençesi geçmiştir. Ülkemiz kendine has cahiliye devrine kıvrılmıştır. İşbirliği ve diyalog rafa kaldırılmıştır. Demokrasi makaslanmış, özgürlük kalbinden vurulmuştur. Milli irade hırsızlığından şikayet eden ve bunu en büyük hırsızlık olarak tanımlayan Recep Tayyip Erdoğan milletimizin bam teline basmıştır. Başbakan Erdoğan'ın iktidarı; keyfidir, zorbadır, terbiye ve edep yoksunudur. Bu iktidar ki hırsızlığın kaptan köşkündedir. Bu iktidar ki rüşvetin ana karargâhıdır. Bu iktidar ki pisliklerin limanı, haramilerin sığınağıdır. Yolsuzluk sel olmuş, önüne kattığı her şeyi sürüklemeye başlamıştır.'

'YOLSUZLUĞA KARIŞAN BAKANLARIN FEZLEKELERİ KİM VURDUYA GİTMİŞTİR'

Bazı bakanlar hakkında düzenlenen fezlekelerin TBMM'ye gelmemesini de eleştiren Bahçeli, 'Adı yolsuzluğa karışan bakanların fezlekeleri kim vurduya gitmiştir. Başbakan rüşvetçileri yargıdan saklamakta, TBMM'nden gizlemektedir. Oluk oluk kir akmaktadır. Başbakan ve hükümeti ise paralel devlet izi sürmektedir. Kimdir bu paralel yapı? 17 Aralık'tan beri gündemde olan bu paralel sistem ve failleriyle ilgili ne yapılmıştır? Casuslar nerededir? Ajanlar, hainler, sözüm ona yolsuzluk ve rüşvet kılıfı altında milli değerlere, milli kurumlara, milli politikalara saldıranlar kimlerdir? Başbakan millilik adına ne bırakmıştır da, milli değerlere saldırı var diyerek avaz avaz bağırmaktadır? Başka ülkelerin, başka çevrelerin çıkarına yapılan darbenin uzantıları nerededir? Başbakan Erdoğan'a bakarsak küresel ölçekteki projeler hedef alınmaktadır. Bu mantığa göre, Kanal İstanbul projesi hedef yapılmaktadır. Marmaray ve hızlı tren projesi durdurulmak istenmektedir. Yılda 100 milyon yolcu kapasiteli havalimanı projesi ve İstanbul Boğazı'na 3'ncü köprü işi engellenmek istenmektedir. Meğerse 'Rüşvet ve Yolsuzluk Soruşturması'nı yürütenler bunları hazmedememiş' diye konuştu.

'AHI GİTMİŞ VAHI KALMIŞ BAŞBAKAN'

İktidara yönelik ağır eleştirilerde bulunan Bahçeli 'Ahı gitmiş vahı kalmış Başbakan Türk milletini kandırmak için akla hayale sığmayan korku senaryoları üretmektedir. Nedense ayakkabı kutularına giren 4,5 milyon dolarla ilgili yorum yapmamaktadır. Yandaş işadamlarının millete küfürlerini, eski bakan Binali'nin Yüzde Ali olarak isim değiştirmesini, ihalelerden kesilen komisyonlarla rüşvet havuzu oluşturulmasını hiç hatırlamamaktadır. Başbakan boğazına kadar çamura batmıştır. Daha Bilal Erdoğan'ın Yasin El Kadılarla, Usame Kutuplarla ilgili çevirdiği dolaplar tüm sefahatiyle ortaya çıkmamıştır. Milletin kesesine kene gibi yapışanların maskesi elbette düşecektir. Başbakan ve hükümeti rüşvet illetine tutulmuş, hırsızlığa gömülmüş, Türk milletini soyup soğana çevirmiştir. Türk milleti bu lekeli siyaset erbaplarını tanımalıdır' ifadelerine yer verdi.

'KAZANIRLARSA,TÜRKİYE ÇÖKECEK, KENDİLERİ İSTİKLALE ULAŞACAKTIR'

Paralel yapılanmanın üzerine gidilmesi gerektiğini belirten Bahçeli, 'Allah'la kandıran agresif, kutuplaştırıcı, insanları kin ve düşmanlığa sevk eden, harama bel bağlayan günahkarların gerçek yüzlerini tüm vatandaşlarım, özellikle de AKP'ye oy veren kardeşlerim görmelidir. Başbakan Erdoğan istiklal mücadelesi verdiklerini söylemektedir. Evet doğrudur, kazanırlarsa, rüşvet ve hırsızlık iddialarını püskürtürlerse Türkiye çökecek, kendileri istiklale ulaşacaktır. Bu aynı zamanda da Türk milleti için tarihin en büyük zulmü, en büyük bozgunu ve en vahim teslimiyeti olarak tarif edilecektir. Başbakan yargıya duvar olmamalı, yetkisini kötüye kullanmamalıdır. Paralel yapılanmanın üzerine gitmeli, kendisiyle birlikte oğlunu alıp hukuk karşısında hesap vermelidir. Soygun düzenini komplo sözleriyle örtmekten vazgeçmelidir. Bunun için Türkiye'yi kurtarmalıyız' diye konuştu.

EKMEK BEDİR'İN, SU HIDIR'IN, YİYİN KUDURUN, İÇİN KUDURUN

Bahçeli, 'Türk milletini hırsızların elinden almalıyız. Hükümete sesleniyorum, Ekmek Bedir'in, su Hıdır'ın, yiyin kudurun, için kudurun. Ama süreniz doluyor, hesap gününüz yaklaşıyor. Milletin kahrı sizleri bekliyor, Milliyetçi Hareket'in tokadı sizin için kalkıyor' dedi.

'İNTERNET PERDELENMİŞTİR'

İnternet düzenlemesini de eleştiren Bahçeli şöyle konuştu: 'İnternet perdelenmiştir. İnternet zaptiyeleri, sanal medyayı susturmak ve kirli çamaşırların ifşa olmasını önlemek maksadıyla Meclis'i faşizan emellerine alet etmiştir. Türkiye demokrasinin imkanlarıyla iktidara gelip bindiği dalı kesen, hem suçlu hem de güçlü AKP markalı sivil cuntanın hakimiyetindedir. Tarih göstermiştir ki, en sağlam sütunlar üzerinde durduğu sanılan yönetimler, bir zaman sonra karton gibi yıkılmaya yüz tutmuştur. AKP'yi bekleyen mutlak son da budur. AKP iktidarı öyle çirkef, öyle çelişkili ve öyle riyakardır; deyim yerindeyse, akşam kafir diye öldürdüklerinin, sabah şehit diye namazını kılacak kadar utanmayı elden avuçtan çıkarmışlardır.'

'FAS'TAN 'ALO FATİH' DEMEK MİLLİ İRADE HIRSIZLIĞI DEĞİL MİDİR?'

Bahçeli, 'Başbakan için en önemli husus milli irade hırsızlığıdır. Başbakan diyor ki, milli iradeyi çalanlar her seferinde hazineyi boşaltmıştır. Yine diyor ki, milli irade hırsızları yetimin hakkına el uzatmış, Türkiye'yi yoksullaştırmıştır. Başbakan'ın hakkı vardır. Çoktan beri ilk defa doğru bir noktaya temas etmiştir. Aziz dava arkadaşlarım şimdi sizlere soruyorum ve yeri göğü inletecek cevabınızı duymak istiyorum: Fas'tan 'Alo Fatih' demek milli irade hırsızlığı değil midir? (Evet) Bizim görüşlerimizin ekranlardan alt yazıyla geçmesine kırmızı görmüş boğa gibi saldırmak, haberlerimizi kaldırma emri vermek milli irade soygunu değil midir? (Evet) Anketlerdeki oylarımızı kasıtlı olarak düşük göstermek milli irade dolandırıcılığı, milli irade kalpazanlığı, milli iradeyi zimmete geçirme değil midir? (Evet)' diye konuştu.

'DEMEK Kİ TUZ KOKMUŞTUR'

Bahçeli, 'Sayın Başbakan, sana sesleniyorum, hırsızlığın küçüğüne de büyüğüne de tevessül edecek kadar ahlaktan ve Allah korkusundan uzaklaştın. Parayı götürmekle kalmadın, rüşveti almakla yetinmedin, milli iradeyi de küpüne sıkıştırdın. Sen ve hükümetin hırsızlığın kıdemli elebaşı olmaktan milli vicdanlarda çoktan mahkum oldunuz. Anlaşılan fatihler uşak olmuş, Başbakan'ın kurşun askerliğine gönüllüce razı gelmişlerdir. Biz Mehmet'ten Fatih çıktığını biliyorduk da, Fatih'ten fasulye, fason karakter, otomatiğe bağlanmış kukla çıkacağını hiç tahmin etmemiştik. Oylarımızı rast gele indirip şuna buna ilave eden, sonra da TÜRGEV'e çöreklenerek arazi yağmacılığı yapan evlatlar aracılığıyla Başbakan'a yağcılık yapan, taklalar atan şahsiyetsizleri milletimiz affetmeyecektir. Demek ki tuz kokmuştur. Vatansız matbuat deşifre olmuştur. Özgür, tarafsız ve objektif olması gereken medya organları Başbakan'ın tahakkümü altına alınmış, çok seslilik, farklı ses ve yorumlar adice bastırılmıştır. Başbakan ve yandaşlık iksiri içen fatihleri demokrasiyi katletmiştir' diye söyledi.

'MEDYA TAMAMEN İKTİDARIN KONTROLÜNE GİRMİŞTİR'

Seçime yönelik yapılan anketlerin gerçekleri yansıtmadığını ifade eden Bahçeli, 'Cumhurbaşkanıyla ilgili haberler bile Başbakan'ı kızdırmakta, öfkelendirmektedir. Basın hürriyeti ölümcül yara almıştır. İşte bu medya bizim tam karşımızdadır, karşı grubumuzdur. Bize yönelik sansürün sebebini herkes anlamalıdır. Bizim oylarımız üzerinde manipülasyon yapan, kamuoyu yönlendiren gafillerin amaçları anlaşılmalıdır. Bu medyanın bizi vermesine gerek yoktur. Bu medyanın görüşlerimizi haber yapmasına lüzum da yoktur. Yandaş anket şirketlerinin bizimle ilgili kamuoyu araştırmasına kalkışmasını da bundan sonra hakaret kabul edeceğimizi bildirmek istiyorum. Onlar PKK'yı araştırsın, AKP'yi yüzde 50, yetmezse yüzde 90 göstersin ve CHP'yi de parlatsın, önünü açsın'diye konuştu.

'İPUCUNU YAKALARSAK DÜNYAYI BAŞINIZA YIKARIZ'

Bahçeli, 'Son sözü şüphe etmeyin Türk milleti söyleyecektir. Yetki, karar ve mühür egemenliğin sahibi asil milletimizindir. Şarlatanların hükmü millete geçmeyecektir. Sandık yolsuzluğunu düşünenler, 30 Mart günü oy dağılımında sahtekârlık planlayanlar şunu aklınızdan çıkarmayınız ki, böylesi bir rezilliğin en ufak ipucunu yakalarsak dünyayı başınıza yıkarız' dedi.

'MUHARREM'İN ACISINI YÜREKLERİMİZDE DUYMALIYIZ'

Van'ın Gürpınar ilçesinde kardan dolayı yolların kapalı olması nedeniyle vefat eden, 3 yaşındaki Muharrem'in vefatından duyduğu üzüntüyü dile getiren Bahçeli, 'Van'ın Gürpınar ilçesine bağlı Yalınca Köyü'nün Çeli Mezrası'nda rahatsızlanan, yolların kapalı olmasından dolayı vefat eden, sonra da cansız bedeni babasının sırtında taşınan 3 yaşındaki evladımız Muharrem'in acısını yüreklerimizde duymalıyız. Bu ülkede Muharremlerin ölmemesi için çırpınmalı, tüm vatandaşlarımızın kederlerine ortak olmalı, sevinçlerini paylaşmalıyız. Kardeşliğimizi yaşatmak için samimiyetle didinmeliyiz. Kahramanmaraş'ta marketten 27 lira çalıp 27 aya mahkûm edilen16 yaşındaki çocuğun ıslah edilmesini savunurken, milyarlarca lirayı götüren bakan ve Başbakan çocuklarını asla unutmamalıyız' dedi.

Seçimlere kadar partililere çok çalışın uyarısında bulunan Bahçeli şöyle konuştu: 'Türkiye'de dolaşılmadık yer, girilmedik ev, ulaşılmadık ve konuşulmadık vatandaş bırakmayacağız. Tutulmadık el, sıvazlanmadık sırt koymayacağız. Türk milletinin tüm mensuplarını, 76,5 milyonun tamamını sahipleneceğiz. Soğukta titreyen Hakkarili küçücük Ayşe'nin umudu olacağız. Ayaz gecelerde nöbet tutan Yozgatlı Mehmed'in sözü olacağız. Boyacı sandığıyla okul harçlığı çıkaran Diyarbakırlı Hasan'ın yarınlarını garanti altına alacağız. Simit satarak ev bütçesine destek veren ilkokul çağındaki Karslı Ali'nin elinden tutacağız. Saçlarını tarayarak hevesle okuluna giden, ısınamadığından elleri çatlamış, beslenemediğinden yüzü solmuş Erzurumlu Hatice'nin sorumluluğunu yükleneceğiz. Biz, çöplüklerden ekmek toplayan garibanların ayakkabı kutularına aşırılan alacaklarının takipçisiyiz. Meyve kasalarını yakarak ısınan muhtaçların para kasalarına gizlenen haklarının peşindeyiz. İktidar susuzluğumuzu dindireceğiz. Türkiye için elimizi taşın altına koymalıyız. Bunun için diyorum ki; Artık Yeter Şimdi Söz Senin Türkiye. Ne AKP, ne CHP, ille de MHP. Ne AKP, ne CHP, herkes için MHP.'

Yurt Gazetesi

Popüler İçerikler

"Bana Bilmediğim Bir Şey Söyle" Akımına Gelen Tıkanan Muhabbeti Açmalık Bilgiler
İzmir'de 5 Küçük Kardeşin Öldüğü Yangın Faciası: Bakanlık, Aileyi 18 Kez Ziyaret Etmiş!
Galatasaray'ın Yıldızı Osimhen İçin Fenerbahçe Napoli ile Temasa Geçti