Cumhuriyet’in ilk kuşağı ressamları savaş sahnelerini ve kahraman portrelerini tuvale yansıttı. Halil Dikmen’in “Mermi Taşıyan Kadınlar” tablosu, cephede cephane taşıyan kadın köylüleri tasvir eder ve savaşın zorluğuna dair çarpıcı bir görüntü sunar. İbrahim Çallı’nın ünlü “Zeybekler” tablosu ise bir anıyla tarihe geçti: Atatürk, savaş şartlarında açlık ve yoksulluğa rağmen tabloda çok sağlıklı çizilmiş atları görünce ressama “Biz Kurtuluş Savaşı’nda ekmek bulamıyorduk, senin resmindeki atlar nasıl semirmiş böyle?” demiştir. Çallı da isteğe uyarak atları zayıf biçimde yeniden yapmıştır. Bu örnek, savaşın gerçeklerinden kopmayan bir sanatçı duyarlılığının göstergesidir.
Heykeltıraşlar da kahramanları ölümsüzleştirdi: Savaş anıtlarında ve şehir meydanlarındaki heykellerde Atatürk ve cepheye giden askerler canlandırıldı. Ankara’daki Zafer Anıtı, İstanbul’daki Barbaros Hayrettin Paşa Anıtı gibi eserler, o dönemin ruhunu simgeleyen plastik sanat yapıtlarına örnek sayılabilir. Müze ve özel koleksiyonlarda Kurtuluş Savaşı’nı konu alan pek çok tablo, belge ve heykel sergilenir. Şimdi bir resim sergisine veya heykel müzesine gittiğinizde, o günlerin kahramanlık öyküsünü anlatan pek çok eserle karşılaşabilirsiniz.
“Türk milletinin kalbinde, en yanmaz ateşten bir gömlek vardı: İstiklâl.”