Yoksulluk pandemi ile tüm dünyada kanayan yara hale gelirken, pandemi sonrası ise artan gelir adaletsizliği de bunu körüklüyor.
Türkiye'de ise durum çok daha vahim! Araştırmalarda çoğunlukla gelirlerdeki düşüş göze çarparken, enflasyon ile düşen alım gücü en kırılgan kesimi; çocukları vuruyor.
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dünyada bir sembol olurken, ülkemizde çocukların istismar edildiği, yeterli beslenemediği, iyi eğitim alamadığı hatta eğitim dahi alamadığı kesim büyüyor.
Yoksulluk, asgari yaşam koşullarının gerektirdiği temel gereksinimlerden uzak kalmak olarak tanımlanırken, çocukların bu durumun olumsuz etkilerine maruz kalma riski yetişkinlere oranla daha yüksek oluyor. Yoksullukla yetişen çocuklar hayat diğerlerinden geride başlarken, gıda, sağlık, eğitim gibi temel kavramlara erişmekte sıkıntı yaşıyor. Çocukların bu şekilde büyümesi ile potansiyelleri tam olarak ortaya çıkamazken, yetişkinliklerinde de yoksulluğa mahkûm kalıyorlar. Doğruluk Payı'nın derlemesi, UNICEF, OECD, Derin Yoksulluk Ağı ve TÜİK verileri Türkiye ve dünyada çocukların maruz kaldığı zorlukları ve yoksulluğu gözler önüne seriyor.
Raporda çocuk yoksulluğu, çocukların toplumda eşitliğini kısıtlayan, haklarını kullanmasını engelleyen, gelişimleri ve hayatta kalmaları için olmazsa olmaz olan kaynaklara ulaşamaması olarak tanımlanıyor.
Ekim 2021’de yayımlanan raporda, 2020 yılında dünyada 365 milyon çocuğun aşırı yoksulluk sınırların içinde yaşadığı belirtilirken, 5 yaşından küçük çocukların ise yüzde 20’si bu sınırın içinde yaşıyor. 9 Aralık 2021'de yayımlanan Covid-19 pandemisinin çocuklar üzerinde etkilerinin değerlendirildiği raporda son dört yılda çocuk işçi sayısının dünyada 8,4 milyon daha çocukla 160 milyona ulaştığı görüldü. Bu yılın sonunda buna 9 milyon çocuğun daha ekleneceği de tahmin ediliyor. Dünyada 50 milyon çocuk ise beslenme yetersizliği yaşadığı için aşırı zayıf.
Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Sosyal İşler, Sağlık ve Sürdürülebilir Kalkınma Komitesi 2022 Mart ayında Pierre-Alain Fridez'in yönetiminde bir rapor hazırladı. Raporda Covid-19 pandemisi dünyada çocuk yoksulluğunu artırdı. Dünyada çocuk yoksulluğunun ortadan kaldırılmasına uzak bir noktada bulunulduğunun altı çizilirken, Ermenistan, Romanya, Sırbistan ve Türkiye'nin çocuk yoksulluğu konusunda endişe verdikleri açıklandı.
OECD’nin hazırladığı son verilere göre, çocuk yoksulluğu üye ülkelerde ortalama yüzde 12,8 oranında olurken, Türkiye’de bu oran acı bir şekilde yüzde 20’nin üzerinde!
Derin Yoksulluk Ağı (DYA), Eylül 2021’de “Türkiye’de Çocuk Yoksulluğu” başlıklı raporunda, İstanbul’da yaşayan ve düzenli geliri olmayan, günlük ve sosyal güvencesi olmayan işlerde çalışan 103 hane ile görüşüldü. Raporda bu hanelerin yüzde 13’ünde çocukların çalıştığı görüldü. Yüzde 6’sında ise eve sadece çocukların gelir getirdiği ortaya çıktı. Bu çocukların hurdacılık, seyyar satıcılık, tekstil işçiliği ve atık kağıt işçiliği gibi ağır koşullar altında çalışması ise dikkat çekiyor.
Görüşülen ailelerin yüzde 85’inde yeterli gıdaya ulaşılamadığı görüldü. Yüzde 74’ünde bebek maması ve bezi almak zor olurken, yüzde 21’inde mümkün bile değil! 0-3 yaş çocuklar hazır çorba, şekerli su, pirinç lapası gibi ürünlerle besleniyor. Pandemi sürecinde ailelerin yüzde 49'u temiz suya erişemezken, çocukların yarısından fazlası (yüzde 57,8) eğitimine devam edemedi. Okula devam edemeyen çocukların yüzde 60'ı uzaktan eğitim için teknolojik cihazlara, yüzde 54'ü de internet erişimine sahip değil. Eğitimine devam eden şanslı azınlığın ise yüzde 45'ini bir yetişkin takip etmezken, yüzde 39'u ise uzaktan eğitime erişim konusunda bilgisiz.
Aynı raporda 103 haneden yüzde 38,8’inin evlerini kaybetme riskinin bulunduğu, günlük işlerde çalıştıkları ve yüzde 10’unun baraka veya çadır koşullarında yaşadığı görüldü.
Zihinsel, ahlaki, bedensel, sosyal ve duygusal gelişimi ile kişisel güvenliği tehlikede olan, ihmal veya istismar edilen ya da suç mağduru olan çocuklara “Korunma İhtiyacı Olan Çocuk' deniyor. Çocukların bakım ve koruma altına alınmasında en büyük sebep olarak ise yüzde 69,5’le sosyal veya maddi yoksunluk bulunuyor.
Yoksulluk içinde büyüyen çocuklar, sağlıklı şartlarda olmayan barınma koşulları ile hayatlarını sürdürürken, beslenme şartları da kötü olduğundan daha fazla sağlık sorunu yaşıyor. Açlık sorunuyla da karşı karşıya kalan çocuklar, sağlık sorunlarında ise tıbbi destek bulamıyor.
Araştırmada ailelerin %41’inin sağlık güvencesi olmadığı görülürken, %34’ünün ise sağlık güvencesinin ilaçları karşılamadığı belirlendi. %18,6’sının sağlık hizmetleri hakkında yeterli bilgisi olmadığı, %7,2’si sağlık sistemi içinde ayrımcılık gördüğü ve %25,8’i de sosyal güvencesi olmadığı için sağlık hizmetlerine erişemediğini belirtti.
Foggo, 23 Nisan nedeniyle sürekli yaptığı şeyi yeniden yapıyor ve yoksulluğa özellikle de çocuk yoksulluğuna dikkat çekiyor. Dört çocuktan birinin obez olduğunu bunun da bir nevi tek tip beslenmeden kaynaklı bir hastalık olduğunu belirtiyor. Özellikle devlet okullarında ücretsiz yemek olarak sunulmasının peşini bırakmıyor. Çocuklarda beslenme kaynaklı kalp hastalığı, kansızlık riskleri olduğunu anlatıyor. Sadece 2021-2022 yılında ara dönemde 160 bin çocuğun okula dönmediğini belirten Foggo, 2019 çocuk iş gücü adlı araştırmasında 5-17 yaş aralığındaki çocukların istihdam oranının yüzde 4.4 olduğunu ve bu çocukların çalıştıkları yerlerde savunmasız olduklarını, kötü muameleye, istismara açık olduğunu hatırlatıyor.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 20 Nisan 2022’de “İstatistiklerle Çocuk 2021” başlıklı raporda 2020 yılı itibarıyla ülkemizde yoksul çocuk sayısının 7 milyon 378 bin olduğu yani ülkedeki çocukların yüzde 32,1'inin yoksul olduğu görüldü.
Cumhuriyetinin temellerini attığı günü çocuklarına bayram ilan eden bir ülkeden, çocuklarının okuyamadığı, korunamadığı, beslenemediği bir ülke olmamak için bu konuda gerçekten iyilik adına çalışan birçok kamu kurumunun, vakıf ve derneklerin olduğunu, maddi ve manevi desteklerinize açık olduklarını hatırlatmak isteriz. Düzenli ya da düzensiz bağışlar ya da gönüllü çalışmalarla ayıracağınız değerli vaktiniz çocuklara daha iyi bir dünya kurmamıza yardım etsin. Gelecek çocukların elinde! 23 Nisan'ı tüm çocuklara bayram etmek için...
Yazık gercekten. Anne babalar hic mi utanmıyor bu cocukları yaparken? Durumunuz yoksa neden kendinizi ve kücücük cocugu böyle bir duruma sokuyorsunuz?