SSCB'nin kurulmasından sonra Orta Asya'da sanat faşizminden kurtulabilen özgün eser sayısı çok azdı. Birliğin, demir yumrukla yönetildiği uzun dönemde özgün fikirlere ve sanatçılara pek müsamaha edilmemiş, bir çok eser bulundukları yerde yakılmış, eser sahipleri ise oracıkta infaz edilmişti. 1960'lı yılların sonuna doğru ortaya çıkan Sosyalist Avangart gibi sanatsal doktrinlere değin, sanatçılar, Marksist bir bakış açısıyla yalın ve halkı temsil eden eserler üzerine çalışmak zorunda kalmışlardır. Natürmort ve kişisel portreler gibi elde olanı temsil üzerine kurulu bu yapı dışına çıkabilen eserleri kurtarmak ise bir arkeoloğun hayat amacı olmuştu.