22 Nisan Dünya Günü'ne Özel İnanılmaz Gerçekler: İnsanlar Ekosisteme Nasıl Zarar Veriyor?

Bugün, 22 Nisan Dünya Günü'nde, dünya çapında çevre bilincini artırmak ve ekosistemlerimizi korumak için harekete geçme çağrısı yapılıyor. Maalesef, insan faaliyetleri ekosistemleri her geçen gün daha fazla tehdit etmekte ve doğal dengeyi bozmakta. Bu yazıda, insanların ekosistemlere verdiği zararları ve bu sorunların üstesinden gelmek için neler yapabileceğimizi ele alacağız. Çevreyi korumak ve sürdürülebilir bir yaşam sürdürebilmek için hepimizin bu konuda bilinçli olması ve üzerimize düşeni yapması gerekmektedir.

İnsanlar çevreye çeşitli şekillerde zarar veriyor.

Doğal kaynakların çıkarılması, hava ve su yollarının kirletilmesi ve vahşi hayatın etkilenmesi, insan faaliyetlerinin en zarar verici örneklerinden bazılarıdır. Bu faaliyetler, tüm ekosistemin bir kısmını veya tamamını yok ederek, bu ekosistemlerde yaşayan bitki ve hayvanları da yok edebilir.

One Earth'te yayınlanan 2020 tarihli bir araştırmaya göre, dünyanın kara ekosistemlerinin yüzde 58'inin insan faaliyetlerinden orta veya yoğun bir şekilde etkilendiğini buldu.

Bilim insanları, dünya topraklarının yalnızca %3'ünden daha azının, ekosistemlerin yönetimi ve korunması için kullanılan restorasyon ve azaltma stratejilerinin değerlendirildiği ekolojik bütünlüğe sahip olduğunu belirlediler.

Ayrıca nesli tükenmek üzere olan türlerin bir listesini yayınlayan bir kuruluş olan Uluslararası Doğayı Koruma Birliği (IUCN) tarafından şu anda “vahşi doğada nesli tükenmiş” olarak listelenen 77 hayvan bulunmaktadır.

IUCN, yok olma eşiğinde olmasa da kırk bir binden fazla türün tehdit altında olduğunu ve bunun araştırmacılar tarafından değerlendirilen tüm türlerin yüzde 28'ini oluşturduğunu bildiriyor.

Araştırmacılar ayrıca, dünyanın 14 biyomu ve 795 ekolojik bölgesinden, 10 biyomunu kapsayan 46 ekolojik bölgenin insan kaynaklı faaliyetlerden büyük ölçüde etkilendiğini ve ciddi ekosistem ve biyoçeşitlilik kaybına yol açtığını buldular.

Peki, insanlar ekosistemleri nasıl yok ediyor?

İnsanlar ekosistemleri birçok farklı şekilde olumsuz etkiliyor ve yok oluşlarına sebep oluyor. Peki, bunlardan en etkilileri hangileri?

1. Aşırı sanayileşmiş hayvancılık.

Dünya eko sistemlerine yönelik en büyük tehditlerden biri ürettiğimiz yiyeceklerdir. Sanayileşmiş hayvancılığa dayalı bir gıda sisteminin bir sonucu olarak insanlar doğayı yok ediyor, iklim değişikliğini hızlandırıyor ve biyoçeşitliliği tehlikeye atıyor.

Küresel et tüketimi artmaya devam ederse sığır yetiştiriciliği gibi insan faaliyetleri, Amazon yağmur ormanları da dahil olmak üzere dünyanın en hayati ekosistemlerini yok etmeye devam edecek!

2. Kontrolsüz avlanma ve balıkçılık.

Avlanma ve balık tutma da, vahşi ekosistemleri yok eden iki insan faaliyetidir. İnsanlar hayvanları ekosistemlerinden çıkardıklarında bu ekosistemlere doğrudan ve dolaylı yollarla zarar verir.

3. Doğaya kontrolsüz tanıtılan türler.

Bazı türler, haşere kontrolü ve evcil hayvan ithalatı da dahil olmak üzere, insanlar tarafından kasıtlı olarak bir bölgeye tanıtılmaktadır. Bu kasıtlı tanıtımların yerel ekosistemler üzerinde zararlı bir etkisi olabilir. Örneğin, Everglades'te salınan evcil pitonların orada çok az doğal yırtıcısı olduğu için yerel türleri yok ettiği biliniyor. 

Diğer türler istenmeden ulaşım veya ticaret yoluyla tanıtılır. Örneğin zebra midyeleri kendilerini teknelere bağlar ve bu da su kütlelerine kolayca yayılmalarını sağlar. Bu zebra midyelerinin etkileri, yerel türleri öldüren bir su salgınına benzer.

4. Arazi kullanımındaki olumsuz değişiklikler.

Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC), tarım için arazi kullanımının önemli habitat ve biyolojik çeşitlilik kaybına, ayrıca arazinin ve su kaynaklarının bozulmasına yol açabileceğini buldu.

Artan nüfus, tarım ve enerji talepleri nedeniyle tropik bölgelerde 9,3 milyon dönüm ağaç kesildi. Amazon'daki orman tahribi, hayvanları doğal alanlarını terk etmeye zorladı ve doğal barınak, yiyecek ve su kaynaklarını yok etti. Aynı zamanda toprak erozyonuna neden olup doğal oksijen rezervlerini yok ederek iklim değişikliğine de sebep olmaktadır.

5. Denetlenmeyen çevre kirliliği.

Doğa kirliliğine sebep olan etkenler arasında araba egzozundan, kömürün yakılmasına, kanalizasyona veya böcek ilaçlarına kadar birçok şey bulunur ve bunların tümü toprağı, suyu ve havayı olumsuz etkiler.

Hava kirliliğinin çoğu enerji kullanımı ve üretiminden gelirken, araştırmacılar, sanayileşmiş tarımdan kaynaklanan ince partikül hava kirliliğinin ABD'de yılda 17.000'den fazla ölüme yol açtığı sonucuna varmışlardır.

6. Doğal kaynakların aşırı kullanımı.

Araştırmalar, insanların doğal kaynakları yenileyebilecekleri oranın neredeyse iki katı oranında tükettiklerini göstermiştir. Ayrıca 2050 yılına gelindiğinde, insanların kaynak kullanım taleplerini karşılamak için 2,5 dünya'ya ihtiyaç olacağı öngörülmektedir. 

En çok sömürülen kaynaklar arasında kum, su, fosil yakıtlar, hurma yağı, ağaçlar bulunur. Kötü tarım uygulamaları, aşırı nüfus, ağaç kesimi ve aşırı tüketimin neden olduğu bu kaynakların aşırı kullanımı, su kıtlığı, petrol ve mineral tükenmesi, orman örtüsü kaybı ve türlerin neslinin tükenmesine neden olabilir.

Peki, insan faaliyetinin çevre üzerindeki etkisini nasıl azaltabiliriz?

BM'nin 2022 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri Raporu, ülkelerin dünya'ya ve ekosistemlerine insan kaynaklı zararları azaltmak için aşağıdaki değişiklikleri uygulamalarını önermektedir:

  • Dünyadaki bitki ve hayvan türlerinin yüzde 40'ı için üreme alanı olarak kullanılan dünya sulak alanlarını korumak ve restore etmek.

  • Gıda israfını azaltmak.

  • Doğal kaynaklara güvenmekten uzaklaşmak.

  • Sera gazı emisyonlarını azaltmaya yönelik eylemlere yatırım yapan iklim finansmanını arttırmak.

  • Okyanus asitlenmesi ile savaşmak

  • Su yollarına çöp, atık ve akış atılmasını azaltmak

  • Okyanusların korunan alanlarını arttırmak

  • Yasaları değiştirerek aşırı avlanmanın izlenmesini ve önlenmesini arttırmak.

  • Esas olarak tarımsal genişlemenin neden olduğu ormanların tahribini azaltmak.

  • Sürdürülemez tarım yöntemlerinden uzaklaşarak, yabani türlerin kaydedilmesi ve aşırı hasat sonucu türlerin neslinin tükenmesiyle savaşmak

  • Küresel biyoçeşitliliğin anahtarı olarak tanımlanan koruma alanlarını arttırmak.

Dünyanın korunması ve sürdürülebilirliği için atılan adımlar, ekosistemlerin ve biyoçeşitliliğin gelecek nesiller için güvence altına alınmasına katkı sağlar.

Bireysel ve topluluk düzeyinde bilinçli ve sorumlu eylemler, doğal dünyamızın ve içinde yaşayan tüm canlıların refahına olumlu etkisi olacaktır. Ancak bu çabalarla birlikte, insanlar ve doğa daha sağlıklı ve uyumlu bir geleceğe doğru ilerleyebilir!

Bu içerikler de ilginizi çekebilir:

Bitkiler Yaşlılıktan Ölür mü? Bitkinizin Yaşlandığını Nasıl Anlarsınız?
Son Dönemin Abartılı Sağlıklı, Genç Kalma Akımı ve Aşırı Bakımlı Olma Rutinlerinin Düşündürdükleri
Trend Alarmı! Glam Makyaj Nedir? Glam Makyajın Özellikleri ve Faydalarını Anlattık

Popüler İçerikler

Görüşme Esnasında Erkeğe Maddi Sorular Sorulmasını Destekleyen Kadın Tepkilerin Odağında
Bakanlığın Gıda İfşaları Devam Ederken En Fazla At ve Eşek Etinin Satıldığı Şehirler Belli Oldu
"Aşk Solcudur..." Kızılcık Şerbeti'nde Deniz Gezmiş Anıldı