Oyy gurban oliymm nasıl da min min(tay tay) duruy. Ammisi bak hele bak bak! Minminminmin.
Abooovv! Banyodan da yeni çıkmış ver bi hamam öpüşü hele!
Türkçe karşılığı 'hadi oğlum çabucak kalk' tır.
Dolma oyacağı, dolma daşı gibi Antep'e özgü malzemelerin alınabileceği muhteşem bir çarşıdır.
Hele anası bi küfde yoğur da yiyek!
Yeen şecaadlenen bir Anteplinin ağzından çıkanı kulağı duymaz.'Ganın içine aha', 'Yiidiken yıhılasın', 'Bedenee top değe', 'Gara gara deert', 'Dalıhan devrilesin'e kadar geniş bir yelpazede beddua edebilir. Ama beddua ederken de ince esprileriyle sizi güldürmekten vazgeçmezler.
Türkçesi pikniktir. Eğer evde ölü ya da hasta yoksa bir Antepliyi bazaar günü evde tutmak mimkin değildir. Dillere destan 'Dülükbaba Ormanı' na gitmek için 'Doğan görünümlü Şahin' arabasının arkasına erzağını doldurur ve pikniğini yapar. Hatta bir rivayete göre Turgut Özal Dülükbaba'nın üzerinden helikopterle geçerken yangın var zannetmiş.
Antep avratlarının marifetli bi ürünü olarak literatüre geçmiş, bayram sabahı yenilmesi farz olan zahmetli bir yemektir yuvalama... Marifet bir yemek kaşığına 40 tane yuvalama sığdırabilmektir. 'Usta bayram sabahı galkıcın, sabah namazından sonra yuvalamanı yiycin.'
Antepli bütün ergenlik zamanını nohut dürümü yiyerek geçirmiştir. Hele bir de okul ve dershane çıkışları gidilen Fiko'nun yeri vardır ki, orada nohut dürümünün dadına doyulmaz.
Gelinçi'nin Türkçe karşılığı düğün törenidir. Yoldan geçerken hiç tanımadığın bir düğüne rastladığında bile, o insanlarla kol kola girip 'haley seker', 'yah çeker', 'zılgıt çalar'sın. İşte böyle bir şeydir Antepli olmak.
Antepli güççük bir çocuk ve anası tarlaya giderler, güççük çocuk acıhır ve anasına söyler. Anası ise sütün içine gevrek ekmek doğrar ve işine bahar. Gohuyu alan yılan gelir gafasını sağana(tabağa) daldırır ve yemeye başlar. Bunu gören çocuk elindeki kaşşıkla yılanın gafasına vurur ve şöyle der:
Ekmaanen ye ekmanen (ekmekle ye ekmekle)
Acılı yemeğin üstüne serpmeye acı kırmızı biber ister bir Antepli. Mekan farketmez onun için imkasızı başarır çoğu zaman. Çünkü biberin olmadığı Mc Donalds'da bile acı sosun sayısını abartır ama bana mısın demez.
Bu kazakları hediye eden nene, 'gadan garnıma, yükün sırtıma' diye sever torununu.
Alleben'de çüttepik yüzmek: çift ayak vurarak yüzmektir.
Anteplicede paklava diye telafuz edilen bu olağanüstü tatlının yerken uyulması gereken bazı kuralları vardır. Ters çevirip yenmelidir. Bu sayede fıstığın lezzeti damağa gelir. Antepli olmayanlara yapılması gereken bir açıklama vardır bir de: Antep'te baklava evde yapılmaz. Baklava ustaları bu işe hayatını adamıştır.
Her Antepli kızının çeyizinde bulunması farz olan, eğer olmazsa ayıplanmasına neden olan bir çeyiz unsurudur. Ancak ilginç olan emekle yapılmış bu çok pahalı örtü takımlarının Antep'te kimsenin evinde kullanılmamasıdır. Sadece gelin görmeye gidildiğinde, gösteriş olsun diye gelin evinin dört bir yanına serilir ve halka arz edilir. Sonrasında sandıkta kaderine terk edilen bu nakışların, büyük ihtimalle üzerine şeytanlar işer :)
Üzüm daha olmamışken böyle eşkiyken dünyanın en güzel bişeysini yapabilirsiniz. Gorukları(koruk) nefes almayacak bir kabın içine koyup kabın içine tuz, nane, biber koyarsınız ve sonra terleyene kadar sallarsınız. Bunu yemeyen Antepli değildir.
Eğer Antepli değilsen de bu muhteşem şehre doğru yol alma vakti gelmiş demektir. :)