Teknoloji okuryazarlığı geliştirmek, yapay zekâ ve veri alanlarında temel bilgi sahibi olmak, sistemsel bakış açısını güçlendirmek gerekiyor. Ancak bu yetkinlikleri tamamlayan asıl fark yaratan unsur, öğrenmeye açık olmak, yeni durumlara hızla uyum sağlayabilmek ve insan ilişkilerini iyi yönetmek olacak. İş dünyası artık yalnızca “ne bildiğini” değil, “bu bilgiyi hangi yaratıcı çözümlere dönüştürebildiğini” ve “nasıl bir etki yarattığını” sorgulayacak.
Kısacası 2030’un iş gücü, teknolojiyle insanlığın kesişiminde yükselecek. Geleceğin en değerli çalışanları, bilgiyi stratejiye dönüştüren, ekiplerle güçlü bağlar kuran ve değişime uyum sağlayabilen kişiler olacak.