2023'e Rağmen "Hâlâ Geçerli Olan" Lozan Antlaşması'nda Tazminat Hakkımızdan Feragat Edip Hezimete mi Uğradık?

Yıllardır bir Lozan tartışmasıdır sürüp gidiyor ve artık kabak tadı verdi. İşin daha acıklı yanı dostlar, Lozan'ın bu sene geçerliliğini yitireceğini düşünen çok sayıda insan olması... Ama işte hiçbir şeyin değişmediğini gören bu güruhu 'kandıran' kimi sahtekarlar bu sefer de Lozan'dan almamız gereken tazminattan feragat ettiğimize dair yalanlar uyduruyor. Bunların çirkin oyunları bitmez ancak biz de gerçeğe uygun doğruları söylemekten vazgeçmeyiz. Buyrun Lozan'ın maddelerine birlikte bakalım.

Kaynaklar: Lozan Barış Antlaşması - TBMM Arşivi

                  Nutuk - KHO Arşivi

Hepimizin bildiği üzere Lozan Barış Antlaşması 24 Temmuz 1923 (10 Muharrem 1342)'te Türkiye adına İsmet Paşa tarafından imzalanır ve bağımsızlığımız dünya tarafından onanır.

11 Kasım 1922'de başlayan, kesintilere uğrayan Lozan süreci şüphesiz ki İsmet Paşa için oldukça çetrefillidir. Paşa gerek 'düşmanlarla' uğraşırken gerekse Türk Hükumeti ile sürekli iletişim halindedir.

Yunanistan ile tazminat meselesinde de Başbakan Rauf Bey ile İsmet Paşa arasında bir gerginlik yaşanır. Bu durumu Atatürk Nutuk'ta açık bir şekilde yazar. Durum kısaca şöyledir:

Yunanistan'dan istenen savaş tazminatı karşı tarafta huzursuzluk yaratır ve İtilaf Devletleri bize Karaağaç'ı teklif ederler. İsmet Paşa 19 Mayıs 1923'te ivedilikle bunu Ankara'ya sorar. Ancak Rauf Bey'in cevabı 4 gün sonra gelir ve olumsuzdur.

"Karaağaç'a karşılık tazminat parasından vazgeçemeyiz." der Orbay. İsmet Paşa ise para meselesi yüzünden görüşmelerin kesilme ihtimalinin sonuçlarının daha ağır olacağını düşünür.

Ve hatta bu durumda görevinden istifa edeceğini Ankara'ya bildirir. Bu gerginlik ise Temmuz 1923'e yani antlaşma imzalanana kadar sürecek ve imza yetkisini hükumet değil, Başkomutan olarak Atatürk verecektir. Ayrıca Atatürk Nutuk'ta İsmet Paşa'nın görüşünü benimsediğini de açıkça yazar.

Ve Karaağaç bizde kalır yani Mudanya'da belirlenen sınırımızı da genişletmiş oluruz. Ancak Yunanistan'dan "onarım parası" istemediğimiz doğrudur, Lozan'ın 59. maddesine bakarsak:

  • Yunanistan, savaş yasalarına aykırı olarak Anadolu’da Yunan Ordusunun ya da yönetiminin eylemlerinden doğan zararların onarımı yükümünü tanır.

  • Öte yandan, Türkiye, Yunanistan’ın savaşın uzamasından ve onun sonuçlarından doğan parasal durumunu gözönünde tutarak onarım konusunda Yunan Hükümetine karşı her türlü istemlerinden kesinlikle vazgeçer.

Yani Yunan tarafı, Anadolu'da büyük bir tahribata yol açtığını kabul eder. Ve Lozan'ın "kimin hezimeti" olduğuna gelirsek Venizelos'un şu açıklaması her şeyi anlatır:

“Bana barışın imzalanmasıyla ilgili düşüncelerimi soruyorsunuz. Sevr Antlaşması’nı tümüyle hükümsüz kılan Lozan Antlaşması’nı imzalarken duyduğum derin hüznü/melankoliyi sizden nasıl saklayayım. Bu antlaşmanın altına imzamı, ülkeme hizmet sunmanın bilinciyle attım. Yenildik ve diplomatik olarak yalnızdık, bizi yenilgiye sürükleyen bir siyasetin içine girdik, Yunanistan’ı tamamen yıkıma sürükleyen savaşın devam etmesi olanaksızdı. İhtilal, ordunun muhteşem bir şekilde yeniden örgütlenmesini başarırken, biz de savaş döneminin bitmesini ve ülke içinde yeniden örgütlenmeyi sağlayan barışı başardık. Eğer ülke içindeki acıları durdurarak ve yönetimin düzenli işleyişini geri getirerek, özgür seçimler vasıtasıyla ülkeye koşullara uygun yönetim sunabilen ulusal temsilciler oluşturmayı başarırsak, inanıyorum ki artık geleceğe güvenle bakabiliriz.”

Bunun yanı sıra Lozan imzalanmadan önce Lord Cruzon'un, "Bir gün bizden para istemeye geleceksiniz." diyerek İsmet Paşa'ya çatmasını hepimiz biliriz. Peki Lozan sonrası bu konuda toplanan Avam Kamarası'nda ne konuşulur?

Sonrasında Hindistan Dışişleri Bakanlığı yapacak olan Wedgwood'un hükûmete yönelik özellikle şu sözleri dikkat çekicidir: 'İngiliz tüccarlar, 1583 yılından beri sahip oldukları ayrıcalıkları kaybetmişlerdir. Savaşı (1. Dünya Savaşı) eğer Türkler kazansaydı İngiliz tüccarlar ticari anlamda daha büyük bir aşağılanma yaşamazlardı sanırım? Eğer ki Türkler, o gün savaşı kazansalardı Lozan Antlaşması ile elde ettiklerinden fazlasını istemezlerdi.'

İngiliz Hükumeti adına konuşan Ronald McNeill ise şu sözlerle Türklerin tarih sahnesinde yeni bir sayfa açtığını adeta ilan eder:

'Türk Devleti, tarihinde ilk kez ulusal bilinçle birbirine bağlı bir halka sahip. İmparatorluk ortadan kalktı ve ülke sadece Türklerden oluşan bir yapı haline geldi. Bu durum, Türk ve dünya tarihi için yeni bir olgudur. Bu açıdan bakıldığında barış antlaşması büyük bir önem taşır.'

Yunan ve İngiliz tarafından okuduğumuz bu sözlerden sonra öyle sanıyoruz ki bizim yorumumuza pek ihtiyaç yok.

Ancak Lozan'ın bizim tarafımızda hiçbir şekilde 'bir hezimet' olmadığı açıkça ortada gibi sanki, siz ne dersiniz?

Bu içerikler de ilginizi çekebilir:

Asker ve Siyasetçi Olduğu Kadar Felsefeci de Olan Atatürk Özgürlük Hakkında Ne Düşünüyordu?
Ebedi Dostlar Atatürk ve İnönü'nün Aralarının Açılmasına Neden Olan Büyük Kavgayı Biliyor muydunuz?
II. Dünya Savaşı'nın Sıcak Yıllarında Hitler'in Tehdidine İsmet Paşa Ne Cevap Vermişti?
Dünyanın Tabutunun Önünde Boyun Eğdiği Büyük Atatürk'ün Cenazesine Hangi Devletler ve Temsilcileri Katılmıştı?
Fransa'da Picardie Manevralarında Genç, Kaytan Bıyıklı Bir Devrimci: Kolağası Mustafa Kemal Bey

Popüler İçerikler

Yine Aynı Müdür Yine Olay: Müdür Yardımcısının Kapısını Kırdırıp İçeriye Girdi
Narin'le İlgili Soruşturmada İmamın Gözaltı Nedeni Belli Oldu: Konuşmasınlar Diye Kur'an'a El Bastırmış
Esra Erol'da "Tek Suçum Güzel Olmak" Sözüyle Tanınan Yazgül Estetikle Başka Biri Oldu!
YORUMLAR
24.07.2023

yer altı madenleri falan diyorlardı.? Efendim biz yirmi küsür senedir bunu bekliyorduk.Hep reise oy verdik. Kime sövecegimzi net olarak söylerseniz sevinirim.Tesekkürler..

24.07.2023

Edirne'de karaağaç var ananın am*yla aldık orayı

24.07.2023

Murat Bardakçı çocuğa anlatır gibi anlatmış.

24.07.2023

https://youtu.be/2dv1CbygcFM

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ