2021’de yapılan bilimsel keşifler, fizik, uzay ve yaşamın kökenleri konularında pek çok büyük olasılığı gözler önüne serdi. Ortaya atılan bu cesur iddiaların neler olduğunu ve neleri değiştirebileceğini merak ediyorsanız içeriğimize buyurun. 👇
2021’de yapılan bilimsel keşifler, fizik, uzay ve yaşamın kökenleri konularında pek çok büyük olasılığı gözler önüne serdi. Ortaya atılan bu cesur iddiaların neler olduğunu ve neleri değiştirebileceğini merak ediyorsanız içeriğimize buyurun. 👇
Bilim insanları karşıt maddeden yapılmış yıldızları gözlemlemiş olabilir. Karşıt yıldızların varlığı, kozmolojinin temel bir ilkesine, evrendeki karşıt maddenin (maddenin zıt yüklü ikizi) büyük çoğunluğunun uzun zaman önce yok olduğu düşüncesine meydan okuyor.
Araştırmacılar, madde ile karşıt maddenin karşılaşıp birbirlerini yok etmesi (karşıt yıldızların yüzeyince gerçekleşir) beklenen seviyedeki enerjilerde 14 ışık yayan gama ışını noktası tespit ettiler.
Öte yandan karşıt yıldızların varlığını kanıtlamak son derece zor olacak. Çünkü, incelenen gama ışınlarının yanı sıra, bu tür yıldızların yaydığı ışık normal yıldızlardan gelen ışıktan farklı görünmeyecektir.
Hiçbir şey fizikçileri yeni bir temel parçacığın varlığının kanıtlanması kadar heyecanlandıramaz. ABD’de Fermilab’da Müon G-2 Deneyi’ni yürüten araştırmacılar, laboratuvarın devasa mıknatısının etrafına milyonlarca müon fırlattı ve müonların manyetik kutuplarının yalpalama hızının teorik tahminlerden saptığını fark etti.
Gizli parçacıkların müonların özelliklerini etkilediğini iddia eden bu düşünce, evrenin temel kuvvetlerini ve temel parçacıklarını tanımlayan standart parçacık fiziği modeline meydan okuyor. Öte yandan müonların davranışına ilişkin tahminlerini geliştirmeyi sürdüren fizikçileri ikna etmek için daha fazla veriye ihtiyaç olacak.
Evren hakkındaki anlayışımızı altüst edebilecek başka bir gelişme ise, bilim insanlarının 3 milyar ışık yılından fazla bir alan boyunca uzanan dev bir galaksi yayı tespit etmesi oldu. Bu buluş, evrendeki maddenin büyük ölçeklerde eşit olarak dağıldığı varsayımını yanlışlıyor.
İnsan gözünün göremedi yay, 40.000 kuasarın (uzak galaksilerin aşırı parlak merkezleri) incelenmesi sonucunda gün yüzüne çıkarıldı. Bu keşiften şüphelenen bazı kimseler ise, aslında böyle bir yay var olmadığını ve insanların dikkatlerini çeken her şeyi bir olguya bağlama çabasının eseri olduğunu iddia ediyor.
Bu yıl, insanların Amerika’ya düşünülenden 15.000 yıl kadar erken göç ettiğine dair kanıtlar bulundu. Bu düşünce, geçen yıl insanların Kuzey Amerika’ya yaklaşık 33.000 yıl daha erken ulaştığı iddiasını da destekliyor. Meksika’da bir mağazada bulunan hayvan kemiklerinin yaklaşık 33.000 ila 28.000 yıl öncesine ait olduğu belirlendi.
Bu taşların varlığı, bölgede insanların da bulunduğuna işaret ediyor. Fosilleşmiş insan ayak izlerinin keşfi de günümüzün New Mexico eyaletindeki topraklarda insanların 23.000 ila 21.000 yıl evvel dolaştığını gösteriyor. İzlerin yaşı doğrulanırsa insanların son buzul çağının zirve dönemlerinde Kuzey Amerika’da yaşadığı kanıtlanacak.
890 milyon yıllık kayalarda bulunan deliklerde deniz süngerlerinin kalıntılarına rastlanmış olabilir. Bu iddia doğruysa, delikler hayvanların kökenlerini yaklaşık 350 milyon yıl geriye, hayvan yaşamı için uygun olmadığı düşünülen, oksijenin yetersiz kabul edildiği bir döneme itecek.
Şüpheci bilim insanları, deniz süngerlerinin tipik özellikleri olan ve spikül olarak bilinen taşlaşmış iskelet parçalarının eksikliğine ve birçok hayvan olmayan organizmanın benzer çukurlar oluşturabildiğine dikkat çekiyor.
Gökbilimciler, Samanyolu Galaksisi'nin dışında, Dünya’dan yaklaşık 28 milyon ışık yılı uzaklıktaki bir galakside bilinen ilk gezegeni tespit etmiş olabilir. Geleneksel ötegezegen bulma yöntemleri bu kadar büyük uzaklıklarda pek iyi sonuç vermez. Bu yüzden araştırmacılar X ışını yayan eşleştirilmiş yıldız sistemlerini bulmaya çalıştı.
Dolayısıyla da gökbilimcileri gezegenin varlığı konusunda uyaracaktır. Bazı bilim insanları, keşfin birçok ihtimalin bir arada gerçekleşmesine (Dünya'daki teleskop tam olarak gezegene bakarken ve yörüngesi buna müsaitken, yoğun x-ışını kaynağı ve normal olmak üzere iki yıldızdan oluşan ikili yıldızın önünden geçmesi) dayanmasından ötürü bu gezegenin varlığına inanmıyor.