Bu sene Koronavirüs dışında ünlülerin yaptığı bu beyin yakıcı açıklamalar da bizi zorlamış anlaşılan!
Bu sene Koronavirüs dışında ünlülerin yaptığı bu beyin yakıcı açıklamalar da bizi zorlamış anlaşılan!
O açıklanın bir kısmı da şöyle: 'Adam esti gürledi, ondan sonra adam şöyle, adam böyle, adam seçilmiş, neredeyse ilahlaştırma sürecine gidecek bir hale dönüştürüldü. Bunun da tam aksi getirildi ve yayıldı. Yani ahlak mı vardı ahlaksızlık getirildi, din mi vardı dinsizlik getirildi, inanç mı vardı inançsızlık getirildi. Olan bu. Ondan sonra Kemalistler doğru. Bugün dokunabilir misin Atatürk’e? Dokunamazsın adamın kutsalı.'
Alanson 'Programda ne işi var bardaklarla bir adamın?' sorusunu soruyor... Sonrasında ise genç sanatçının bardaklarını toplayarak, 'Hocam bardak tamamdır, hadi.' diyerek genci yanlarından gönderiyor...
Eski Türkiye güzellerinden olan ve Erdal Acar'la olaylı evliliği nedeniyle 1990'lı yıllarda bir magazin figürü haline gelen Emel Yıldırım, görüntüsü nedeniyle uğradığı siber zorbalıktan bıkan insanlarla yaşadığımız ülkemizde şu açıklamaları yaptı: 'Zayıflar; iri ve büyük desenli, kilolular ise küçük desenli kıyafetler tercih etmeli. Bazen yolda görüyorum; maaşallah hiç spor yapmamış genç kızlarımız kalın kalın bacakları olduğu halde tayt giyiyor, hiç yakışmıyor.'
“Gelirse gelir, mukadderat. Bir alın yazım var. Panik yapmaya gerek yok. Sosyal medyada ‘Evde kal' falan yazılıyor, kalsan ne olacak? Bu virüsün ne olduğunu ya da ne zaman biteceğini biliyor musun? Yok.”
“Ünlü çiftlerin yaş farkları çok abartılıyor. Bunları aşın artık. Mesela ben 20 yaşındaki bir kızı sevebilirim. Bu çok normal. Yaş sınırı koymuyorum... Bütünüyle güvenini almışsa, maddi, manevi. O da bir kaderdir. Ama ben kızımı 20 yaş büyük birine vermem.'
Yayın sırasında bir diyalog:
“Cüneyt Bey siz İbiza’ya gelmek ister misiniz? Ağırlayalım sizi.”
Cüneyt Özdemir: “Ben İbiza’ya gitmeye başladığımda sen lise 2’de falandın sanırım.”
'Sevmediğiniz bölümlere, istemediğiniz okullara aileniz istiyor, bütün arkadaşlarınız bir yerlere giriyor, üniversite okumam şart diye girmeyin. Ne istediğinizi bulun önce. Ne için çalışmak istediğinize karar verin. Bir tane hayatınız ve her zaman başka yollar var.'
'Ben biraz sivri dilliyim ya kusura bakmayın. Kadınlar da bazen freni bilmiyorlar. Bi dur yani dur! Adamı niye çıldırtıyorsun? N'olcak bu kadınlar? Şiddete uğradık, tacize uğradık, bizi vurdular... Tutun dilinizi! Tutun abi dilinizi! Kadın her zaman erkeğin bi adım arkasında olmak zorunda. Ama şimdiki kadınlar maalesef ki adama saydırıyorlar, küfür ediyorlar, gaza getiriyorlar. E erkekler de...'
“Sadece son cümlesine, yazmasam daha iyi olurdu; su testisi su yolunda kırıldı demeseydim… Geri kalan her satırının altına her gün imzamı atarım. Bir yanda bekar bir erkek var, bir yanda 6 aylık bebeğini evde bırakıp, bir erkekle bara giden bir anne var, o barda tanıştığı bir erkeğin evine gidiyor. O cümleyi yazmamam lazımdı.”
Faytonlar, Adalar kültürünün bir parçasıydı. Ben kaldırılmalarından dolayı çok üzüldüm.
'Bir gün arkadaşımla arabada giderken lastik patladı, takır takır jantın üstünde gidiyoruz. Durduk ve ben hemen kocamı aradım. Mesela o arayamadı. İnsan bir erkeğin gücünü istiyor.'
Tilbe gelen tepkilere 'Bana vatan haini diyen kendi vatan hainidir' şeklinde cevap vermişti.
Hayvanseverler size çok kızacak sözüne 'Evet biliyorum alıştım. Ama kürklerim ben ölünce iyi yerlere bağışlanacak. Epey para eder.' şeklinde cevap vermişti Ersoy.
“İyi ki yapmışım. Tam da hayal ettiğim gibi oldu. Bir gram pişman değilim. İnsanlar anlayacak konuşa konuşa, dinleye dinleye. Beni anlayacaklar. Yeter ki konuşulsun. O üçüncü kadınlar konuşulsun. Kadının düşmanı olan kadın konuşulsun ki bunlar olmasın.”
Altındaki açıklama yaptığı konuşmanın devamıysa Duygu Özarslan yanlış bir konuşma yapmamış. Ailesinin, eğitim sisteminin, bir yerlere gelmek için prestijli’ sıfatıyla dayatılan mesleklerin seçilmesinden geçen dayatmalar yüzünden hayatları boyunca bunun ceremesini çeken çok insan var.
Hepsi birbirinin laciverti. Vermeyin şunlara prim
8. Maddede yanlis bir sey gormuyorum. Olmasi gereken de o fakat turkiyede tabiki bunu egitim karsitligi olarak lanse ederler. Ilk once kadinin ne dedigini anlayin.