Sanat tarihine yön veren başyapıt heykelleri gördükten sonra bazı detaylar 'Bunlar nasıl yapılmış?!' dedirtiyor. Tüm sırlara vakıf olmak belki imkansız fakat zihnimizi açacak bazılarını aradık, taradık, getirdik.
Sanat tarihine yön veren başyapıt heykelleri gördükten sonra bazı detaylar 'Bunlar nasıl yapılmış?!' dedirtiyor. Tüm sırlara vakıf olmak belki imkansız fakat zihnimizi açacak bazılarını aradık, taradık, getirdik.
Monti'nin Örtülü Vestal eserinde gerçekliği şaşkın bırakan tül tekniği nasıl ortaya çıkmıştır? Aslında o bu büyülü detayı yaratırken iki ayrı katmana sahip, bir katmanı şeffaf mermer türünü kullanmıştır. Şeffaf yüzeyi oyduktan sonra kalan kısımlardan tül görüntüsü ortaya çıkarmak onun gibi usta bir sanatçı için hayli kolaydı.
Dehânın zihni!
Yakın zamana dek Antik Yunan ve Roma Dönemi'ne ait heykellerin beyaz mermer kullanılarak oluşturulduğu düşünülse de eserlerin bir bölümü yapıldıkları tarihte renkliyken yıllar boyunca korunaksız, açık havada bulunması sebebiyle ışık ve rüzgar tarafından renklerinin kaybolduğu anlaşıldı.
Augustus of Prima Porta'nın orijinal rengi yukarıdaki gibiydi mesela.
Barselona'da Poblenou mezarlığında yer alan Ölüm Öpücüğü heykeli onlarca metaforu barındırsa da bir özelliği onu dünyanın en gizemli heykeli yapıyor. Bu heykelin yaratacısı bilinmiyor! Birkaç tahmin var fakat sanat tarihçileri hiçbirinde mutabık değil.
Aslında heykel 19. yüzyılda, Milos'ta iki parçaya ayrılmış şekilde bulunuyor. Biri etme tutan, öteki ise elbisesini düzelten iki kolu vardı fakat onu bulan Fransızlar arasında çıkan kavgada iki kolu da paramparça oluyor. Bugün karşımızdaki görüntünün sebebi Alexandros'la ilgili değil anlayacağınız, onu 1600 yıl sonra taşımayı beceremeyen bizlerle ilgili.
Aslında 1882 tarihinde son halini alan bu heykelin asıl adı 'Francesca da Rimini' olarak belirlenmişti. Anlattığı hikaye ise Dante'nin İlahi Komedya'sında adı geçen Francesca isimli kadınla ilgiliydi fakat bu hikayede ilginç bir detay vardır. Francesca kocasının kardeşine aşık olmuş ve kocasından gizli buluşmalarının birinde yakalanıp öldürülürler.
Heykellerin dudakları temas etmemiş olsa da 1887'de ismi Öpücük olarak değiştirilmiştir.
Heykeli en önemli özelliği ideal erkek bedenini yansıtması olsa da bu heykel başka bir heykeltıraşın yaptığı heykelin ardından elde kalan mermerlerle oluşturulmuştu. Zaten heykeldeki detaylara bakıldığında bazı noktaların yeterli kalitede görünmediği anlaşılıyor, bunun sebebi yetenek eksikliği değil malzeme eksikliğiymiş.
Heykel bir Fransız tarafından 1863 yılında Yunanistan'da, Semadirek Adası'nda bulunduktan sonra yapılan araştırmalar gösterdi ki Paros adası'ndaki altın rengindeki mermerlerden yapılmıştı ve deniz tanrılarına atfedilmişti.
Sağ elin havada ve elinde zafer belirten bir nesne olduğu varsayımına dayanarak, heykele dair bir diğer tez ise Antik Yunan'da deniz zaferlerini simgeleştirmek için ortaya çıktığı üzerine. Pekala, heykelin kaybolan başı nerede? Uzun yılar aranmış olsa bir türlü bulunamadı.
Michelangelo'nun kendine has sanat anlayışıyla Hz. Musa'nın bir tasviri ortaya çıktığında ortada bir boynuz meselesi vardı. Neden böyle tuhaf bir şey yaptığı sorusunu soracak olursak... Tevrat'ın ikinci kitabı olan 'Eksodos'u incelerseniz, Hz. Musa'ya gelecek 10 Emir'in ardından onun yüzüne yayacağı ışıktan kimsenin bakamayacağı belirtilir. İbranice parlama sözcük bu ışığı anlatırken bir diğer yandan da boynuz anlamına geldiği için Michelangelo'nun burada yanlış bir yorumlama yaptığı söylenir.
Bu heykele şehirdeki insanlar her nedense ısınamıyor ve bir tepki unsuru haline geliyor. Kopenhag'daki bu meşhur heykel herhalde insanlık tarihinin en şanssız heykeli.
Birkaç kez parçalandı, saldırıya uğradı, birçok bölümü yeniden yapıldı ve halen de bu tepkiler sürüyor. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nde heykele saldırılar artıyor ve çirkinleşiyor. Asıl soru, neden? Kimse bilmiyor.
Bir de bizdeki Nasrettin Hoca heykeli var, onu unutmamak gerek :)))
eski zamanlarda mermer ve benzeri malzemeler ile ne heykeller yapılmış insan şaşırıyor. biribinden güzel, özenli ve detaylarla dolu heykeller ile şimdi yapılan heykeller arasında dağlar değil galaksiler kadar fark var. bir heykel traş sırf doğal alanların yok edilmesini protesto için detaylarla dolu ne heykeller yapmış bir de bizim özçekim yapan şehzade ve nasrettin hoca heykellerine bakın.
İlk eser raffaele nin değil giovanni nin eseridir. Raffaele nin örtülü kadını farklı bir heykel