Foreign Policy: 2017 Yılında Dünya Çapında ’10 Çatışma Alanı’ Arasında Türkiye İkinci Sırada

Dünyamız tarihin en tehlikeli zamanlarını yaşıyor. Geçtiğimiz yıllarda artan savaşlar sonuçlarla başa çıkmamızı neredeyse imkansız hale getiriyor. Mülteci krizinden terörizmin yayılmasına kadar çatışmaları çözmedeki başarısızlığımız, yeni tehditlerin ve acil durumların doğmasına yol açıyor. Barışçıl toplumlarda bile korku politikaları ciddi kutuplaşmalara sebep oluyor.

Foreign Policy, Türkiye’yi 2017’de öne çıkan çatışma alanlarından biri olarak gösteriyor...

Donald Trump'ın başkan seçilmesiyle değişmesi beklenen ABD dış politikası hakkında bilinmeyenler çok fazla. Ancak bilinen bir şey varsa o da belirsizliğin denge bozucu olduğu. Avrupa'dan uzaklaşıp Rusya ile anlaşacak mı? İran'daki nükleere karşı çıkacak mı? Yoksa yeni bir silahlanma yarışı mı başlatıyor? Kim bilir? İşte problem tam olarak bu.

Son 60 yıl krizlerle doluydu, Vietnam, Ruanda, Irak Savaşı ve daha fazlası. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra ABD'nin ortaya attığı işbirlikçi uluslararası düzen hayali Soğuk Savaş'ın ardından büyük güçler arasındaki ilişkileri şekillendirdi. Trump daha seçilmeden önce bile bu düzen sarsıntıdaydı. Günümüzde kendi çıkarlarını her şeyden öne koyan bir Amerika'nın uluslararası sisteme katkıda bulunmasını bekleyemeyiz. Amerika'nın barışçıl politikalar tarafından şekillendirilmeyen askeri gücü çoğu için bir güvence yerine tehdit oluşturuyor.

Avrupa'da, ABD'nin siyasi tutumu hakkındaki kuşku özellikle Brexit'in akıbetinden sonra artış gösterdi. Milliyetçi güçler kuvvetlendi ve yaklaşmakta olan Fransa, Almanya ve Hollanda seçimleri Avrupa'nın geleceğini belirleyecek. Avrupa'nın dünyadaki dengeleyici sesini kaybetmeyi göze alamayız.

Şiddetlendirilmiş bölgesel rekabetler sınırların değişmesine neden oluyor. Bunun en belirgin örneği İran ve Basra Körfezi ülkeleri arasındaki Orta Doğu'ya hükmetme yarışı. Buna bağlı olarak ortaya çıkan savaşların Suriye, Irak ve Yemen gibi ülkelerde yıkıcı sonuçları oldu.

Birçok dünya lideri toplumdaki çatlakları iyileştirmenin yolunu teröre karşı birleşmekte görüyor. Ancak bu bir illüzyon. Terörizm sadece bir taktik ve bir taktikle savaşmak stratejinizi belirleyemez. Cihat grupları düşen devletleri ve savaşları güçlerini arttırmak amacıyla sömürüyor, kaostan besleniyor. Uluslararası sistemin asıl ihtiyacı olan devletlerin temelini attığı çatışma engelleyici bir strateji. Uluslararası sistemin devam edebilmesi için ortak bir düşmana karşı birleşmekten daha çoğuna ihtiyacı var.

Değerlerle oluşturulmuş politikalar ve uzun zamanlı stratejiler yerini taktiksel pazarlıklara bırakıyor. Suriye'deki şiddetin azalması için Rusya ve Türkiye arasında bir uzlaşmaya varıldı. Ancak Moskova ve Ankara, Suriye'deki krizin içine daha fazla çekilmemek için daha kapsayıcı bir yönetim planı oluşturmak zorunda. Halkının çoğunluğunun fikrini yok sayan otoriter rejimler artmaya devam ederse istikrarlı bir Orta Doğu görmek imkansız.

Kabul etsek de etmesek de küreselleşme bir gerçek. Birbirimize bağlıyız. Ülkeler kendilerini dışlamayı tercih edebilirler ancak uluslararası ilişkilerin müşterek yönetimi sağlanmadığı sürece barış ve refaha ulaşılamaz.

Foreign Policy'den derlediğimiz bu 10 çatışma yeni dünyanın küçük birer ön izlenimi.

Suriye ve Irak

6 yıldır devam eden savaşta en az 500.000 kişi hayatını kaybetti 12 milyonu da yerinden edildi, kimisi başka ülkelere sığınırken kimisi uluslararası tanınmış bir sınırı bile geçemedi.

Türkiye

Türkiye'de son bir buçuk yılda 27'den fazla terör saldırısı yaşandı. Türkiye bir yandan IŞİD'le bir yandan da PKK ile mücadele halinde. Geçtiğimiz yıl Doğu ve Güneydoğu'daki çatışmalar sebebiyle 350 binden fazla vatandaşımız evlerini terk etmek zorunda kaldı. Orta Doğu'daki sığınmacılar için hem transit hem de hedef ülke olan Türkiye'de şu an geçici koruma altında olan 2.7 milyondan fazla Suriyeli bulunuyor.

Yemen

Yemen'deki savaş yeni bir insanlık faciası yarattı. Zaten yoksul olan Arap ülkesini parçaladı. Milyonlarca insan kıtlığın eşiğindeyken ateşkes ve siyasi uzlaşmaya hiç olmadığı kadar ihtiyaç var. Birleşmiş Milletler'e göre yaklaşık 4000 sivil hayatını kaybetti.

Sahel ve Çad Havzası Gölü

Üst üste gelen çatışmalar kitlesel ıstıraba yol açtı. 4.2 milyon insan yerinden edildi, yuvalarını kaybetti. Cihatçılar, silahlı çeteler ve suç şebekeleri bu yoksul bölgede güç yarışı içerisinde.

Demokratik Kongo Cumhuriyeti

Başkan Joseph Kabila'nın ikinci döneminde güce tutunma isteği 2016 boyunca birçok muhalefetle ve protestoyla karşılaştı. Geçtiğimiz eylül, Kabila'nın yönetimine karşı gösterilerde çoğunlukla güvenlik güçleri tarafından 53 kişi öldürüldü.

Güney Sudan

3 yıllık iç savaşın ardından dünyanın en genç ülkesinde birçok çatışma hala devam ediyor. Hükümete duyulan kin ve etnik kavgalar 1.8 milyon insanın ülke içinde yerinden edilmesine ve 1.2 milyon insanın da ülkeden kaçmasına sebep oldu.

Afganistan

Afganistan'daki savaş ve siyasi dengesizlik, uluslararası barış ve güvenliği ciddi derecede tehdit ediyor. Geçen yılki silahlı çatışmaların sayısı BM'nin tuttuğu kayıtlara göre 2007'den beri en yüksek sayıya ulaştı, birçok sivilin ölümüyle sonuçlandı. Afgan güvenlik güçlerinin zayıflaması, bölgesel ve uluslarötesi militan grupların kontrolsüz alanlar üzerinde sömürge faaliyetlerini arttırma riskini taşıyor.

Myanmar

Nobel Barış Ödülü kazanmış Aung San Suu Kyi tarafından kurulan yeni sivil hükumetin, en önemli önceliklerinin barış ve milli uzlaşma olduğunu belirtmesine rağmen yakınlarda alevlenen şiddet olayları, 70 yıldır devam eden silahlı çatışmanın sonlandırılma çabalarını büyük tehlikeye attı.

Ukrayna

Neredeyse 3 yıllık savaşın ve yaklaşık 10.000 can kaybının ardından Rusya'nın askeri müdahalesi Ukrayna'daki politik hayatı her yönden sınırladı. Çatışmayla bölünmüş ve yozlaşmayla yaralanmış Ukrayna daha büyük bir bilinmeze doğru ilerlemekte.

Meksika

Trump'ın sınır duvarı projesi, belgesiz göçmenlerin sınır dışı edilmesi fikri hali hazırda yüksek suç oranı, yolsuzluk ve zayıf ekonomiden acı çeken Meksika ile ABD arasında gerginliğin daha da artmasına yol açtı. 2016 yılında yapılan bir anket, Meksika ve Kuzey Üçgeni'ndeki silahlı şiddetin 34.000 kişinin ölümüyle sonuçlandığını gösterdi.

Foreign Policy

Popüler İçerikler

"Bana Bilmediğim Bir Şey Söyle" Akımına Gelen Tıkanan Muhabbeti Açmalık Bilgiler
Çanakkale'de AK Partili Belediyenin Tepki Çeken Atatürk Afişi Kaldırıldı!
Fenerbahçe Teknik Direktörü Jose Mourinho ile İlgili İspanya'dan Transfer İddiası Var
YORUMLAR
07.01.2017

2017 2016'yı özleticek Avrupa''da islamofobi hiç olmadığı kadar yüksekte ve bundan en çok etkilenen balkanlar oldu.Bosna'daki sırp cumhuriyeti tekrar bağımsızlık için referandum istiyo, bulgaristan'da Ataka denen ırkçı piçlerde baya yükseldi,arnavutlukta uçk üzerinden diğer balkan ülkelerine gözdağı veriyo büyük ihtimalle bu yıl 3.balkan savaşlarını görücez bu hükümetin de eli kolu rahat durmaz başkanlık seçimleri için hemen başlar propagandaya "eyy zalim sırp'lar,ahh benim müslüman bosnalı kardeşim" der durur tuna kalkanı diye bi harekat başlatır.

07.01.2017

http://www.yenicaggazetesi.com.tr/mobi/rusya-sirbistani-silahlandiriyor-153380h.htm

08.01.2017

Geçen gün ortadoğu ve Avrupa'nın geleceği uzerine bir tweet serisi vardı Onedio'da paylaşılan. Ben ona inanıyorum. Dünyanın doğu ve batı yarım kürelerk sanki medniyeti ve şiddeti nöbetleşe olarak devralıyor. Ortadoğu ve kafkasların bilim ve medeniyetin ışığında huzur içinde yaşadığı orta çağda Avrupa krizlerle, mezhep savaşları, iç karışıklıklar ve bağnazlıkla boğuşuyordu. Sonra Ortadoğu'daki barış ortamı yerini yavaş yavaş isyanlara bırakırken Avrupa'da rönesans, Fransız ihtilali gibi oluşumlar ile büyük değişiklikler oldu ve giderek bir düzen ortamı oluştu. Bu arada ortadoğu ise karışmaya devam etti ve günümüz... Ben ortadoğuda ki iç karışıklığın en kötü halini (Ve Avrupa-Abd ikilisinin yükselebileceği son noktasını) izlediğimizi yada izlemek üzere olduğumuzu ve neticede de yeni bi anlayışın doğuşu ile düzene doğru giden bi oluşum ortaya çıkacağına inanıyorum.

08.01.2017

ve şu an farkındaysanız Avrupa'da şu an kıpırtılar var İngiltere birlikten çıktı, diğer devletlerde kalma konusunu tartışıyor, düne kadar elleriyle yemledikleri terör örgütlerini zaptedememeye başladılar, göçmen krizi yüzünden aşırı sağ giderek güçleniyor. Bunun etkisi ile Avrupa'da da Trump gibi uç isimlerin liderliği ele alması kaçınılmaz. Muhafazakar liderlerin izleyecekleri politikalar ile kıtada derin değişikliklere yol açması kaçınılmaz. Tabi ki yakında Avrupa'nın devrinin bittiğini göreceğiz demiyorum. Ne Avrupa'nın altın çağı ne de Ortadoğunun karanlığı dünya durana kadar devam etmeyecek diyorum. Yüz yaşına kadar bile yaşasak biz ve sonraki bir kaç jenerasyon değil ama bir kaç kuşak sonraki torunlarımız Asya ve Avrupa'nın rolleri değiştirdiği bir dünya da yaşıyor olabilir.

07.01.2017

Sanırım dünyanın sonu geliyor :(

TÜM YORUMLARI OKU (13)