İlk kez 2002 yılında ekrana gelen Çocuklar Duymasın, 2017 versiyonuyla tekrar televizyona döndü. Daha önce de ekibi toplayıp tekrar tekrar yayına sokulan dizi, uzun zamandır ilk kez bu kadar ilgi gördü.
İlk kez 2002 yılında ekrana gelen Çocuklar Duymasın, 2017 versiyonuyla tekrar televizyona döndü. Daha önce de ekibi toplayıp tekrar tekrar yayına sokulan dizi, uzun zamandır ilk kez bu kadar ilgi gördü.
Bu diziyi her kim izlerse izlesin mutlaka Taş Fırın Haluk, Personel Müdürü Meltem, Çaycı Hüseyin, evin yardımcısı Emine, Fıs Fıs İsmail, Dominant Gönül, Dekolte Kafa Selçuk Bey kimdir çok iyi biliyor. O yüzden seneler sonra tekrar bu karakterleri görmek eski akrabaları görmek gibi geliyor. İyi mi kötü mü siz karar verin.
Tek tek gördüğümüz karakterlerin bazısı daha da fenalaşmış. Bir işe yaramayan, karısını çalıştırıp kendi at yarışı oynayan agresif Çaycı Hüseyin, Haluk'un fedaisi olmuş durumda.
Sosyal medya dönüşümünü göstermek için sürekli olarak sosyal medya kanalları ve araçlarıyla ilgili araya bir şeyler sokuşturuluyor ama biraz sakil mi duruyor ne? 'Story'de görmüşler story'de' diyen Emine biraz şey gibi... Haluk tabii ki buna da karşı.
Gönül'ün kızı Merve büyümüş de vlogger olmuş. Fena karakter değil, Orçun da o da en azından Çaycı Hüseyin ve annesi Kükrek Kadriye'den daha eğlenceliler.
Göz tansiyonumuzu çıkaran sahnelerle Hüseyin ve annesi Kadriye ömürden ömür alıyor. Bu cenazeyi hep birlikte kaldıracağız, pek sevilen Suzan Kardeş bu rolle hiç beğeni toplayamamış görülen o ki.
Aha Kükrek Kadriye'dir çekip çekeceğimiz derken Dar Gömlek ve Fıs Fıs İsmail salonumuzun ortasına geliyor. Hologramı yaymadılar iyi ki, bütün oda sprey kokacak. Yalnız konu da iyi, kentsel dönüşüm. Evini vermeye yanaşmayan birini Haluk ikna edecek.
Tam leblebi gibi freak show düştükten sonra ekrana, canımız feministimiz dominantımız Gönül geliyor ekrana. 'Taş Fırın Erkeği' adı altında höthöt bir adam olan, kaba saba Haluk'a yine ayarları o veriyor. Kocası bu kadar karikatürize olmasa bir de...
Yine Meltem evliliğinde deneysel şeyler istiyor, Haluk kabul etmiyor. Karısı 20 saniye sarılıp mutluluk hormonu salgılamak isteyen Haluk, mutsuzluktan ölecek. Değişen hiçbir şey yok.
Bu adamı görene kadar emin olamadıysanız da artık bilin, bu diziye 50+ anne ve babalarımızdan başka kimse gülemez.
Kükrek Kadriye her ne kadar sevimsiz olsa da Kemal Bey'e göstere göstere yazması komik. Meltem 4 dakika bakışıp aşık olma tezini Haluk üzerinde deneyedursun, o Meltem'in babası Kemal'e yürüyor.
Kiralık Aşk'ın senaristi Meriç Acemi, iki yaz önce muazzam bir iş çıkartıp yaz dizisini büyük bir kitlesi olan, uzun soluklu bir diziye dönüştürmüştü. Yasemin ile konuk oyuncu olmuş. Büyük jest.
Haydi biraz daha kel, şişman, kısa boylu şakaları yapalım, şaka pınarları bugün bizler için aksın. Seneler boyu hiç değişmeyen şeylerden biri de bu oldu, hadi hayırlı olsun.
Önce yer sofrasıyla başladı, sonra 'demek bu ülkeden gitmek istiyorsun, bundan daha güzel memleket mi var' ile devam etti. En sonda da zaten 'inşaat sektörü olmasa bu memleketin hali nice olur' ile bitti. Tam da yağmur yağdığında toprak değil beton kokladığımız, sel içinde yüzerek işe gitmeye çalışan insanların olduğu bir dönemde. İlk bölümün en akılda kalıcı anları bunlardı, her şeyin ne kadar çok değiştiğini gözümüze soktu aslında.
bazı şeyler tadında bırakılmalı.
İlk seferinde güzeldi tam çocukluk dönemimizde bizle yaşıt çocuklar falan iyiydi de üstüne 2 kere daha yapmaları gerçekten sıktı. İzlenmiyo mu izleniyor ama eski keyfi alabilecek kaç kişi var şu diziden. O zamanlar güzel gelen şeyler şimdi bir o kadar saçma geliyor.
Türkiye'nin yaşanılacak en güzel ülke olduğu kısmını gördükten sonra televizyonu kapattım. Evet ülkemi bende seviyorum ama kimseyi kandırmaya gerek yok, hele bunu bana küçük yaşta Amerika'ya göç edip orada büyümüş bir insan hiç söyleyemez.(Tamer Karadağlı'nın biyografisine göz atın)