Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in bütçeyi sunumunun ardından CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu konuşmasına başladı. Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle:
'Heyecanı yok, savunma içgüdüsüyle bir bütçe sunuş konuşması yapıldı. Bütçenin hazırlanmasında, kullanılmasında, nasıl hazırlandığını, harcamaların nasıl yapıldığını sağlıklı değerlendiriyor muyuz?
'Orta Vadeli Program neden geç yayınlandı?'
Bir; bütçenin hazırlanmasında hukuka uyuyor muyuz? 2006’dan bu yana orta vadeli program zamanında ilan edildi mi, edilmedi, duyurulmadı. Peki arkadaşlar bu yasayı sizler çıkarmadınız mı? Vatandaşın uyması lazım mı, lazım. Hükümetin bir ayrıcalığı var mı yok. Eylül ayının ilk haftasında orta vadeli program yayınlanır diyor, yayınlanmadı. Eylül’ün 15’ine kadar yayınlanmadı. Hükümeti soruyorum hangi gerekçeyle bunları yayınlamadınız. Çıkıp makul bir açıklama getirsinler, yoksa parlamentonun onuruyla oynuyorlar. Hükümet bunu arzu ettiği zaman yayınlar diyebiliyor musunuz? 2006’dan bu yana defalarca söyledik.
'Bütçeyi babanızın çiftliği gibi kullanamazsınız'
İki; bütçenin kullanılması…Bütçeye yüzde 2 ödenek koyuyoruz, olur ya deprem olur afet olur, acil müdahale için. Peki ödenek kaç lira 949 milyon liraydı. 36 milyar lira kullanıldı…946 milyon lire parlamentodan geçiyor 36 milyar eski parayla katrilyon harcanıyor. Sizin itibarınız var mı arkadaşlar. Ben 900 milyon ayıracağım, 36 milyar harcayacak, buraya gelip hesabını vermeyecek. Hem kul hakkından söz edeceksiniz hem harcanan paranın hesabını vermeyeceksiniz, bu olmaz. Kayıtdışı bütçe var, 36 milyar bunlardan biri..Siz millete hesabı yeri gelince vermeyecek misiniz vermeniz gerekiyor. Size bütçe veriliyor, siz bütçeyi babanızın çiftliği gibi kullanamazsınız. 35 milyar lira bütçe denetimi dışındadır.
'Sayıştay raporları kuşa çeviriyor'
Üç; paranın nasıl harcandığını da bilmemiz lazım. Kim denetleyecek, TBMM adına Sayıştay denetleyecek. Dilimizde tüy bitti raporlar gelsin diye. En sonunda 157 rapor geldi. Bu raporlarda birden fazla sıkıntı var. Bu raporlar Sayıştay tarafından kuşa çevrilerek geliyor buraya. Sayın Başkan,, TBMM adına kamu harcamalarını denetleyen kurum özel bir çalışmayla denetçilerin raporlarını kuşa çeviriyor. Buna engel olun. Milletvekillerinin, denetim elemanlarının raporlarını görme hakkı vardır. Düzeltiliyorsa gerekçesini bilmemiz lazım. Hangi gerekçeyle belli bölümler çıkarılıyor benim bilmem lazım. Eğer Sayıştay üzerinde bir vesayet varsa o kurum sağlıklı denetim yapamaz ve sayın başkan sorumlusu sizsiniz, sayın Çiçek. (Sayıştay raporlarından örnek veriyor)Gerekli mali tablolar alınamadığı için denetim yapılamadı diyor Sayıştay. Ben sormak istiyorum hangi gerekçeyle bu mali tablolar denetim elemanına verilmiyor, neden çekiniyor. Hangi gerekçeyle, hangi kurumlar tabloları vermedi. Kimse bilmiyor, hükümet biliyor. Burada sorumlu hükümet. Sayın Davutoğlu’na birinci sorum hangi bakanlıkların denetim raporları denetçilere ibra edilmedi. Ben merak ediyorum, grubum merak ediyor. Eminim AKP de merak ediyor.
Hükümet 12 yıl geçmiş, yapısal reformlardan söz ediyor. Pes yahu. Sanki 12 yıldır hiç yönetmiyorlar yapısal reformlardan bahsediyorlar. Başka, katma değerden bahsediyorlar. Bakın arkadaşlar ekonomi politikasının temel amacı huzur, refah, çağdaş uygarlıktır. Asıl hedef budur. Bir büyüme masalıyla 12 yıl bu milleti uyuttular. Rakamları vereceğmi. Yanlışsa Başbakan gelsin yanlış desin. Ben de gider ilgili kamu kuruluşuna sorarım. 1946-2002 43 yılda ortalama büyüme % 5,1… Peki 2003-2014 ortalama büyüme yüzde 4,7. Sayın Başbakan istirham ediyorum yanlışsa gel, doğruysa artık bu büyüme masalıyla milleti aldatmayalım. 2008’de kişi başına mlilli gelir 10.444 dolar…2014 10.537 dolar…93 dolar artmış… Hangi ekonomi politikasından bahsediyorsunuz. Hangi yüzle bu bütçeyi getirip bize oy verin diyorsunuz? Bütün Cumhuriyet hükümetlerinin harcadığından 1 trilyon dolar fazla harcadılar. En son büyüme rakamları daha kötü, bunu eklemiyorum.
'Kredi kartı borçları yüzde 1604 arttı'
2014’te kredi kartı borçları yüzde 1604 arttı. Bankalara bakalım. Tüketici borcu 2002'de 2.3 milyar lira.. Ekim 2014’te bu 2 milyar, 273 milyar liraya çıkmış. Vatandaş nefes alamıyor. Evde tencere kaynayacak mı vatandaşın derdi bu. Eğer bu, doğru tablo değilse çıkıp özür dileyeceğim. Doğruysa hükümet milletten özür dilesin. Yüzde 11.954 artış var.
'Sarayın penceresinden güllük gülistanlık'
Gelir dağılımına bakalım 2002’de, nüfusun en zengin yüzde 1’lik bölümü 39,4’e sahip, bu oran 2014’te bu oran yüzde 53’e çıktı. Birileri malı götürüyor, zengin oluyor ama vatandaş perişan halde. Esnafa sorun ah işitirsiniz, sarayda oturanlara sorun onlar sarayın penceresinden bakınca güllük gülistanlık yeşil bir alan görüyorlar, Türkiye böyle değil.
'11 yılda 13 kez eğitim politikası değişti'
Bir hükümetin hedefi Türkiye’yi bilgi toplumuna taşımak olur. 21.yüzyıldayız, insan beyni dünyanın en stratejik ürünü. 4 artı 4’ü getirdiniz. Bakanlar Kurulu’nda görüşülmedi, 5 arkadaş kalktı teklif verdi. Hiçbiri eğitimci değil. 5 yaşındaki çocuğu okula gönderdiniz, bir kısmı düzeltildi ama bizi kimse dinlemedi. Eğitim sistemi nedir biliyor musunuz? 11 yılda 13 kez eğitim politikası değişti. Kendi çocuklarını denek konumuna getiren dünyada hangi ülke var? Anne baba çocuğunu hangi okula, nasıl göndereceğini bilmiyor. Yazık günah değil mi? Bu ülkenin eğitim kurumları yok mu, eğitimcileri, pedagogları yok mu? Niçin uygar insanlar gibi konuşup stratejiyi Meclis’e getirmiyoruz. İyi bir şey getirdiniz de CHP olarak karşı mı çıktık? Neyi getirdiniz de karşı çıktık? AB’ye uyum yasaları çerçevesinde getirilen bütün yasalar parlamentodan oybirliği ile çıktı. Geldiğimiz noktada İran, bilimsel yayınlarda bizi geçti. Bu ayıp bu hükümete yeter. Neden oluyor arkadaşlar, hangi gerekçeyle. Biz Güney Kore’den önce otomobil ürettik, şimdi bizim otomobilimiz var mı? Efendim ilk 20’deyiz, zaten hep öyleydik. 80’lerde 13’lerdeydik; şimdi 17’lerdeyiz.
İhracat içinde katma değeri yüksek ürünlerin oranı yüzde 3,3 Ekim 2014’te. Hani bilgi üretiyorduk, ne oldu bize? Tüketime gelince koşuyoruz, üretime gelince duruyoruz.
1 milyon kişi başına ar-ge’de çalışan insan sayısı (diğer ülkelerden örnekler veriyor) Türkiye 987 kişi… Neyimiz eksik o ülkelerden? O ülkelerden siyasetimiz eksik. Siyasette bozulma, yolsuzluk bozulduğu zaman tablo karamsarlaşıyor. Bilim nedir, aklın zenginleşmesidir. Siz aklın zenginleşmesine karşı çıkan bir milli eğitim politikasını ortaya koyan bir hükümetle karşı karşıyasınız.
Bu belediye başkanı AKP’li belediye başkanı. Özellikle iktidar milletvekili getirdik. AKP’den bir belediye başkanı kendisine yapılan başvurudan dolayı dosyaları görüyorsunuz. 6 ayda 9 bin kişi iş istiyor. Nereye giderseniz gidin bana iş verin diye elinize kağıt tutuşturuluyor. Genç işsizlik yüzde 20’lerde, üniversite mezunlarında yüzde 25’lerde. Hükümet kanadının hiçbir çocuğu işsiz değil. Bunların bir eli yağda bir eli balda. Sorun Ermenek’teki Recep Amca’da. Onun ayakkabısında, onun çocuğunda sorun. Kahvedeki Mehmet Efendi, onun çocuğu işsiz. Atama bekleyen öğretmenler... 65 kişi intihar etti. Bu hükümet neden bahsediyor? Evde tencere kaynamıyor, huzursuzluk var.
'Bonzai tüketimi niye arttı?'
Sayın Başbakan ikinci sorum olsun. Bonzai tüketimi niye arttı siz mi teşvik ediyorsunuz. Boşanmalar niye arttı? Aile yapısı niye derinden sarsılıyor, Türkiye neden fuhuşa, uyuşturucuya sürükleniyor. Hani siz huzur getiriyordunuz? Neden oluyor arkadaşlar? Bütçenin hesabını vermiyorlar 35 milyarın 36 milyon doları bütçe dışında kullanıyor, sonra başarılıyız diyorsunuz. Kusura bakmayın bu hükümet başarılı değil.
'Başbakan’ın Türkiye’nin gerçeklerinden haberi yok'
Kaç işçinin sendikalı olduğunu biliyor musunuz? Yüzde 4, ABD’de yüzde 10. Asgari ücretle 4 milyon, taşeron işçisi 1 milyon 300 bin… Kendi maaşınıza bakıp bu işçiler de bu parayı alıyor diye bir düşünce içinde misiniz? Türk-İş açlık ve yoksulluk sınırını açıklıyor, asgari ücret 891 lira. Sayın Başbakan çıkıp bizde ücretler yüksek diyor. İnsaf, söylecek bir şey bulamıyorum. Asgari ücretliye gerçekten haksızlık yapılıyor. Taşeron işçilik sizin zamanınızda patladı. Hangi düzenden bahsediyorsunuz?
'İşçiler örgütlenmeli'
Biz ülkemizde birinci sınıf demokrasi istiyoruz. Bunun diğer anlamı şudur. Bütün işverenler gibi işçiler de örgütlenmeli, sendikalaşmalı. Biz ücret sendikacılığına karşıyız. Ama işçilerin kendi haklarını aramak için örgütlenmelerinden yanayız. Bu tablo neyi doğuruyor arkadaşlar? İcradaki vatandaş sayısı. 2002, 8 milyon 613 bin 759…2003’te bu rakam 20 milyona çıktı. Tüketici bankalara parasını ödeyemiyor ya, işte onların paraları. İyi ya vatandaş para harcıyor diyecektir hükümet... Harcayamıyor, icra dosyaları onu gösteriyor. Hükümet gitti törenle icra dairesi açtı, insan utanır.
Kalkınma Bakanlığı bütçesinde cezaevi yapımlarına hız verilecek diyor. Cezaevindeki vatandaş sayısı 59 bin 429 kişi. 1 Aralık 2014, 156 bin 707... Cezaevinde yer yok, sırayla yatıyorlar. 10 kişilik koğuşta 20-30 kişi yatıyor. Türkiye’nin gerçeği bu, bunu neden kaçırıyorsunuz. Şimdi bunlar da diyor ki cezaevi yapımına hız veriyoruz. Milletle dalga geçmek değil de nedir arkadaşlar?
DEİK dediğimiz özel sektördeki temsilciler işbirliği için kuruyorlar. Bunlar diyor ki DEİK’e gerek yok doğrudan bakanlığa bağladık. Niye bunu yapıyorlar? TÜSİAD, TOBB, TİM, MÜSİAD, Türkiye Müteahhitler Birliği. Ve dediler ki gelirlerinin yüzde 1’ini biz alacağız. Vergi kanunla konur, kanunla kaldırılır. Siz kalktınız, kanun bile çıkarmadın biz alıyoruz dediniz. Hangi gerekçeyle alıyorsunuz?
Yandaş medyaya her türlü imkanı sunuyorlar. Bu şirketlere dediler ki bir kararname çıkardılar. Bu şirketlerin tahsil edemediği alacaklara, dur bir dakika çok basit, çiftçinin alacağı var. Türkiye Cumhuriyeti devleti yandaş işadamlarının tahsilatçısı oldu. Bir devlet, yandaşın tahsilatçısı olur mu? Böyle bir şeyi nasıl yaparsınız? Yatacak yeri yok bu hükümetin… Bu kararname oy birliğiyle iptal edildi. Şimdi merak ediyorum. Siz hangi gerekçeyle yandaşın tahsilatçısı oldunuz. Sizin vicdanınız sızlamıyor mu?
Trakya büyüklüğünde alan hangi gerekçeyle ekilmiyor.
Soru 4: Milli gelirin en az yüzde 1’i oranında çiftçiye destek verilir deniyor kanunda. Siz hangi gerekçeyle çiftçinin hak ettiğini ona vermiyorsunuz. Yasa verebilirsin demiyor, vereceksin diyor. Siz hangi gerekçeyle vermiyorsunuz. Buraya gelip bütçemize oy verin diyorsunuz.
Koskoca devlet saman ithal ediyor. Çekirdeksiz yaş üzüm ne biliyor musunuz? Geçen yıl 5 liraydı bu yıl 2 buçuk lira. Soru 5: Hangi gerekçeyle bu fiyatı indirdiniz? Neyi ucuzlattınız, mazot mu, gübre mi, hangi gerekçeyle indirdiniz, bir açıklaması olması lazım. Narenciye üreticisine sorun, dalda 25 kuruş alıcı bulamıyorlar. Manavda kaç lira, 2-2,5 lira. Aradaki parayı kim alıyor? O şirketin kurucuları arasında sizlerden biri var mı? Bu dümen nasıl oluyor? Ben üreticinin hakkını sormak zorundayım, benim görevim budur zaten.
Eskiden mazotta fiyatta dünya ikincisiydik. Uluslararası enerji ajansının son rakamlarına göre Norveç’i geride bıraktık. Türkiye’de 2 dolar 10 cent. Soru 6: Hangi gerekçeyle mazotu bu kadar pahalı çiftçiye veriyorsunuz? E noolacak canım 2 dolar 70 centi de ödesin. Rafineri çıkış fiyatı kâr dahil 1 lira 70 kuruş. Köylüye 5 liradan veriyorsunuz. Her petrol ofisi istasyonunu vergi dairesine dönüştürdünüz. Maliye Bakanı vergi dairelerini kapatsın, benzin istasyonları peşin alıyor.
Neden bu hale geliyoruz? Ülke ortak akılla yönetilmiyor. Bir örnek vereyim Hollanda’dan, Konya’dan küçük. 2013’te tarım ürünleri ihracatı 105 milyar dolar. Peki biz, 17 milyar dolar. Neyimiz eksik? Su var, gübre var, eksik olan ne? Temiz siyaset, akılla bir ülke yönetildiğinde gelişir. Kaynaklarını hesabı vatandaşı verildiğinde gelişir. Şeker düşmanı bu hükümet, illa şeker pancarı ektirmeyeceğim diyor. Çiftçi de var, ekmek istiyor, şeker elde edecek. Hayır hepsini satacağım. Siz Türk çiftçisinin hakkını mı koruyacaksınız, yabancı sermayenin hakkını mı koruyacaksınız?
Bir sendika memuru satarsa onun adına sarı sendika denir ve siz satıldınız kimse kusura bakmasın.
Ekonomik Sosyal Konsey toplanmıyor. Soru 6: Ekonomik Sosyal Konseyi parlamentonun iradesine rağmen hangi gerekçeyle toplamıyorsunuz, çiftçi, emekli perişanken neden toplamıyorsunuz. Size ülke gerçekleri anlatılacak ve siz onun altında ezileceksiniz diye mi toplamıyorsunuz?
Sayın Başbakan ülkeyi yönetiyor ama kaygılarımız var, üstünüzdeki siyasi vesayetten kurtulacaksınız Sayın Başbakan. Sizin boynunuza davulu astılar, tokmak yukarda. Türkiye’de çift başlı yönetim olmaz. İki tipik örnek vereceğim, birincisi 26 Kasım 2014 Sayın Cumhurbaşaknı açıklama yapıyor. BağKur’lulara kredi vereceğzi. Ben merak ediyorum, SGK Başkanı var mı var, açıklmama yapılacaksa o yapsın , hadi o yapmadı siz yapın. Bu konularda hiç yetkisi olmayan biri yapıyor. Bu ülkeyi kim yönetiyor, kocaman bir soru işareti. Esnafa işçiye bir avantaj açıklanacaksa Başbakan açıklar. Tokmak orda, davul orda olunca ses çıkmıyor. O sizin işinize karışıyor.
Sayın Putin geldi, Erdoğan’la toplantı yaptılar. Doğalgaz indirimini görüştüler, Putin de çıktı açıklama yaptı. Bu konuda enerji bakanının yüzde 6 yetmez diye açıklaması vra. Pazarlığı kim yapıyor, siz hükümet değil misiniz neden müdahale etmiyorsunuz. Eleştirileri sizi karalamak olarak algılamayın, temel mantığı bulunduğunuz koltuğa sahip çıkın. Birisini sizin alanınıza müdahale etmesine izin vermeyin, verirseniz sadece Türkiye’de değil dünyada başbakanlığınız tartışma konusu olur.
Sayın Başbakan’ın 24 Ağustos’ta bir konuşması var. Ahlak bütün inançların ortak paydasıdır, şöyle söylüyor. Kadim şehirlerimizde dikey değil yatay mimariyi geçerli kılacağız diyor. Çok güzel Sayın Başbakan. Siz Başbakansınız, bunu kanıtlayacaksınız, açık net bir örnek vereceğim. Zeytinburnu’nda 16-9 kuleleri Sultanahnmet Camii’ne bir hançer gibi saplanmış. Mahkeme kararı çıkıt, eski başbakan ben tıraşla dedim tıraşlamadı dedi küstü. Buradaki dairede fiyatlar 1-4 milyon arası değişiyor. Kimler aldı daire? Eski Bağcılar Belediye Başkanı, Zeytinburnu Belediyesi İmar Komisyonu Başkanı…..ve sayın bakan Nihat Zeybekçi, onun birden fazla dairesi var. Hiçbir kredi çekmeden şak diye ödemişler. Sormak istediğim şu: Siz hukuku egemen kılacak mısınız, Anayasa’nın 138.maddesine uyacak mısınız? Onu tıraşlarsanız diyeceğim ki işte gerçek başbakan, olmazsa kusura bakmayın Başbakanlığınız tartışma konusu..
Cumhurbaşkanlığı sarayı
Bana sordun cevabımı verdim, Sayın Başbakan siz bu kaçak saray konusunda niye hiç konuşmuyorsunuz? Arınç konuştu. En çok sizin konuşmanız lazım. Neden şubat 2012, üç kurum bir araya geliyor bir protokol hazırlıyor. Başbakanlık binası yapılmak üzere. SORU 8: Sayın Başbakan Başbakanlık binası olarak yapılan bir binayı hangi gerekçeyle siz Cumhurbaşkanlığı’na tahsis ettiniz? Başbakanlık için yapıldı, giderken binayı da götürüyor. Siz demeyecek misiniz ortada protokol var, nasıl oldu da siz gidiyorsunuz? Sayın Başbakan’a Soru 9: Bu kaçak sarayla ilgili bazı rakamlar vereceğim, bana ait değil devletin bir denetim kurumuna Sayıştay’a ait
Makine ile her zeminde yumuşak ve sert zemin kazması: metkekübüne 3 lira 10 kuruş, müteahhide verilen para 30 lira 70 kuruş. Makine ile her zeminde yumuşak ve sert küskülük kazılması: Fark yüzde 80.
Bir soruşturma başlatacak mısınız, tüyü bitmedik yetimin hakkını koruyacak mısınız, şal mı örteceksiniz?
AKP kadroları şeffaflık ve yolsuzluk konusunda töhmet altında bırakılamaz. O zaman gereğini yapın. Başbakanlık gereğini yapma makamıdır. Ama yapmazsanız eleştirmek zorundayız.
Muaviye Şam’da kendisine görkemli bir saray yapıyordu Ebuzer gitti şöyle dedi: Eğer bu sarayı halkın parasıyla yaptırdıysan hırsızlıktır, kendi paranla yaptırdıysan israftır. Sizden sadece Ebuzer’in düşüncelerine tercüman olmanızı istiyorum.
Bu sarayın kaçak ve hukuksuz olduğunu söyedik. Adalet Bakanı kabul etti. Cumhurbaşkanı ne dedi? Güçleri yetiyorsa yıksınlar… Bu ne demek biliyor musunuz, sayın Davutoğlu açıkça size meydan okuyor. Çünkü yargı kararını uygulayacak olan sizsiniz. E sizin gücünüz yeter mi, ben yetmeyeceği kanısındayım. Ve işin bir başka garip tarafı, sarayın maliyeti kaç lira? Maliye Bakanı 1 milyar 370 milyon diye... Bilgi edinme yasasına göre TOKİ’ye yazı yazıyor, mimarlar odası. Zamanından önce açıklanması halinde ülkenin ekonomik çıkarlarına zarar verecek bilgi ve belgeler bu kapsama girmiyor diye yanıt geliyor. Malı götürdüyseniz götürdünüz, hangi gerekçeyle açıklanmıyor. Metrekaresi 8 bin liraya yapılan jakuziler, buhar odalardı var. Benim vicdanım elvermiyor, sizin elveriyorsa itirazım yok. Kendi parasıyla yapsa ses çıkarmayacağım ama bu milletin fakir fukaranın parasıyla yapılıyormuş. E itibarmış. Büyük saraylar hiçbir toplumda itibar kazandırmamıştır. Merkel nerede oturuyor, kendi dairesinde. Almanya’nin itibarı sıfır, öyle mi? İtibar bilgiyle, üretmeyle, sizin üniversitelerin yayınladığı bilgilerle, ahlakla,. Erdemle, adaletle olur. Bunlar yoksa itibar yoktur.
1 buçuk ton altın hikayesi..1 Ocak 2013 Gana’dan bir uçak kalkıyor, içinde doğal taş var deniyor. Kime getirdiniz bunu? Adres veriliyor: Güzelyurt Mahallesi…..Beylikdüzü İstanbul. Açın bu taşları görelim. İçinde bir buçuk ton altın çıkıyor. Şimdi arkadaşlar, siz kaçak tv getirseniz tv’ye el koyarlar, bisiklet getirseniz el koyarlar. Bilye getirseniz el koyarlar. 1 buçuk ton altına hangi gerekçeyle el konmadı. El konulan mallar nerede satılıyor. TASİŞ’te Ulus’ta, elbise de var, tv de var. Kaçak geliyorsa el konur. 1 buçuk ton kaçak altın geliyoır, el konulmuyor. Müfettiş raporunu da okuyayım
Sayın Başkan önemli bir konuya değiniyorum. Teşekkür ederim.
Riza Sarraf devreye giriyor; rüşvet ver kurtar, gümrük dediğin nedir ki..Adam ben memuriyetimi yakmak diyor. Sonra onu ödüllendirerek başka yere gönderildi. Mala el koymadınız,. Gümrük müfettişlerinin raporları var, uçağı gerisin geriye gönderdiniz. Altınla geri gönderdiniz. Birinci soru kaçak mala niye el koymadınız? İkinci soru şu, altınlar geri giderken 292 kilo altın yok. Bir diğer soru şu, 292 kilo altını kim yürüttü? Kim götürdü? Bugüne kadar Rıza Sarraf altınlarım gitti demiyor ama hakkında bir yazı çıksa doğru tekzip gönderiyor. Hangi gerekçeyle 292 kilo altın geri gönderildi, kim aldı? Siz ilgili kurumları harekete geçirin, bunun yanıtını parlamentoda bekliyorum.
Dış politikaya eleştiri
Sayın Başbakan dış politikanın mimarlarından birisidir. (Resim gösteriyor). Suriyeli kız, gidiyor İstanbul’da egsoz dumanında ısınmaya çalışıyor, Türkiye’ye getirdikleri manzara bu. 1 buçuk milyon Suriyeliyi Türkiye’ye getirdiniz. Siz bu hükümeti şımartıyorsunuz, yolsuzluğa, yasadışı işlemlerine ses çıkarmıyorsunuz. Ben bunlara soruyorum, niye alınıyorsunu? Siz yasama ile yürütmeyi karıştırıyorsunuz. Bunlar yürütme organı, neleri yürüttüklerini öğreneceğiz. Size hesap sormuyoruz ki, varsa bir yanlışımız çıkar anlatırlar. Tüyü bitmedik yetimin hakkını yiyen insanların sorumluluğunu niye üstleniyorsunuz siz?
Suriye’de kan akıyor. Birisi saldırıyor, öbürü de allah allah diye saldırıyor. Bu tabloyu kim hazırladı, yazık günah değil mi ölen insanlara? Gidin bakın bakalım., o kadınlara genç kızlara neler yapılıyor. Hadi bize inanmıyorsunuz, BM raporlarını da mı okumuyorsunuz? Elbette misafirlerimiz ama değerli arkadaşlar bu dış politikanın faturası bizim arkadaşlarımıza çıkıyor, neden bu politikayı övüyorsunuz. Hani iki ayı kalmıştı?
Kahire’de, Şam’da, Tel Aviv’de büyükelçiliğimiz yok ama Fransa, ABD gidip Şam’da görüşebiliyor. Mısır sizin büyükelçini istemiyoruz dedi. Darbeye karşıyız, elbette karşıyız. Gidip orada darbe mi yapacağız. Darbenin yakışmadığını, karşı olduğun söylersin ama bir halkı toptan düşman ilan edemezsin. Gidin Mısır’da taksiye binin Türk olduğunuzu söyleyin. Türkiye ilk kez böyle bir tabloyla karşı karşıya..
Asla karamsar olmayın Türkiye büyük ve güçlü bir ülkedir, her sorunu aşar bu hükümete rağmen..