Enerji işkolunda 2015 yılında en az 47 işçi yaşamını yitirdi. 22'sine elektrik çarptı, 7’si trafik kazası, 5’i düşme, 4'ü ezilme, 3’ü boğulma ve 2'şer iş cinayeti ise göçük, patlama ve silahla vurulma ile öldü.
Enerji işkolunda 2015 yılında en az 47 işçi yaşamını yitirdi. 22'sine elektrik çarptı, 7’si trafik kazası, 5’i düşme, 4'ü ezilme, 3’ü boğulma ve 2'şer iş cinayeti ise göçük, patlama ve silahla vurulma ile öldü.
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi verilerine göre enerji işkolunda 2015 yılında en az 47 işçi yaşamını yitirdi.
Elektrik dağıtım şirketlerinde yoğunlaşan iş cinayetlerinin en fazla öne çıkan gerekçesi elektrik çarpması. 2015 yılında en az 22 enerji işçisi elektrik çarpması sonucu hayatını kaybetti.
İş cinayetlerinin diğer nedenleri ise; 7’si trafik kazası, 5’i düşme, 4'ü ezilme, 3’ü boğulma ve 2'şer iş cinayeti ise göçük, patlama ve silahla vurulma.
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi'ne göre 2015 yılında en az 1730 işçi hayatını kaybetmişti.
DİSK’e bağlı Enerji Sen yaptığı açıklamada, elektrik dağıtım şirketlerinin özelleştirilmesinin ardından hayata geçirilen “az işçi-çok iş” yaklaşımı nedeniyle özellikle arıza-onarım-bakım servisinde çalışan enerji işçilerinin inanılmaz bir iş yükünün altına sokulduğu belirtildi.
Enerji Sen, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu yürürlüğe girdiğinden beri diğer iş kollarında olduğu gibi enerji işkolunda da iş kazalarında ve iş cinayetlerinde herhangi bir azalma görülmediğini belirterek şöyle dedi:
“İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda getirilen yükümlülüklerin uygulanması esas olarak ücretini patronlardan alan “denetim firmalarına” (OSGB’lere) bırakılmaktadır.
“Kamusal bir görev olan “Denetim” piyasa koşullarına terk edilerek, patronla diğer bir patron kuruluşu olan “denetim firması” (OSGB) arasındaki ilişkiye indirgenerek, tüm “alındı” denilen önlemler kâğıt üstünde bırakılarak, laf kalabalığına dönüştürülmektedir.
'İşyerlerindeki İş Sağlığı ve Güvenliği Kurulları işçilerin iradesini yansıtacak şekilde yeniden düzenlenmeli, kurulda işçi temsiliyeti kurul tam sayısının en az yarısına eşit hale getirilmelidir. İSG Kurulları işçilere açık yapılmalı ve kararlar tüm işçilere duyurulmalıdır.”
iş cinayetlerine son artık diyerek son bulmuyor.. kapitalizmin akıttığı kana engel olmanın zamanı geldi de geçiyor. Emekçiler her zamankinden daha çok birlik içinde olmalıdır. Sermaye sahipleri paralarına para katarken, işcinin canının kıymeti mi olur? Ama çoğunluk biz emekçileriz, her emekçi hakkını aramak için, adaletsizliği, sömürüyü duldurmak için birlik olsa ve mücadele etse bu patronları, ağaları, sultanları.. kısa zamanda alaşağı ederiz. Ne millet ne din, tek sınıf, kimlik işci sınıfı olmalıdır.