“Merhaba” dedi Küçük Prens.
“Merhaba” dedi demiryolu makasçısı.
“Burada ne yapıyorsun?” diye sordu Küçük Prens.
“Yolcuları biner biner ayırıyorum.” dedi makasçı.
“Onları taşıyan trenleri bazen sağa bazen sola yönlendiriyorum.”
Tam o sırada, gök gürültüsü gibi gürleyerek geçen ışıl ışıl bir ekspres, makasçı kulübesini sarstı.
“Pek telaşlılar.” dedi Küçük Prens. “Neyin peşindeler?”
“O trenin makinisti bile bilmez bunu.” dedi makasçı.
Işıl ışıl ikinci bir ekspres, bu kez ters yöne doğru geçti gürleyerek.
“Hemencecik dönüyorlar mı?” diye sordu Küçük Prens.
“Bunlar o gidenler değil, karşıdan gelen tren bu.” dedi makasçı.
“Kimse olduğu yerden memnun değil mi, yani?”
“Kimse bulunduğu yerden memnun olmaz ki.” dedi makasçı.
O sırada ışıl ışıl gelen üçüncü bir ekspres sarstı ortalığı.
“İlk trendeki yolcuların mı peşindeler?” diye sordu Küçük Prens.
“Hiçbir şeyin peşinde değiller.” dedi makasçı. “Ya uyuyor ya da esniyorlardır şimdi. Yalnızca çocuklar, burunlarını cama yapıştırmış dışarıya bakıyorlardır.”
“Yalnızca çocuklar ne aradıklarını biliyorlar.” dedi Küçük Prens...
Konservatuvardayım, “Tiyatro nedir?” diye sordum ben, “İnsanı insana insanla insanca...” diye zırvaladı bir hocam. Tatmin olmadım, başka birine yeniden sordum. “Ayna” dedi biri, “Gerçek” dedi, “Mucize” dedi biri, “Hayatın ta kendisi!”. Yeniden sordum başkalarına “San ’at” dedi biri, “Din” dedi, “Aşk” dedi, alıntıladı hemen biri çıkıp “Dünya bir oyun sahnesi...” dur dedim, durun!
Bu, genç bir “tiyatrocu” tarafından yazılmış, Dünya Tiyatro Günü bildirisi. O genç adam diyor ki size; tiyatrocular tiyatronun ne olduğuna karar verene kadar gitmeyin tiyatroya!
Ne istediğimizi sadece çocukken bilebildiğimiz bir çağda, çocuklarınıza iki kalas arasına gerilmiş bir bez önünde “saçmalayan” tiyatrocuları boykot edin, gitmeyin tiyatroya. Bir çocuğu tiyatroyla eğitmek yerine tiyatrodan soğutan, büyüdüğünde de tiyatroya gitmediği için onu, yani eğitemediği kendi toplumunu suçlayan tiyatrocuların tiyatrolarına gitmeyin!
Kendini toplumundan soyutlayan, ulaşılmaz kılmaya çalışan, muhalif olmak adına, cahilce, bilinçsizce propagandist tavırlar ve oyunlarla trenleri sağa ve sola ayıran makasçıları boykot edin!
Wolfgang Amadeus Mozart ilk bestesini beş yaşında yaparken yahut Orhan Veli Kanık otuz altı senelik ömrüne bir akım sığdırabilirken, eleştirdikleri politikacılardan farksız davranan, koltuk sevdalısı, geri kafalı tiyatrocuların her genç fikre, her genç beyine karşı gelmesini, kibirli tutumlarını, “ben bilirimci” hallerini görmezden gelmeyin! Çocukların fikirlerini “çocukça” bularak geçiştiren, kaygılı tiyatrocuların, çocuklar için döktükleri gözyaşlarına kanmayın!
Memleketi ve toplumunu geliştirmek için birleşmeyen, daima yabancı ile övünen, bildiğini paylaşmayan, muntazaman birbirlerinin kuyusunu kazan tiyatroculara itibar etmeyin!
“Halk bunu istiyor.” yaftasıyla sizleri değersizleştiren, tiyatro salonlarını kına gecesi etkinliklerine, pilav günlerine kiralayan, karaktersiz salonların önlerinde eylem yapın!
“Tiyatrolar kapatılmasın” eyleminde, tiyatroya destek vermek için gelmiş seyirci, bir gazeteye röportaj verirken “Siz çekilin lütfen, basın bizim için burada!” diyerek, nutuk çeken, sizleri küstüren, öteleyen gösterişçi tiyatrocuları, saf kan olanlardan ayırt edin!
Eğer sizler bilinçlenip, gerekli duyarlılık ile tiyatroya yaklaşırsanız, tiyatrocuların yapamadığını yapabilirsiniz. Sizler isterseniz eğer kapanmaz tiyatro salonları, sizler isterseniz artar oyun kalitesi, sizler isterseniz elenir zayıf halkalar. Sizler ilgi gösterirseniz daha çok mesai yaparlar, sizler isterseniz memleketimizin tiyatrosu kimliğini bulur, yerli oyunlar yazılır, yerli oyun yazarları teşvik olur, sizler isterseniz, tiyatrocuların çabası size yetişmek olur, sizler isterseniz herkes bulunduğu yerden memnun olur!
Ne zaman ki seyirci tiyatroyu bir eğlence olarak görmez, ondan öğrenebileceği ve ona öğretebileceği bir şeyi olduğunu fark eder, gelişmek ister, gelişmek için eleştirir, fikir verir. Kendi yaş gününü kendisinin kutlamasına müsaade etmez de onun yanında olur, ona destek olur, işte o zaman Dünya Tiyatro Günü kutlu olur.
Şimdilik Dünya Tiyatro Günü tiyatrocuların beylik laflar ettikleri öylesine bir gün olarak, bir köşede dursun.
Serhan Alben