Göç Vakfı’nın 2013 yılını kapsayan Çocuk Hak İhlalleri Raporu’nda Türkiye’de çocukların maruz kaldığı çok sayıdaki hak ihlaline dikkat çekiliyor. Yasaların çocuk haklarıyla uyumlu hale getirilmesinden önleyici ve koruyucu tedbirlere kadar birçok öneri gündeme getiriliyor.
Raporda dile getirilen hak ihlallerine ve bunlara bağlı saptamaların bazıları şöyle:
- Ulaşılabilen verilere göre, 2013'te yaşam hakkı ihlal edilen 2013’te 343 çocuk hayatını kaybetti. Yaralanmalarla birlikte toplam yaşam hakkı ihlali sayısı 1172.
“Kamu otoritesi çocuk ölümlerine yol açan olayların analizlerini yapmak ve önleyici tedbirler almak, ailelere çocukların korunması konusunda gerekli eğitimleri vermek gibi sorumluluklarını yok sayıp ‘çocukların yaşam hakkını korumak her koşulda devletlerin sorumluluğu altındadır’ ilkesini çiğniyor.
Çocuğun korunması hakkı çerçevesinde 89 ayrı olayda yaşanan hak ihlallerinde devletin ihmali olduğu, yaşanan beş olayda da devletin fiili ihlali olduğu görüldü.
- Erken zorla evlilik başlığı altında devletin ihmalinden kaynaklı 12 olay yaşandı, bu olaylardan 13 çocuk etkilendi.
“Özellikle kız çocukların zorla çocuk yaşta evlendirilmesi sorunu ile ilgili kadın örgütlerinin yıllardır yaptıkları önerilere rağmen etkili önleyici mekanizma kurulmamakta, aksine ‘aile rızası’ ve ‘dini nikah’ yöntemleri ile çocuk evliliklerinin yapılmasına göz yumuluyor.”
- Çocukların cinsel istismarı ve cinsel sömürüye alet edilmeleriyle ilgili 44 olay yaşandı, bu olaylardan 83 çocuk etkilendi.
“Çocukların cinsel istismarı vakalarında failleri cezalandırmayı engelleyen ‘rızası ile‘ veya ‘çocuğun ruh sağlının bozulma’ şartlarına bakılmasına son verilmelidir.”
- Çocuğa yönelik şiddet vakalarında devlet hem ihlalci hem ihmalkar; 12 olayda 21 çocuk şiddete uğradı.
“Türkiye’de çocuklara yönelik şiddet e ilişkin toplumsal algıyı değiştirmeden sorunun gerçek boyutlarını görmek imkansızdır. Vaka analizleri yaygın ve olağan sayılan psikolojik ve fiziksel şiddete işaret ediyor.”
- İhmal istismar, başlığı altında devletin ihmalinden kaynaklı yaşanan 20 ayrı olaydan 32 çocuk etkilendi.
Bu çerçevede hak ihlalleri çoğunlukla çocuğun kendini ilgilendiren konularda içinde yer aldığı toplantı ve gösterilere müdahalelerde belirginleşti.
Raporlama döneminde meydana gelen 23 olayda 24 çocuk tutuklandı, 68 çocuk gözaltına alındı ve mahkemeler beş çocuk için çeşitli hapis cezalarına hükmetti.
- Çocukların kişisel gelişimi için yükümlülüklerini yerine getirmeyen devlet kurumları ve yetkililer kanunlarla sorun yaşayan çocukları cezalandırma yaklaşımına son vermeli. Çocuklar bakımından tutuklama son seçenek olmalı.
Mersin’de yaşanan ve Mersin Emniyet Müdürlüğü tarafından hazırlanarak Mersin Çocuk Ağır Ceza Başkanlığı’na gönderilen bir raporda bir çocuk için “Bu çocuk esmer vatandaşlardan” betimlemesi yapıldı.
Raporda Silahlı Çatışma Ortamında Çocukların Korunması başlığı altında 22 çocuğun etkilendiği yedi ayrı olayda devletin fiili ihlali tespit edildiği belirtildi.
Rapordaki ihlal verileri internet üzerinden yerel medya ve yaygın medya sitelerinin taraması ile elde edilen bulgulardır.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasa ve yasaları Çocuk Hakları Sözleşmesiyle uyumlu hale getirmelidir.
Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin bireysel başvuru hakkı ile ilgili ek protokolü onaylanmalıdır.
Çocuğa yönelik şiddet ve çocuk intiharlarına ilişkin önleyici mekanizmalar oluşturulmalıdır.
TÜİK istatistiklerinde çocuklar görünür kılınmalıdır. İstatistikler 0–18 yaş grubuna ilişkin verilerin net olarak görülebileceği yöntemler ve yaş aralıkları bazında toplanmalıdır.
Medeni Kanun’un 124 maddesi değiştirilmeli ve aile rızası ile 18 yaş altındaki çocukların evlendirilebilmesi yasaklanmalıdır. Din adamlarının 18 yaş altındaki çocukların dini nikahlarını kıymalarına cezai müeyyide getirilmelidir.
Engelli çocukların eğitim, sağlık ve sosyal süreçlerden en yüksek düzeyde yararlanabilmesinin önünü açacak düzenlemelerin ilgili sivil toplum örgütleriyle işbirliği yapılarak gerçekleştirilmesi gerekmektedir.
Çocukların yaşamlarını sürdürdükleri veya bulunduğu tüm kapalı kurumlar bağımsız sivil izlemeye açılmalıdır.
Devletin Çocuk Hakları Sözleşmesi’ndeki çekinceleri kaldırması, anadilde eğitim başta olmak üzere, çocukların toplumsal süreçlere katılımlarının önündeki engellerin kaldırılması için gerekli düzenlemeleri yapması gerekmektedir.
Özellikle snır bölgeleri dışında kalan alanlardaki kara mayınları temizlenmeli; temizleme sürecinde gerekli işaretlemeler ve mayın risk eğitimleri yapılmalıdır. İşaretleme ve eğitimler risk gruplarının anadillerinde yapılmalıdır.
Rapor Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları sözleşmesi'nde güvence altına alınan ve tüm çocukların hiçbir ayrımcılığa uğramadan yararlanması gereken haklar üzerinden hazırlandı, sözleşmeye uygun olarak 0–18 yaş arası bireyler çocuk olarak kabul edildi.
İhlal verileri internet üzerinden yerel medya ve bianet'in de aralarında bulunduğu yaygın medya sitelerinin taraması ile elde edildi. (YY)
Bianet