HBO'nun en başarılı dizilerinden biri olan Game of Thrones'un bir fenomen olduğunu bilmeyen yoktur. İşte bu 20 bölüm Game of Thrones'un 2010lu yılların neden en iyi dizisi olduğunu kanıtlıyor...
Dikkat: Bu içerik bol miktarda spoiler içerir.
HBO'nun en başarılı dizilerinden biri olan Game of Thrones'un bir fenomen olduğunu bilmeyen yoktur. İşte bu 20 bölüm Game of Thrones'un 2010lu yılların neden en iyi dizisi olduğunu kanıtlıyor...
Dikkat: Bu içerik bol miktarda spoiler içerir.
Son 2 sezonda kritik ilişkileri olan Jon Snow ve Daenerys Targaryen'in buluşmaları önemli bir andı. Bütün olarak bakıldığında ilişkileri biraz aceleye getirilmiş hissettirmesine rağmen bu sahne bize soluklanmak ve bu ikilinin karışık ilişkisini anlamak için zaman verdi.
Bu bölüm ayrıca Cersei'nin hem Ellaria Sand hem de Olenna Tyrell'den intikam aldığı üzücü ama oldukça kuvvetli sahneler bulunduruyordu. Bunlar dışında ayrıca Sansa ve Bran'ın tuhaf ve duygusal bir araya gelme sahnesi de vardı.
Dizinin ilk bölüm denemesi o kadar kötüydü ki bu bölüm henüz gün yüzü görmeden bölümün yazarları David Benioff ve D. B. Weiss tekrar çalışmalara başlamış, bazı rollerde oyuncu değişikliği yapan ikili sonunda bu bölümü üretmişti.
Bu bölümü önemli yapan özelliklerden biri ise bütün Stark ailesini bir arada ve evlerinde gördüğümüz tek bölüm olması. Biz izleyicileri Stark ailesine bağlamayı sağlayan bu bölüm, 8 sezon boyunca tekrar bir araya gelmelerini istememizi sağladı.
Ayrıca dizinin en büyük beklemedik olaylarından biri olan Jon Snow'un aslında Ned Stark'ın kız kardeşi Lyanna ve Daenerys'in erkek kardeşi Rhaegar'ın oğlu olduğu hakkında ilk ipuçlarını da barındırıyor. Ak gezenlerin de ilk defa görüldüğü bu bölüm bir de geleceğin Westeros kralının pencereden aşağı ittirilmesini de bulunduruyor.
Dizi süresince George R. R. Martin'in yazdığı pek fazla bölüm bulunmuyordu ancak yazdığı zaman her şey daha heyecan verici oluyordu. Bu bölümde Ramsay'in Theon'un cinsel organını kestiği izlemesi oldukça rahatsız edici sahne bulunmasa, bölüm daha yüksek bir sırada olabilirdi. Bunun dışında bu bölüm oldukça başarılı sahnelerle dolu. Özellikle Jaime'nin kendi özgürlüğünü ve canını riske atarak Brienne'i Locke ve ayısından kurtarması gibi.
Dizinin bu kısımlarında birçok olay gerçekleşse ve hikayenin gidişi pek dengeli olmasa da bu bölüm iyi bir iş çıkardı. King's Landing'deki politik entrikalar ve Varys karakteri için önemli sahneler bulunduran bu bölüm Jaime'nin Riverlands'te Locke ve adamları tarafından işkenceye uğramasını da anlatıyor. Ancak en dramatik ve üzücü anlardan biri Crater's Keep'te Jeor Mormont'un ölümü sırasında çıkan isyandı. Bu olayların üstüne bir de Daenerys'in ikonik 'Dracarys!' anı bulunuyor.
Bu bölümün önemli olayı ise Tyrion'un Joffrey'nin cinayeti için yargılanmasıydı. Gergin ve beklenmedik olaylarla dolu bu bölümün doruk noktası, Tyrion'un King's Landing'teki insanlar hakkında gerçekten ne düşündüğü hakkında yaptığı etkileyici konuşmasıydı.
Stark ailesinden herhangi birinin bir araya gelmesini uzun zamandır bekleyen biz izleyiciler için Jon Snow ve Sansa Stark'ın yeniden bir araya gelme sahnesi dizideki en unutulmaz sahnelerden biriydi. Bölümdeki bir başka önemli sahne ise Daenerys'in Khalları ateş ile tamamen yok ederek Dothraki halkını etkilemesiydi, o kadar çok etkilendiler ki Daenerys'e bağlılıkları üzerine yemin etmişlerdi.
Khal Drogo'nun Viserys'in kafasına eritilmiş altın dökmesi gibi ürkütücü ve beklenmedik bir sahne dışında bir de Tyrion'un Bronn ile ilişkisinin doğuşunu, Robert'ın av seyahatine çıkmasını ve Ned'in, Cersei'nin çocuklarının aslında kendi kocasından değil Jaime'den oluşunu fark etmesini görüyoruz.
Bu bölümde önemli bir sahne olan Daenerys'in Khal Drogo'nun cesetinin yakıldığı odun yığınına girmesi ve yarasız beresiz bir şekilde 3 yavru ejderha ile çıkması dışında, bölümün asıl güçlü ve duygusal sahnelerinden biri, önceki bölümün sonunda ölen Ned Stark'ın ölümünün bıraktığı sessiz ve buruk his.
Savaş sahneleriyle bilinen Game of Thrones'un bu bölümü, tamamen tek bir yerde geçen ilk bölüm. Savaşın gelişmesine gergin ve heyecanlı bir şekilde tanıklık ederken bir de Tyrion, Cersei ve Sansa gibi önemli karakterin duygularını, bunun dışında ayrıca kendilerini ve sevdiklerini korumak için neler yapabileceklerini inceliyoruz.
Castle Black'te geçen bu bölümde, bir tarafta Jon Snow ve Night's Watch'un diğer tarafta ise Mance Rayder'ın Wildling ordusu ve Ygritte'in savaşını görüyoruz. Tıpkı 'Blackwater' bölümünde olduğu gibi bazı karakterlerin önemli anlarına tanıklık ediyoruz. Bölümün önemli anlarından biri ise Jon Snow ve Ygritte ikilisinin savaşın orasında buluşması. Adeta bir yumruk gibi çarpan Ygritte'in Jon Snow'un kollarında ölmesi ise bölümün en duygusal anı.
Diğer sezonlara nazaran hızlı olan bu sezonun son bölümü, uzunluğu sayesinde yavaş bir tempo yakalamaya yardımcı oldu. Dragonpit'teki buluşma sayesinde birçok karakter yeniden bir araya geldi ve ilk defa etkileşim kurdu. Duvar'ın yıkılmasını da atlamamak gerek.
8. sezon dizinin en kötü sezonlarından biri olsa da bize en iyi bölümlerinden birini sundu. Geçmişleriyle ve kendi içlerindeki yolculuklarıyla hesaplaşan bu karakterler, Night King'e karşı savaştan bir önceki gecede Winterfell'de toplandı. Dahice yazılmış dialogları barındıran bu bölümün asıl önemli noktası, Jaime Lannister'ın Tarthlı Brienne'e şövalyelik vermesi.
Joffrey'in ölümü dışında diğer iyi şey ise uzun düğün sahnesinin entrika ve gerginlikle dolu konuşmalara ve bakışmalar ile dolu olması. Margaery ve Olenna Tyrell'in etraflarındaki insanları ve olayları manipüle etmesi de önemli sayılabilir.
Bu bölümdeki savaş, ya da katliam, yönetmen Sapochnik'in neden Game of Thrones'un en iyi yönetmenlerinden biri olduğunu kanıtlıyor. Dikkatice düzenlenen ve çekilen bu bölüm, aynı anda hem heyecan verici hem de korkutucu bir bölüm izlememize olanak sağlıyor. Final sahnesinde Jon Snow'un ve Night King'in birbirlerine gözlerine dikip bakmaları da aynı anda ürpertici ve hem de önemli. Bu bölümdeki olaylar Jon Snow'un dizinin geri kalanında tamamen değişmesini sağlıyor.
Üzücü ve unutulmaz sahnelerle dolu bu dizide, en üzücü sahnelerden biri Hodor'un ölümü idi. Dizinin fanlarının yıllarda çözmeye çalıştığı Hodor'un ismindeki gizem sonunda bir yumruk gibi ortaya çıkıyor. Bu bölümdeki bir başka önemli sahne ise Sansa'nın Littlefinger ile yüzleşmesi.
Dizinin en iyi sahnelerinden biri olan Jaime ve Brienne'in banyo sahnesi, izleyicinin Jaime'i daha da iyi tanımasına ve Ned Stark'a katılmasına olanak sağlıyor. Mad King'i neden öldürdüğünü açıklayan Jaime, onurunu kendi isteğiyle King's Landing'te yaşayanların canları için feda etmesi de bölümün beklemedik anlarından biriydi.
Kendini izlettiren bu bölüm boyunca yavaş bir şekilde artan huzursuzluk hissediliyor. Bu huzursuzluk hissi Catelyn Stark'ın Lord Bolton'un ihanetini fark ettiğinde kırılma noktasına ulaşıyor.
Dizi boyunca şok edici olaylarla ve ölümlere tanıklık etsek de hiçbiri Ned Stark'ın ölümü kadar etkileyici olmamıştır. Bir şekilde kurtulacağını düşünerek izlediğimiz bu bölümde, Ned Stark'ın nasıl kahraman olduğuna şahit oluyoruz.
Jon Snow'un bakış açısından takip ettiğimiz bu bölüm, dizi boyunca görsel olarak büyüleyici çekimler izlememize olanak sağlıyor. Asıl önemli sahne ise Jon Snow'un kendi adamları tarafından ezilmesi. Jon'un karakteri açısından oldukça önemli olan bu sahne dışında bir de Daenerys'in Meereen'deki savaşına tanıklık ediyoruz.
Dizinin en iyi bölümü insandan insana değişse de bu bölümün açılış sahnesi bile en iyi olmasına yeter. Yangın sahnesine kadar artan gerginlik hem ürpertici hem de büyüleyici. Bu unutulmaz açılışın dışında bölümün ilerleyen sahnelerinde Arya Walder Frey'i öldürüyor, Daenerys Essos'tan gidiyor ve en önemlisi Jon Snow Lyanna Stark'ın oğlu çıkıyor. Harika bir şekilde ele alınan bu bölümü izlemek unutulmaz bir deneyim.
Giriş: 10/10 Gelişme: 10/10 Sonuç:1/10 bir diziydi yazık ettiler
efsane bitmedi. efsaneyi sikti attılar resmen. 10 yıllık emek saçma sapan bitirildi.
bence en ama en önemli sahne diziyi ilk bölümden beri gizli domine eden entrikalar ve komplolarla resmen diziyi şekillendiren adam littlefinger ın sansa ve bran tarafından yargılanıp arya tarafından öldürülmesi.