2002 yılının televizyon, müzik ve edebiyat dünyası açısından nasıl geçtiğini merak ettik ve 2002 yılına ait dizi, film, albüm ve kitapları sizler için derledik. Aralarında izlemedikleriniz, dinlemedikleriniz ya da okumadıklarınız varsa bir an önce harekete geçmelisiniz.
Keyifli okumalar!
Film ve dizi konuları beyazperde.com sitesinden alınmıştır.
Piyanist, İkinci Dünya Savaşı sırasında yaşanan gerçek bir dramı konu alır. Polonyalı ünlü piyanist Wladyslaw Szpilman’ın anılarını anlattığı aynı isimli kitaptan sinemaya uyarlanan film, Nazi işgali altındaki Polonya’da yaşamanın imkansızlaştırıldığı bir dönemde, bir şekilde esir kampına gitmekten kurtulan ünlü piyanistin Varşova’nın kenar mahallelerindeki hayatta kalma mücadelesine odaklanır. Varoşlarda tam anlamıyla sefil bir hayat süren müzisyen, diğer halkla birlikte, kıtlığa ve aşağılanmalara maruz kalsa da kahramanca mücadele edecektir. Günü gelip oradan kaçma şansı bulduğundaysa başkentin harabelerine sığınacak, beklemediği bir anda gelen bir yardımla umudunu yeniden kazanacaktır.
Tanrıkent, şiddet dolu arka sokaklarda yaşayan iki arkadaşın hikayesini anlatıyor. Filmde kendilerine farklı yollar seçen çocukların gözünden Tanrıkent’in yok edici gelişimine tanıklık ederiz. Tanrıkent 2002’nin olay filmlerinden biri. Rio De Janerio’nun suç dolu gecekondu mahallelerinden geçen, izleyiciyi altüst eden bir film.
Yüzüklerin Efendisi: İki Kule'de, Yüzük Kardeşliği üyelerinin her birinin, kardeşlik bozulduktan sonra başlarına gelenler anlatılıyor. Kahramanlarımız, gruplar halinde Orta Dünya’nın en tehlikeli yerlerinde maceralar yaşayacaklar, yeni kavimler ve çoktan unutulmuş medeniyetlerle tanışacaklar.
Frodo ve Sam, yanlarında zorunlu iş birliği yapacakları eski bir dost(!) olduğu halde Tek Yüzük’ü düşmanın tam kalbine götürmeye çalışırken, diğer hobbitler Urukhai’nin elinden kurtulabilecek mi? Karanlık tarafa geçmiş olan Saruman’ın yaptıkları yanına mı kalacak? Gandalf olmadan kahramanlarımızın başarılı olma şansı ne? Büyük karanlığın gelişi ve Yüzük Savaşı’na dek olanların anlatılacağı İki Kule, kuşkusuz üçlemenin en heyecanlı bölümlerinden birini oluşturuyor.
Çanakkale'nin Yenice kasabasını kendisine mekan olarak seçen yönetmen, Uzak filmi için karlar altında bir İstanbul'u tercih etmiş. Film, ideallerinden uzaklaşmaya başladıkça yaşamının anlamını yitiren ve uzaklara gitmeyi düşleyen bir adamla, hayallerini gerçekleştirmek için İstanbula gelen bir gencin hikayesini anlatıyor. Nuri Bilge Ceylan, filmin senaryosunu ve yönetimini üstlendiği gibi, görüntü yönetmenliğini de kendisi yapmış.
Üvey babasının hiddetinden kaçarak İstanbul’a gelen Cemil'in ve namus meselesi yüzünden aranırken oğlunu bulabilmek için İstanbul’a gelen annesi Münevver'in hikayesini aktaran filmde, Cemil'in de dahil olduğu sokaklarda yaşayan bir grup evsiz çocuğun ve piyango satıcısı bir kızın dünyası aktarılıyor.
Amerika'nın Baltimore şehrinde geçen dizi; her sezon başka bir sorunu odağına alarak, birebir yaşanan olaylardan esinlenerek suçluların dünyasına farklı bir yerden bakıyor.
Wire'ın yapım ve yazarlığını eski bir polis muhabiri olan David Simon'ın yapması ise dizinin zaman zaman belgesel tadında olmasını sağlıyor. 5 sezon ekranda kalan dizi 60. bölümüyle 2008'de final yapmıştır.
Seymen ve Bahar, Amerika'da tanıştıklarında gözleri birbirlerine kitlendiğinde, yaşayacakları bu aşkın onları bu denli hırpalayabileceğinden habersizlerdi. Bahar sanat eğitimi için geldiği Amerika'da tanıştığı Seymen'in peşine takılıp, Kapadokya'ya gidecek kadar gözü kara bir kızdı. Kısa sürede tanışıp evlendiler ama, Bahar gibi özgür ruhlu birini, Seymen gibi sahiplenen bir adamla bir konağa koyunca aşk bazen yara alır.
Fırıncı Nusret Baba, eşi Ayhan Hanım ve birbirinden sevimli kızları ile sıcak bir aile portresi çizen Ekmek Teknesi, orta sınıf, kendi halinde bir mahallenin yaşamını, sevinçlerini ve hüzünlerini, hayata tutunma çabalarını ve aşklarını anlatıyor.
Heredot Cevdet’i nalbur Ruhi’si, berberi, kirlisi, Cengiz’i ile İstanbul’un en cümbüşlü mahallelerinden birini kendisine mekan edinen dizi, birbirinden naif öyküleri mizah ile harmanlıyor.
2002 yılında yayın hayatına başlayan dizi 2004 yılında final yapmıştır. Yönetmenliğini Gregory Nava üstlenmiştir.
Dizi, diziye adını da veren Adrian Monk isimli eski bir dedektifin hayatına odaklanıyor. Karsının otoparkta bir bombayla öldürülmesinin ardından, obsesif kompulsif bozukluk hastalığına yakalanan Monk, bazı farklı özellikleri sebebiyle yeniden San Francisco Polis Departmanı için çalışmaya başlar.
Başlar başlamasına da, Monk bir sürü takıntısı ve fobisi olan, bunun yanısıra fotografik hafızası ve ipuçlarını birleştirme yeteneğine sahip bir adamdır. Yani bir taraftan sizi deli edebilecekken, diğer taraftan günlerdir gözünüzün önünde olup da görmediğiniz bir ayrıntıyı tek hamlede bulabilir.
2000'li yılları en iyi hatırlatan eserler, Athena'nın ska albümleri...
Güzel içerik aynı şekilde diger yıllar için de yapılabilir