Arkadaşlar gelin kabul edelim, hepimiz yaşlanıyoruz hatta başladık bile! 2000'li yılların başını hatırlayanlar, birazdan ne demek istediğimi çok iyi anlayacaklar. O dönem sanki dostumuz, yarenimiz gibi sahiplendiğimiz bazı şeyler vardı, bildiniz mi? Bilemediyseniz şimdi size bazılarını hatırlatıp üzülmenize sebep olacağım. Buyrun nostalji turumuza...
Hatta okumakla kalmayıp orada itiraflarda bulunmak diyelim de tam olsun. Bu sayede birbirine nispet yapan çiftler mi istersiniz, laf sokanlar mı dersiniz hepsi oradaydı. Daha da ileri gidip, itiraf.com sayesinde evlenenleri bile biliyoruz.
Bu telefonun alametifarikası elbette yılan oyunuydu o yıllar. Ancak bunca yıldan sonra görüyoruz ki, kendisi aynı zamanda taş gibi bir telefonmuş da. Hey gidi 3310, az kahrımızı çekmedin.
O zamanlar hatırlarsanız müzik ve medya market mağazalarında internet, paket ile satılıyordu. Şu an gerçekten 'Bu kadar çeşite ne gerek vardı?' diye düşünebilirsiniz zira ben de çözemiyorum ama Banu Alkan'ın oynadığı bu kokreçli Ixir reklamını unutmanız mümkün değil.
Genellikle kumandanın yanlış tuşa basılmasıyla televizyonda açılan bu sayfa, bize göre NASA'ya giriş kadar önemliydi. Yayınlanacak programlardan milli piyango çekilişine kadar bütün bilgilere tek bir tuş ile sahip olabiliyorduk. Kendisi internetin büyük babası bile sayılır.
Şimdi dönüp bakınca ne kadar da komik görünüyor değil mi? Halbuki o zamanlar muhteşem bir imkandı bizler için. Hatta kiraladığın güne göre para ödüyorduk, saati geçmesin diye erkenden teslim ediyorduk. Vay be...
Walkmen'in tahtını sağlayan ağabeyi olur kendileri. Buna sahip olmak çok büyük sükseydi. Neden derseniz CD almak epey bir zenginlik göstergesiydi çünkü pahalıydı. E bunun tahtını da MP3'ler yıktı diyebilir miyiz? Diyebiliriz...
Teknoloji çağı ile resmen tanışmamıza sebep olan mekanlar işte buralar. Nice yeğenlerimiz oyun sevdasına ailesi ile kavga etti, kontrolünü kaybedenler afedersiniz umumi ortamda porno seyretti buralarda. Neyse ki şimdi herkesin evinde, hatta cebinde internet var.
2000'li yılların başında patlayan Cat akımı, montuyla olsun botuyla olsun bütün gençleri ele geçirdi. Şu an hala daha modasını koruyor ama ilk çıktığında büyük caka satmak için birebirdi. Hala daha pahalı.
Magazin meraklısı bir millet olduğumuz için bu tür materyalleri asla pas geçmedik. Hatta üstüne para verip aldık; gazetenin içinden çıkmadığı zaman gidip bayi ile kavga ettik. Çok cesur zamanlarmış şimdi düşününce...
Tabii o zaman Shazam yok, nerden bilecez? Acun ibiza'ya gidip bir kızla röportaj yapıyor, hop arkadaki şarkı. Akın Sel, Alpay ile komik olmayan bir sohbet ediyor, hooop bi şarkı daha. Hepsini seviyorsun ama adını bilmiyorsun. Ne yapacaksın? Gidip bir Televole kaseti alacaksın... (Kaset dedim bakın)
Valla ben bundan hiç içmedim ama hep patlatmak istedim, yalan değil. Bir ara okuldaki çocukların elinde hep bunlardan olurdu, sonra da üfleyip üfleyip patlatırlardı. Demek ki güzel bi şeymiş.
Değişik markalı şampuanların yükselişi işte tam olarak 2000'li yılların başına denk geliyor. Rejoice'un mottosu da 'Yıka ve çık' olarak hafızalarımıza kazınmıştı hatırlarsanız. Zaten ne yapacaktık ki banyoda?
Reklamı çok fazla yapılan ve kokusu herkes tarafından tercih edilen bu parüfümün hem kadın hem de erkek için olanı vardı; hala daha var. 2000'li yılların başında bir ortamda gördüğünüz 10 kişinin 7'si bu parfümden kullanıyordu. Bi de Axe vardı bak, ne oldu ona?
hatta herkes birbirine bi parfum var caldion kalıyo git diyon gidiyo diye mal mal espriler bile yapardi 😂
İncirli biskrem, ve cino kalbimizde yaşıyor.
Hey gidi hey o günler daha güzeldi...