Çağan Irmak filmlerinin hepimizin yüreğinde apayrı bir yeri vardır. Kimi zaman babamızı, kimi zaman eski bir aşkımızı ama hepsinde kendimizi gördük onun filmlerinde. Onun tek bir cümlesi ile yeri geldi evde isyan çıkardık, yeri geldi hayata tutunmak için aradığımız cesareti bulduk. Filmlerini izlerken ne kadar çok ağlasak da İşte 2000'li yıllara damga vuran yönetmen Çağan Irmak'ın doğum günü anısına onun hafızalarımızdan asla silemeyeceğimiz replikleri...
“Bu hayat benim. Yarısını başkaları için harcadım. Geriye ne kadar ömrüm kaldı bilmiyorum… Belki kırk yıl, belki bir gün… Geriye kalan hayat benim ve ben nasıl istiyorsam öyle geçecek. Ben bu gemiden mutlu ineceğim…”
'Baba yüreğim yangın yeri gibi biliyor musun? Gözü arkada kalmak böyle bir şey galiba... Kaç gündür onu itmek istiyorum, bana sarılınca beni sevmesin diye. Kaç gündür uğraşıyorum ama yapamıyorum. Onun hayatında bir yumru olacağım için kendimden nefret ediyorum.'
'Sen oradaydın ve bir gün benimle tanışacağını bilmiyordun... Sen dizime yattın, ben bir hikaye anlattım ve sen büyüdün... Kafamda bir hikaye. Bilirsin bunu çok severdim. İkimize bir 'mutlu son' yazdım sonra. O evde seninle birlikte oturduk. Sustuk... Yanımda durdun sessizce... Ve bu sondu...'
'Ne görüyorsun diye sordu içim
Tutkuyu dedi daha içerim
Sende var mıydı diye sordu içim
Olmalıydı dedi daha içerim
Ablasın sen, ilk doğansın,
Doğmamış bebene sahip çıkansın
Sapla iğneyi damarına
Kanın onunkine karışsın...'
“Hayat devam edecek, birileri yeni kitaplar yazacak okuyamayacaksın, yeni filmler çekilecek izleyemeyeceksin, sevdiğin bir şarkıyı bir daha dinlemek isterken dinleyemeyeceksin… Bunlara kolay alışır insan; ama onu büyürken izleyememek, yanında olamamak, ilk kız arkadaşını göremeyecek olmak…”
-Aynı masala inansak beraber, olma mı hiç?
-Olur elbet.
-Bir masala sırf anlatan inanırsa o masal olur mu hiç?
-Olmaz elbet...
“Kader değiştirilemez, değiştirilirse kader olmaz diyenler var; olmasın varsın. Hiçbir şeyin değiştirilmeyeceği bir dünyada yaşamak ne umutsuzca olurdu öyle değil mi? Başına gelmiş kötü bir olay, öyle bir gün gelir ki, olması gerektiği için olmuş ve daha iyi bir şeye neden yaratmıştır. Bilemezsin...”
'Yapan kadar bilip de susan da günahkar...
Görmediniz, duymadınız, konuşmadınız.
Dili olmazsa insan neyler?
Tam orada, tam orada yatmaktayız.
Mezarımız bir kör kuyu.
Bir dua edenimiz yoktur başımızda.'
'Bana gittin diyorsun baba ama ben gitmedim, gidemedim, kalamadım evim nerede bilemedim; çünkü aklımın bir tarafında bir köşesinde hep sen vardın, seninle bu... Bu olmamışlık, Bu küslük... insanın dönebileceği bir evinin olmaması ne demek biliyor musun baba? Elimi neye attıysam kurudu. Karım öldü. Bir zamanlar aynı yola baş koyduğum arkadaşlarım reklam şirketlerinde, iktidar borazanı çalan gazetelerde acıyıp bana iş verdiler. köpeğe kemik atar gibi... Kendilerini temizlemek, ruhlarını temize çıkarmak için... Dur! Konu bu değildi. Ben başka bir şey diyordum. Hah tamam. Ev diyordum. Baba buraya niye geldim biliyor musun? Deniz'e bir oda ver, onu yanına al, burada büyüsün, bir evi olsun, gidecek başka hiçbir yeri yok.'
Babam ve Oglum gibi Film bi daha zoor gelir Tüylerim diken diken oldu
Ben şahsen Çağan Irmak filmlerini çok beğeniyorum. İzledikten sonra etkisinde kalıyor insan.
ıssız adamda yemek (yerken karakter analizi yapılan bölüm) ve kahve sahnesini daha önce bi yerde gördüm ama nerde gördüğümü hatırlamıyorum. bi kaç alıntı sahnesi var diye sevemedim bi türlü filmi.