'Ah evladım biz neler gördük neler...'
'Ah evladım biz neler gördük neler...'
Başlı başına bir kültür. Başlı başına bir dönem. Titreşim göndermek mi dersiniz artık dinlediğin şarkıyı herkese göstermek mi, 'kişisel bir ileti' girmek mi? Hepsi, hepsi çok güzel şeylerdi. Hiç bitmeyecek sanıyorduk ama o da tüm güzel şeyler gibi bitti.
100 Kontör dünyanın parası 1 mesaj 2 kontör. Daha böyle paketler de yok tabi. E ne yapacak dönemin ergeni, tabi ki çağrı atacak. Saatlerce çağrılaşma denen bir şey vardı. Sadece sırayla çaldırıp kapatıyorsun böyle. Artık saçma mı romantik mi ona siz karar verin.
Evet Serdar Ortaç'ın bu şarkının sözlerini hangi kafayla yazdığını merak ettik durduk hepimiz. Yoğun araştırmalarımız ve bilimsel deneylerimiz sonucu, iki telefondan birbirlerine şarkı göndermeye çalışan sevgililerin içerisinde bulundukları çaresizliği anlattığı sonucuna vardık. E telefonları kafa kafaya tutmak zorundasın, kızılötesiyle bir şey göndereceksen. Bırakıp bir yere de gidemiyorsun. Müzede bekler gibi yaralı yaralı bekliyorsun telefonların başında. Yani kızıl ötesiyle bir telefondan diğerine bir şeyler gönderdiğimiz dönemler de oldu bizim.
Moda işte bazen saçma da olabiliyor arkadaşlar. Lise yıllarında özellikle kışın deli gibi yaptığımız şey. Tamam giyiyorsun abi, ama kolları neden sıvıyorsun yani? Mantıklı bir açıklaması var mıdır acaba?
Şimdi şöyle oluyordu bu. Eski cep telefonlarınıza tabi ki öyle fotoğraf falan yükleyemiyorsunuz. Ancak ekran görüntüsünü değiştirmenin bir yolu vardı. Dönemin GSM operatörüne mesaj atıyorsunuz 'LOGO' diye. Onlarda belirli bir kontör karşılığında size rastgele bir logo gönderiyorlardı, bu artık sizin ekranınızda yer alıyordu. Ne günlermiş ya, logoya bile para vermişiz zamanında.
Üstelik müzik olan bir yerde de yapıldığı olmuştur. Abi ne biçim kafamız varmış lan. İlginç doğrusu.
Kaset döneminden CD dönemine geçilince, walkmanler de yerlerini discmanlere bıraktı. Büyüktü, koyacak yeri zor buluyorduk ama yine de güzeldi. Ömürleri kısa sürdü.
Walkman ve Discman'in yerlerini alan bu küçük sevimliler hepimizin müzik dinleme isteğine çok büyük kolaylık sağlamıştı aslında. CD taşımak yerine istediğin şarkıları yükle istediğin zaman dinle. Pil takman ya da şarj etmen yeterliydi. Dönemin en güzel şeylerinden biri.
Sevdiğin şarkıları koyarsın içerisine bolca mesaj içeren şarkılar olur hatta bunlar. Sevdiğin birine verirsin. İlişki başlatmanın 3 numaralı aşamasıdır.
Youtube yok, torrent yok, dizi siteleri yok. Yok oğlu yok. E ne yapacak bu kısıtlı bütçeli ergen arkadaşımız? Nasıl kültürlenecek? İşte korsan CD'ler tam da bu dönemde varlığını Türk gençliğine armağan etmiştir.
Boşuna bu milletin en sevdiği film avseq01.data olmadı yani.
Karşı cinsten birinin ismiyle girip arkadaşı keklemek... Paha biçilemez. :D
Uzakları yakınlaştıran bir arkadaşlık sitesi. :D
Kaybettiğiniz başbakana dönün de bir bakın istedim :)
Avril Lavigne
Blue
Dönemin İtalyan yakışıklısı
YouTube o zaman bambaşka bir dünyaydı.
Melih mi Eray mı olayına hiç girmiyoruz bile.
TATU
'BİRGÜL SENİÇOKSEVİYORUM NEOLUR BENLE EVLEN?'
Kola kapakları bir dönem bunu da verdi evet ve hiçbirimiz ne işe yaradığını çözemememize rağmen çok popüler oldu nedense.
Abi 9 numaraya yarım saat daha açabilir misin?
İspanyol paça. Son dönemde yeniden moda olsa da eski İspanyol paçalar gibi değil.
'Yer çekimine yenik üstüm başım.'
Yalvaç abi > Tolga abi
Bir neslin alnı bu taçlar yüzünden açık. Erkekler arasında daha popüler olan bir üründü.
Kylie Minogue
Anımsıyor gibiyim ama tam olarak hatırlamadım diyenleri buraya alalım.
Yılan... Yılan...
#32 O yılan oyununu ekranı tümüyle doldurarak bitirenlerimiz oldu..
MSN keşke hayatımızda olsaydı hala, en çok onu özlerim.
şu çağrılaşmanın verdiği keyfi şimdi konuşarak alamıyoruz :/