14 Madde İle İnsan Yaşamını 200 Yıla Kadar Uzatmanın Sırları

Yaşlanmak hayatın kaçınılmaz bir gerçeği değil! Birçok hayvan ölümü ertelemenin yolunu buldu bile. Onlardan alacağımız ipuçları bizim de daha uzun ve sağlıklı bir hayat yaşamamıza yardımcı olabilir.

1. Moby Dick'in yayımlanmasından yalnızca 30 sene sonra, bir grup Alaskalı balina avcısı, dünya üzerindeki en büyük ikinci memeli olan kutup balinasını evcilleştirmeye karar verdiler.

Kutup balinaları, uzun ömürlülükleriyle ünlüydüler; yaşam uzunlukları insanlarınkinin iki katıydı ve zıpkınlardan kaçacak derecede güçlülerdi.

2. Balina avcıları son teknoloji silahlara sahip olmalarına rağmen, balinanın yağ tabakasını delip geçmesi için attıkları bombalı zıpkın balinayı yakalamaları için yeterli olmadı.

Zıpkının üç parçası balinanın yan tarafına saplandı, ancak balina Moby Dick gibi sadece yüzeysel bir şekilde yaralanarak kaçmayı başardı. Bu kutup balinası, 120 yıl boyunca özgür bir şekilde yoluna devam edecekti, ta ki 2007 yılında bir grup Eskimo avcı onu yakalayana dek. Balinanın yağ tabakasına 120 yıl önce saplanan zıpkın parçaları hala oradaydı!

3. Yapılan ölçümlere göre, bu balinalar 150-210 yıllık bir ömür yaşıyorlar.

Derilerinin biraz kayışımsı hale gelmesi, yağ tabakalarının şişkinleşmesi ve aldıkları savaş yaraları dışında, yaşlanmaya dair gösterdikleri belirtiler yok denecek kadar az. Bu yönleri de, yaşlanmayla ilgili araştırma yapan doktorların ilgisini çekti.

4. Bu doktorlardan bir tanesi Liverpool Üniversitesi'nden Joao Pedro de Magalhaes.

'İnsanlardan çok daha uzun yaşıyorlar, ancak vahşi hayatın içindeler, doktora gitmiyorlar veya insan toplumunun sahip olduğu diğer avantajlara sahip değiller.' diyor Liverpool Üniversitesi'nden Joao Pedro de Magalhaes. 'Bu da yaşlanmayla ortaya çıkan hastalıklardan doğal bir şekilde korunduklarını gösteriyor.'

5. De Magalhaes ve çalışma arkadaşları, bu balinaları ve diğer uzun ömürlü canlıları inceleyerek, insan vücudunun çöküşünü yavaşlatacak ve ölümü erteleyecek yeni ilaçlar bulmayı umuyorlar.

'Yaşlanmak bir gizem. Modern dünyada acı ve ölümün en büyük nedeni o olmasına rağmen, diğer biyolojik süreçlere göre hakkında daha az şey biliyoruz.' diyor Magalhaes. 'Eğer yaşlanmayı birazcık bile ertelemeyi başarabilirsek, insanlığa eşi benzeri görülmemiş şekilde faydası olacaktır.'

6. Harvard Üniversitesi'nden Vadim Gladyshev de aynı fikirde.

'Biyolojinin en büyük sorunu bu, çünkü kronik hastalıkların büyük bir bölümü yaşlanmanın etkisiyle ortaya çıkıyor. Eğer yaşlanmayı erteleyebilirseniz, kanser, Alzheimer ve diyabet gibi hastalıkların ortaya çıkmasını da ertelemiş olursunuz.'

7. Yaşlanmayı hızlandıran pek çok faktör var.

Bunların başında çevre geliyor: DNA'mız zararlı kimyasallar ve radyasyon yüzünden yavaş yavaş hasara uğruyor. Hücrelerimiz bu zararı iyileştirebilecek güce sahip olsalar da, zamanla hasar çok fazla yayılabiliyor ve bu hücrelerin tümörlere dönüşmesine sebep olacak mutasyonlar meydana geliyor.

8. Metabolizmamızla ilgili problemler de ortaya çıkabiliyor elbette.

'Hücrelerimiz enerji yaktıkça atık üretirler. Bu atık zamanla biriktikçe, hayati biyolojik süreçlerin işleyişine etki edebilir. Hasarın miktarı gittikçe birikir ve organizma bir yerden sonra bununla baş edemez.' diyor Gladyshev.

9. Son olarak, vücudumuz organları yenilenirken de sorunlar yaşayabilir.

'Her kromozomun ucunda 'telomer' adı verilen ve kromozumu yıpranmaktan koruyan bir DNA demeti bulunur. Ancak bu telomerler hücrenin her bölünüşünde kısalırlar ve çok kısaldıklarında hücre kusurlu çalışmaya veya ölmeye başlar. Böylelikle çoğu hastalığa karşı daha savunmasız hale geliriz.'

10. Bütün bunlar bizi ölüme iten durdurulamaz güçler gibi görünüyor.

Fakat bu süreci yavaşlatabileceğimize dair kanıtlar da var. Örneğin, yaygın olarak kullanılan bir diyabet ilacı olan 'metformin'in farelerde yaşlanmayı yavaşlattığı biliniyor. Yapılan bir başka deneyde, yuvarlak kurtların hücre metabolizmasında görev alan bir genlerinin değiştirilmesi sonucu, ebeveynlerin birkaç katı daha fazla yaşadıkları gözlenmiş. Bu tip gelişmelerin daha karmaşık organizmalarda da görülmesi biraz düşük bir ihtimal olsa da, yine de yaşlanma konusunda çaresiz olmadığımıza dair bize ipuçları vermesi açısından önemli.

11. Bir diğer örnek tüysüz kösetebek fareleri. En iyi koşullarda 2-3 sene yaşayan diğer fare türlerinin 2-3 katı bir yaşam uzunluğuna sahip bu fareler.

Aynı zamanda, kansere karşı da dayanıklılar; laboratuvarda binlercesi üzerinde çalışılmış olmasına rağmen, tek bir tüysüz köstebek faresinde bile tümöre rastlanmamış. Kanserojen maddelerle yıkandıklarında bile, hastalığa yakalandıkları gözlenmemiş. Bu durum şöyle açıklanabilir: Bu farelerin hücreleri çok yoğunlaştıklarında otomatik olarak büyümeleri duruyor ve bu da tümörlerin çoğalmasını ve büyümesini engelliyor.

12. Diğer uzun ömürlü canlılara ise şöyle örnekler verilebilir:

4700 yıllık Bristlecone çamlarının polen ve tohumlarını karşılaştıran bir çalışmada, yaşlanmayla meydana gelen hücre mutasyonu oranında önemli bir artış gözlenmemiş. Mercanlar da 4000 yıldan fazla yaşayabiliyorlar. Tek başına yaşayan en yaşlı canlı ünvanı ise 507 yaşındaki bir deniz kabuklusuna ait.

13. Aslında, kutup balinalarının devasa cüsselerinin onları kansere karşı daha savunmasız yapması gerektiği düşünülebilir.

Çünkü ne kadar fazla hücreniz varsa, zararlı bir mutasyon ortaya çıkması ihtimali o denli fazladır. Bu da balinaların bu mutasyonlarla başa çıkmak için bazı zekice evrimsel sırlara sahip olduklarını gösteriyor. Bilim adamları, bu balinalar üzerine yaptıkları araştırmalarda, genomda meydana gelen küçük hasarları iyileştirecek moleküler bir onarıcı kodlamasıyla bilinen ERCC1 adlı bir gende ve DNA'nın kopyalanmasında görev alan bir protein kodlayan PCNA geninde önemli değişikliler gözlemlemişler.

14. Bu iki doktor çalışmaların henüz başında olduğumuzu belirtiyor.

Gladyshev, 'Kutup balinalarının bu kadar uzun yaşamasını sağlayan metabolik değişimleri, diyet ve egzersiz programları sonucu kendi vücudumuzda gözleyebilir miyiz?' sorusu üzerinde duruyor. De Magalhaes ise, kutup balinaları, Brandt yarasası ve tüysüz köstebek faresinde görülen bazı mutasyonları insan dokusuna uygulamamız gerektiğini düşünüyor: 'Eğer insan proteinlerini bu şekilde değiştirebilirsek, bunun DNA onarımını iyi yönde etkileyip etkilemeyeceğini görmüş oluruz.'

Popüler İçerikler

Rasim Ozan Kütahyalı’dan Atatürk Sözleri: “Şeytan Taşlamakla Anıtkabir'de Yapılanlar Benzer Eylemler”
RTÜK Başkanı'ndan Gündüz Kuşağı Programlarına Son İkaz: "Toptan Yok Ederiz!"
Ayliz Duman Çok Sade Kaldı: Miss Universe 2024'te Gelmiş Geçmiş En Çarpıcı Ulusal Kostümler Giyildi!