Ağızlara sakız olmak öyle kolay bir iş değil. Çiğneyip geçtiğimiz sakızın tarih boyunca başına neler gelmiş bir bakalım.Dünyanın en yaşlı sakızı, İsveç'in Orust adasında bir kazıda bulunmuş. Arkeologlar 9000 yıl önce reçine sakızı çiğneyenin kim olduğunu diş izlerinden tahminlenmeye çalışıyor.Bütün kültürlerde reçine çiğnendiği için sakızın bir tane mucidi ya da atasından bahsedilemez, ama 'Ciklet' Machu Pichu’nun da etrafını çevreleyen 'Chicle' ağaçlarından geliyor.Karamel tadında meyveleri olan Chicle ağacının Ciklet için kullanılan kısmı özü. Ağacın gövdesini çapraz şekilde yaralayıp akan öz suyu alıyorlar.Chicle özü, 1950'lerde benzer polimerler geliştirilene kadar bütün dünyadaki cikletlerin ana ham maddesi olarak kullanılmış. Gıda mühendisliği geliştikçe bu özütün yerini yapay polimerler almış.Damla sakızı daha zengin işi, özellikle haremdeki kadınların çok sevdiğine dair belgeler var. Kenger çiğnemek daha yaygın. Bulmak, kesmek ve sakızı elde edip çiğnemek ise erkekler için bir nevi ergenliğe geçiş ritüeli.Hoş kokusu nedeniyle dondurmamızdan muhallebimize severek kullandığımız damla sakızının adına eski Yunan'da mastik demişler; evet doğru tahmin ettiniz. Ooooo mastika mastika buradan geliyor; 'sakızlı' demek.Asıl ikametgahı Ege’deki Chios (Sakız) adası olan damla sakızının en yakın akrabaları ise antep fıstığı ve kahvesini içtiğimiz menengiç; hepsi Pistachiosülalesinden.Anadolu’da hala çiğnenen kenger sakızı kengeri kesince içinden akan sütün toplanıp kurutulması ile elde ediliyor. Dişleri beyazlatıp kemikleri güçlendirdiği için bolca çiğnenmiş.1848'de John B. Curtis evindeki sobanın üzerinde ladin reçinesi ve parafinden yaptığı sakızları ambalajlayıp satmaya başlamış. Eczanelerde satılan ve daha çok kilo vermek isteyenlerin rağbet ettiği bu sakızın tadı ilk başlarda biraz sasıymış.Doğunun Napolyon'u olarak bilinen Meksikalı General Santa Anna 1869’da mucit Thomas Adams'ı lateks yapsın diye işe almış. Lateksi geliştiremeyen Adams memlekete dönünce elinde kalan 2 ton Chicle özünü yerlilerin de çiğnediğini hatırlayıp 'paketlesem çiğnenir ki bu' diyerek sakız işine girmiş.Adams 1888'de dünyadaki ilk modern otomatı (vending machine) i yaptırıp New York tren istasyonlarında 'Tutti Fruttili' sakızlarını pazarlıyor. (Otomatın tarihi Eski Mısır'a dayanıyor ama o başka bir galerimizin konusu)William Wrigley 1891 de sektöre girince önce kadınları hedeflemiş. Kabartma tozu alana sakız hediye ederek ceplerine, sakız çiğnemenin yüzü sıkılaştıracağını söyleyerek kalplerine girmiş.Wrigleys reklamcılıkta yaratıcılık sınırlarını zorlayarak Eskimo kadınlarının kocalarının ayakkabılarını çiğnediği için sağlıklı dişlere sahip olduğunu, ciklet çiğneyen kadınların da aynı şekilde dişlerinin güçleneceğini söylüyor. (Eskimo kadınlarının geceleri kocalarının ayakkabılarını çiğneyerek yumuşattıkları doğrudur.)Sakız pazarı şişip büyüdükçe sakızın kendisi de şişmiş balonlanmış. FrankFleeer 1906 yılında ilk balonlu sakızı üretmiş, ama yapıştığı yerdençıkmayan bu sakızları satamamış. Satın alanlardan da bolca küfür yemiş.Kafayı yapışmayan balonlu sakız yapmakla bozan Fleer'ın imdadına çalışanı Walter Diemer koşmuş. Tam 22 sene sonra 1928 de yanlışlıkla ürettiği balonlu sakız, daha denemek için piyasaya çıktığında bile yok satmış.Balonlu sakız rağbet görüp popüler hale gelince Fleer, sakızlarıyla nasıl balon yapılacağını öğretmek için marketlerde“balon şişirme eğitmenlerigörevlendirmiş.İlk balonlu sakızın pembe olmasının nedeni fabrikadaki tek o renk gıda boyası kalmasıymış. Pembe renk gelenek gibi devam ettirilmiş. Bizim de pembe balonlu sakızımız Pembo, atası gibi safkanmış meğerse.Sakız çiğnemenin dişlere faydalı, fakat içeriğindeki şekerin zararlı olduüunu düşünen Dt. Petrulis, 1950'de ilk şekersiz sakızı üretmiş.1952’de Amerika'da Topps sakızları beyzbol kartları vermeye başlayınca artık sakız, sadece çiğnemek için değil, kart destesi tamamlamak için de aranan bir ürün haline gelmiş.Sakızın erkeklerce bir tabu gibi görülmesi Wrigleygillerin’in kafasını kurcalıyordu. 2. Dünya savaşında sakızın gerginlik azaltıcı ve odaklandırıcı etkisini anlatıp Amerikan askerlerinin günlük istihkaklarına hediye sakız koymuş. Askerler de gittikleri her ülkeye ayaklı reklam panous gibi bu sakızı götürmüşler.
Baycan'ın üstüne tanımam!
#17 Duygulandım bir an.
#1 Sakızı çiğneyen kimmiş peki bulmuşlar mı? İnşallah suçlu kimse bulunur :)